BİZİM ÇOCUKLAR NEDEN OKUMAZ?
Okumayan bir toplumuz, sanatçımız, teknokratımız,
bürokratımız, hekimimiz, yargıcımız, öğretmenimiz, işadamımız,
askerimiz, sivilimiz, dahası bilginlerimiz ve de
maalesef öğrencilerimiz hep az okuyor. Üniversitede önerdiğim
en kısa makaleleri bile öğrenci çoğunluğu tarafından
pek iltifat görmediğini
Çocuk eğitimi konusunda faydalanabilinecek bir kitap.
Peygamberimizden verilen örnekler ve hadisler doyurucu..
İşte size bir örnek: Peygamberimiz ,bir çocuk elinden tutunca,o bırakıncaya kadar elini çekmezdi. Biz ise (Çocuktur,anlamaz !) deyip kırdığımiz o küçük gönüllere kalp kırmayı öğretiriz....
Okumanızı tavsiye ederim.
20. Yüzyılda Osmanlı'nın elinde sadece Anadolu kaldığı zamanlarda 1. Dünya Savaşı başlamıştı. Dünya, Osmanlı'ya "Hasta Adam" diyordu. Ekonomi, eğitim, askeriye bitikti. Borç yatağında debeleniyordu Osmanlı. Sonra, Anadolu birden istilaya uğradı. Dört bir yanımızı işgal etmişlerdi. Yunanistan, İtalya, Fransa, Rusya, İngiltere! Ve daha
12 Eylül cunta idaresi dönemiyle devam eden süreçte 1982 Anayasasi'nin 24'üncü
maddesiyle din eğitimi devlet güvencesi altina alinip seçmeli olarak okutulan din
dersleri, ilk ve orta dereceli okullarda zorunlu hale getirildi. 1979-80 döneminde Süleyman Demirel'in açtiği 36 İmam Hatip Lisesi'ne, darbenin hemen ardindan askeri yönetim 35 tane daha ekledi. 1982'ye kadar sadece bir tane İlahiyat Fakültesi varken 1982'den sonra hizla artarak sayi 21'e çikarildi. 1983'te 1739 sayili Milli Eğitim Temel Yasasi'nda değişikliğe gidilerek İmam Hatip Lisesi mezunlarina tüm fakülte ve yüksekokullara girme hakki tanindi.
12 Eylül 1980 darbesinin ilk günlerinde İslamcı çevreler büyük bir korku yaşadı.Fakat çok geçmeden durumun pek de korkulacak gibi olmadığını farkettiler. Darbenin lideri Kenan Evren, neredeyse dini cemaatlerin yapmak istediklerini yapar hale gelmişti. Evren yurt gezilerinde yaptığı konuşmalarda ayetler, hadisler okuyor, İslamı övüyordu. Darbeciler, cemaatlerin desteği karşılığında okullarda dini eğitimi zorunlu hale getirdiler. Buna karşı Felsefe zorunlu ders olmaktan çıkarılıp seçmeli hale getirildi. Evren’in bu tutumu dini cemaat ve tarikatları rahatlattı. Ortam neredeyse tam aradıkları gibiydi.
El Kaide,Sovyetler'e karşı Afganistan'da savaşmak üzere Amerika tarafından kurulmuş silahlı ve dini-ideolojik bir örgüttür.
Finansmanı genellikle Suudi Arabistan'dan bulunmuş,silahları,eğitimi ve örgütlenmesi CIA tarafından sağlanmıştı.
İskender pala'nın, edebi kimliğinden sıyrılıp mümin şapkasını giyerek kaleme aldığı kitaptır.
Hiç şüphesiz, bir edebiyat profesörünü kapsamlı şekilde eleştirmek, ancak bir edebiyat profesörünün haddinedir fakat görünen de belli bir köy vardır. adeta bir din eğitimi kitabıymışçasına, hz. muhammed'in pek çok hadisine alakalı alakasız yer vermenin yanında; bir hristiyan ailenin, hz. isa'yı tanrı kabul ettikleri için hristiyanlara akıl sır erdirememesi ve buna ilişkin tartışmaları okuru eşek yerine koyar boyutta saçmadır ve akla fetih 1453 filminde, bozuk türkçe konuşan rumların, kuşatma esnasında ''oh oh türkleri yendik'' diyerek zil takıp oynamalarını akla getirmektedir.
Kitaptaki her karakteri, birinci tekil kişili anlatımla konuşturması inceliği bulunmasa, kabil değil ki bu kitabı bir edebiyat profesörü yazmış olsun.
Martin Luther (1483-1546) dinde reform hareketinin, yani Protestanlık hareketinin başlatıcısıdır. Bir din adamı olan Luther, aslında Katolik kilisesinin tam bir din ticareti yapan kurum haline gelmesine tepki göstermiştir. Luther'in Hristiyanlık düşüncesine getirdiği en reformcu görüş; insanların arada bir vasıta olmaksızın Tanrı ile münasebete
"Sadece sevgi bir başkasını anlamayı sağlar. Sevginin olduğu yerde ötekiyle duygu ortaklığı vardır, aynı seviyede ve aynı anda. Kendimiz o kadar kuru, boş ve sevgisisiz ki, hükumetlerin ve sistemlerin çocuklarımızın eğitimlerini ve bizim yaşamlarımızın yönünü ellerine geçirmelerine izin verdik. Ancak hükumetler insanlar değil yetkin teknisyenler istiyorlar, çünkü insanlar hükumetler- ve organize dinler - için tehlikeli olabilirler. Bu yüzden hükumetler ve din organizasyonları eğitimi kontrol etme arayışındadır."
Din dersinin beş olduğu genel bir kavramdır. Bu kavram sadece din dersi içinde geçerli değildir. Müzik dersi ve beden eğitimi dersi için de aynı şey geçerli. Bu tamamen eğitim sistemiyle alakalıdır. Bu aforizma soruya gelirsek, din ahlaka ters şeyleri emretmez. Ahlak ise bağıntılı olduğundan dine muhalif şeyler isteyebilir. Neden bu kadar ahlaksız var sorusunun din ile bir alakası yok… Çevre şartları, televizyon, subliminal mesajlar vb. bir çok şey ahlaki değerlere saldırır… Para kazanmanın tek amaç olduğu bir yerde ahlak yok olur ve ahlaksız bireyler çoğalır. Eş cinselliğin, fuhuş ticaretinin, evlilik dışı cinselliğin, cinsel suçların, pornografinin, tecavüz vakalarının ve cinsel hastalıkların artışı ahlaki çöküşün bazı önemli göstergeleridir.