"Sen ve ben bir elin parmakları gibi birbirimize
aitiz, farklıyız ama aynı ekipteniz. İkimiz de
saygıdeğeriz, önemliyiz. Ben ve sen can'ız ve
can'da özür yoktur; ikimiz de doğalız. Ben kendim
olarak değerliyim ve sen kendin olarak değerlisin;
ikimizin de yeri doldurulamaz. Ben yapabilirim,
sen de yapabilirsin, ama birlikte daha iyisini
yapabiliriz; daha iyisini birlikte yapacağımıza inanıyorum.
Kendimin gelişmesini önemsiyorum,
senin gelişmeni ile önemsiyorum. Sen ne kadar
gelişirsen ben de o kadar gelişme imkânı bulurum.
Sana ne kadar hizmet edersem, uzun vadede
kendime de hizmet etmiş olurum. Her bir parmak
ne kadar gelişir ve işini iyi yaparsa, el bütün olarak
o kadar gelişmiş demektir. el bizi, parmak beni
gösterir. Tek başına parmak bir anlam ifade etmez,
ama elin bir parçası olarak her parmak anlamlıdır
gercek özgürlük kitabından alıntı
#DoğanCucelioğlu
Adam yerine konmak
Kitapta yapılmış bir alıntı
"Şark insanının en büyük özlemi, sanırım 'adam yerine konmak, önemsenmek, ayrıcalıklı' olmak...
Bağdat caddesi kaldırımlarında cep telefonuyla yürüyen genç kızın, kimseyi önemsemez görünen ciddi tavrı da bundan;Nişantaşı'ndaki pasajlardan birinde, genç bir hanımın rahat geçmesi için elinle açık tuttuğun kapıdan yürüyüp giderken, bir "mersi" dememesi de bundan...
Başkalarını adam yerine koymadığın ölçüde' kişilik sahibi olursun' koşullanmaları, feodalizmin... "
"Bir insanı keşfetmenin heyecanını duymadığınızda, anlamanın yerine beklentiler, yorumlar ve yargılar devreye giriyor. Bu da yoğun hislere, görüşün azalmasına, gönülde mesafelere neden oluyor".
kalplerinizi verin, ama teslim almayın birbirinizin kalbini
çünkü sadece hayatın avucundadır kalpleriniz
birlikte saf tutun, ama yapışmayın birbirinize
çünkü tapınağın sütunları da ayrı dururlar
ve meşe ile selvi büyüyemez birbirlerinin gölgesinde