"Bizi içeriye hapsetmişlerdi, harfleri de kağıda. Yazmak, konuşmanın susturulmuş, bir kağıt üzerine hapsedilmiş halinden başka neydi ki zaten. Biz bir gün bavulumuzu alıp dışarı çıkardık muhakkak ama harfler o ak kağıt üzerinde tutuklu kalmaya devam ederdi."
"Sanki epeydir burada değil, çok başka bir yerde, zamanın iyiden iyiye silikleştiği, bir trenin ağır ağır ilerlediği, yanından bir nehrin aktığı tenha bir kanyonda yaşıyor gibiydi."
"Üzülme ve bil ki dünya dediğin lüzumsuz bahçe, bazen her yer, bazen tek bir yer, bazen de hiçbir yerdir. İnsan dediğin kötü tohum, bazen her şey, bazen tek bir şey, bazen de hiç bir şeydir."