İşin aslı okurken çok sıkıldım ancak tamamen şahsi bir olay bu. Yani günde 20 sf dan fazlasına sabrım yetmedi. Şimdi ne bu kadar sıktı seni diyebilirsiniz. Benim cevabımsa bilmiyorum olurdu sanırım. Neden bilmiyorum karakterlerle aramda ilişki kuramadım ne Seniha ne Faik Bey ne Naim Efendi ne de Hakkı Celis. Hissettiklerini hissedemedim belki de zamanın farklılığından bilemiyorum. Bu da okumaya olan istediğimi azalttı sanırım. Bir de olaysızlık yani asla eleştirecek biri konumunda değilim. Ama olaysızdı sanki kitap sadece dönemi anlatmak için yazılmış gibiydi. İnsanlar arasındaki uçurumları göstermek kuşak farklarına dikkat çekmek bitmez tükenmez istekler... Zaten o yönden bakınca kitap efsane dönemi anlatma konusunda çatışmalarda evet asla bişey diyemem. Kitaba da bişey demiyorum sadece okurken zorlandım ben yoksa klasik klasiktir tabi ki sonsuz emek var benden de sonsuz saygı bekler...
Ama ayrıca belirtmek istiyorum ki Seniha gibi insanlar neden varlar? Her fırsatta bir bahaneyle üste çıkma, hatasını başkalarından bilme, doyumsuzluk ve daha sayamayacağım bir çok özellik. Resmen kendinden nefret ettirdi. Bide sondaki şu cümle var "Seniha sadece güzel ve süslüydü." doğru söze ne denir...
Ama devam Yakup Kadri her kitabında farklı bir anlatıcı ruhuna bürünüyor ve bunu asla kaçıramam:))
Bide bide bide bunlar tamamen şahsi fikirler. Büyük ihtimalle sevmemem de benim acizliğim ama her kitap sonunda düşüncelerimi derlemek tamamlanmış hissettiriyor:))