Vejetaryenin sofrasında hayvanların tutsaklığını, kanı, mez bahayı ve matemli doğaya yapılan işkenceyi gösteren bir man zara yoktur. Onun yiyecekleri, bağ, bahçe, köy yaşantısı, tarla, hasat ve doğanın şenliğinden bir manzara oluşturur. Onun sof rası, yemyeşil marnur ülkeleri, parlak güneşi, mutluluğu, alımlı lığı gösterir. Bu sofranın çekiciliği rüyaları güzelleştirir; hayvan kanlarıyla dolu korkunç kabuslar görmekten uzak tutar.
Vejetaryenlik, doğruluk ve dürüstlük yolunda atılmış ilk adımdır ve bu adım gelecek kuşaklar için son derece değerlidir. Çünkü insanla hayvan arasındaki kölelik ve tutsaklığı kaldı rır ortadan. Sahtecilik, parazitlik, hırsızlık ve savaş gibi şeyleri kökünden yok eder. Huzurlu ve mutlu bir yaşamın sergilendiği kırlar ve tarlalar artık, doğanın süsü olan canlıların işkence edil diği, öldürüldüğü korkunç manzaralar sahnelemekten kurtulur. İnsanların yüreklerinde, gerçek kardeşlik duyguları uyanır. Bu duygu yalnız insanları değil, doğadaki tüm yaratılmışları birbi rine bağlar.
Günün birinde insanoğlu evriminin doruğuna ulaşırsa, doğal bir ortamda bitkisel yiyeceklerle birlikte olacaktır.
Oysa, et yemesi ve yapay uygarlığı onu fasitleştirmiş ve yok olma uçurumuna doğru sürüklemektedir. Doğa yasalarına göre yaşayan, sağlıklı ve yeni bir kuşak onun yerini almazsa, insan soyu utanç verici bir şekilde kaybolup gidecektir!