Montaigne "Kendini tanı" ve "Ne biliyorum?" sorularını kendine sorarak sohbet halinde bir eser oluşturmuş. Öyle ki düşünüp yazdığı şeyi hiç silmeden sürekli doğal akışla, süslü püslü anlatımlardan kaçınarak, kitabı bitirene kadar buna devam etmiş. Denemelere gördüğüm her şeyi Montaigne'de değil kendimde buluyorum, demiş Pascal. Montaigne; yaşamak, bilgi, düşünce, ruh-beden, aşk, dostluk, yalnızlık, devrim, filozoflar, düşünürler, doğa, cinsellik, alışkanlık, bilim, din, hastalık, hekimlik, kitap, bitki, evren, yurttaşlık, eğitim vb. konularda ucu bucağı görünmeyen sonsuz bir yere kendisiyle birlikte süpürüveriyor okuyucuyu. Bazı konularda düşüncelerine hiç katılmasam da bir ara kitap beni o kadar kendi içime çekti ki ölüm teması üzerine durulduğu bir denemeyi okuduğum zamanlarda rüyamda ölmüştüm ve Montaigne'in anlattıklarını düşünmüştüm... İnsanda yüzlerce yeni ufuklar açacak çok basit ve hafif bir felsefe kitabı olduğunu söyleyebilirim. Şahsen ben okurken hiç zorlanmadım. Yavaş yavaş sindire sindire alıntıları ala ala okuyup bitirdim şükür. Kimi yerlerde beni çekip silkeyen, bir nevi kendime getiren muhteşem bir kitaptı. Düzenli olarak okunursa insana, kendisini sürekli eleştiren bir rehber olabilir.