İstanbul’da gazetecilik yapan İbrahim, Komiser Recep adlı kendisi gibi gazeteci olan arkadaşından, Mardinli Hüseyin’in Amerika’da öldürüldüğünü öğrenir. Bunun üzerine, öldürülen kişinin çocukluk arkadaşı Hüseyin olduğunu anlayan İbrahim, arkadaşının ölüm olayını araştırmak için memleketi Mardin’e gider.
Mardin’de Hüseyin’in ailesi, arkadaşları ve bağlantısı olan kişilerle görüşen İbrahim, olayın iç yüzünü öğrendikçe içinde bir huzursuzluk hisseder ve kendisini de sorgulamaya başlar. Hüseyin’in ölümünü araştırdıkça IŞİD zulmüne maruz kalan insanların neler yaşadığını, Ezidiler’in yıllar boyunca ne gibi çirkinliklere maruz kaldığını anlamaya başlar.
Meleknaz, Zilan ve Nergis. Sekiz yaşında tecavüze uğrayan çocuklar, sigara parasına satılan kadınlar, susuzluktan ve açlıktan ölmüş insanlar.... İnsanların birbirine sadece dininden dolayı bu kadar zulmetmesi anlaşılır gibi değil. Zilan’ın anlattıklarını okurken yüreğiniz parçalanıyor. Savaşların nedeni ne olursa olsun en büyük acıları yine kadınlar çekiyor. Zulme uğrayan da insan, zulüm eden de insan. Bir insanın diğer insandan üstünlüğü ne ki din, dil, ırkına göre sınıflandırma yapıp, din adı altında günahsız insanlar vahşice katlediliyor.
Hayatı sorgulatan, yürek burkan ve okunması gereken muhteşem bir kitap.
Livaneli’nin yüreğine sağlık.