Herkes Ömer b. Abdülaziz'i tanısın, bilsin istiyorum...
Ömer b. Abdülaziz (r.a)... Hicaz'ın en âdil ve bilge valisi, İslâm tarihinin II. Ömer'i, Müslümanların V. halifesi, müceddit devlet adamı. Ömer b. Abdülaziz, 29 ay 10 gün devam eden hilafetinde, ümmetin İslâm Medeniyeti'ni esas alarak kısa zamanda nasıl yenilenebileceğini gösterdi. İktidara gelince sınıf farklılığını ortadan kaldırdı. Irkları ne olursa olsun her Müslümanın eşit olduğunu açıkladı. Halka zulmeden valileri görevden alıp, yerlerine bilge yöneticiler atadı. Haksız vergileri kaldırdı, fazla alınan zekatları iade etti. Kendisinden imtiyaz talep eden Emevi ailesine, "Dilerseniz sizi askere alabilirim." şeklinde karşılık verdi. Allah Rasûlü'nün ﷺ Huneynde esir alınan bütün kadınları bedelsiz serbest bıraktığı gibi, o da cariyeleri azad edip ailelerine gönderdi. Beytü'l-mâl'den ödediği parayla kölelerin hürriyetlerine kavuşmalarını temin etti. Hutbelerde Hz. Ali'ye lanet okunmasına son verdi. Yerine Nahl Suresi'nin 90. ayetini okuttu. Hadislerin tedvin edilmesine öncülük etti. 39 yaşında Rabbi'ne yürüdü. Hıms'ta defnedildi. Kaç üniversite, kaç akademisyen, kaç doktora Ömer b. Abdulaziz'in 29 aylık hilafetinde programı tatbik ettiği "siyaset bilimi"ni onun hayatı kadar etkili anlatabilir?
Sayfa 156Kitabı okudu
Ey Türk kadını kulak ver bana! Neler neler borçlusun aziz Ata'na! Ece iken düşmüştün köleliğin ağına Din! Gelen bir nimetti erkeğin ayağına, Baban seni mal yaptı, kocana ırgat sattı. Ağzın dilin bağlandı, kafan uykuya daldı. Uyandırmak için seni bin yıllık uykundan, Eşit alman için erkeğinle her haktan, Bilir misin yoluna baş koymuştu Ata'n! Becerini sen de göresin, diye Bilimde simge yaptı Afet'i İnan! Uçurdu göklere Gökçen'i ardından, Yepyeni yollar açtı durmadan. Artık döndürmesin kimse bu yoldan seni! Aldığın hakları sakın ha verme geri! Her attığın adımda Ata'nı hatırla e mi?
Sayfa 190 - Kadınlara Yazılan Dizeler İçinKitabı okudu
Reklam
Daha güzel özetleyeni görmedim
20.yüzyılın sonlarından itibaren parti politikası neredeyse İslam ile eşanlamlı hâle getirildi.Parti siyaseti o kadar abartıldı ki politikacılara "mücahid" bile denildi.Devlet bir araç iken bir amaç hâline geldi.Daha vahim bir şey oldu: siyaset dinin bir parçası iken, din siyasetin bir parçası yapıldı.Kime oy verdiğimiz, hangi sloganı tekrarladığımız, hangi politikacıyı beğendiğimiz inancımızı belirlemeye başladı.Partiler hem İslam'ı, hem de Müslümanı teslim almaya çalıştı.İnsan eğitiminden aile terbiyesine, esnaflıktan sanata kadar her şeyin ölçütü birden partiler, parti politikası ve politikacılar oldu.
Sayfa 129 - KetebeKitabı okudu
NFK
Fakat 13 milyonluk ülkede seçilen 11 kişiden biri olan Necip Fazıl haylazlık etti. (Şairin, gündüzünü hiç görmediğini söylediği Paris tecrübesini anlattığı Babıali isimli kitabına bakılabilir.) Daha önemlisi, muhafazakar çevrelerde, Atatürk'ün Necip Fazıl'ı da o kısıtlı şartlar altında Paris'e devlet bursuyla gönderdiği gerçeği neden
İslâm, siyasî ve içtimai işlere pek çok ehemmiyet veren dinlerden biridir. İslâm’ın esas kaidelerinden biri "din ve millet birdir", düsturuyla ifade olunur. İslâm, mümin olan kimselerin cinsiyet ve milliyetlerini bitirir; lisanlarını kaldırmaya çalışır, mazilerini, ananelerini unutturmak ister: "İslâm, kuvvetli bir değirmendir ki, farklı cins ve din müntesiplerini öğütüp, dinen, cinsen bir, aynı haklara sahip, yekdiğerinden hiç farksız Müslümanlar çıkarır.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.