Kumarbaz, Dostoyeski'nin ticari kaygılardan dolayı kısa sürede yazdığı kısa romanı.
Aleksey İvanovic'in kendi, geleceği ve sevdiği için kazanma hırsıyla oturduğu kumar masaları ve tutkulu aşkı... Bir tarafta ölüm haberi bekleyen mirasçılar... Beklenmeyen sürpriz ve beklenmeyen sonlar...
Kurmarbazı
Blanaslibrary ile birlikte okuduk, eğlenceli bir kitaptı, özellikle büyükanne karakteri favorilerimdendi, şaşırttı. Dostoyeski kitaplarına bakınca hem tarzı farklıydı hem de karakterler açısından eksik olan bir şeyler vardı, bazıları çok silikti, bazıları gizemli, detay aradım, yoktu, Avrupa esintileri serpiştirilmişti, olmasa da olurdu dediğim yerler vardı... Okuduğumuz için mutluyum, keyifli okumalar...
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202369,7bin okunma
Marai'den okuduğum ikinci kitap. İlki İşin Aslı, Judit ve Sonrası idi. İkisinde de fark ettiğim ortak özellik, Marai insan duyguları analizinde bir usta. Modern bir Dostoyevski adeta.
Kitabın konusu; ilkelerine ve geleneklerine oldukça bağlı, çalışkan ve sorumluluk sahibi genç bir yargıç olan Kömives, elindeki boşanma dosyalarını incelerken bir dosyayı fark eder. Fark ettiği şey bu dosya sahiplerinin okuldan tanıdığo Doktor Greiner ve karısının boşanma davası olmasıdır. Kömives, Greiner'ın karısını da yıllar öncesinden tanır, ne var ki boşanma davası görülemeden genç yargıçın evinde davetsiz bir misafir onu beklemektedir.
Kitabın ilk bölümünde Kömives'in geçmişi ve yaşantısı üstünde durulmuş, ikinci bölümü ise boşanma ile alakalı. Fakat ikisi çok bağlantılı, insanın yaşadıklarının şimdiki hayatında da ne kadar etkili olduğunu gösteren çok güzel bir roman. Bir önceki kitapta okuduğum gibi yine savaş esintileri var. Dediğim gibi Marai duygu
analizinde ve psikolojik tahlillerde oldukça başarılı. İşin Aslı, Judit ve Sonrası kadar sevemedim maalesef; fakat Marai ile herkes tanışmalı.
“Nerede bu Dostoyevski’niz ?” Dostoyevskinin 23 yaşında yazdığı ilk kitabı. Dönemin insanının sefaletini, değersiz hayatını anlatıyor.
Asıl adına en yakın başlık ‘Yoksul İnsanlar’ ya da ‘Zavallı İnsanlar’ olabilir. İnsancıklar başlığını ilk kez Nihal Yalaza Taluy çevirirken belirlemiş. Kitapta Gogol’ün ‘Palto’sunun esintileri fazlasıyla var.
Yoksulun ve zenginin farkı anlaşılıyor. Dönemin karanlık sokakları, çamurlu binaları, sefalet içerisinde ölen insanların hayatları içinizi burkuyor.
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,8bin okunma
Daha önce yazarın farklı kitaplarını okumuş olanlar için -Gölgesizler, Sonsuzluğa Nokta gibi, Kuşlar Yasına Gider başyapıt olabilir, enfes bir tat bırakabilir. Fakat bahsettiğim kitaplarını okumuş olanlar fark edecekler ki Kuşlar Yasına Gider, yazarını yansıtırken cılız kalmak zorunda olan kitabı olmuş. Sanırım yayınevlerinin yazarlara getirdiği
Kitabı okuduktan sonra uzun süre üzerine düşünmeniz ve hayattaki bir şeyleri sorgulamanız muhtemel. Benim de bitirir bitirmez ilk yaptığım şey okuduğundan emin olduğum bi arkadaşımı arayıp üzerine konuşmak olmuştu :)
Kitabın bazı bölümlerinde Dostoyevski esintileri hissediliyor, özellikle Ömer’in çorap çaldığı kısım bana Raskolnikov’u anımsatmıştı. Kürk Mantolu Madonna’dan sonra bu kitabı da okuyunca Sabahattin Ali’nin anlatımını tamamen benimsedim,yazarın diğer kitaplarını da tereddütsüz okuyacağım
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173,4bin okunma