Türk Edebiyatının en çok eser üreten yazarlarından biri olmasına karşın o denli tanınmayan bir kadın yazar Suat Derviş. Benim ilk okuduğum kitabı bu oldu ve Gorki, Dostoyevski esintileri bulduğum eseri okumaktan çok keyif aldım. Zeynep, Vasfi'nin aşık olduğu, lakin bir ilişki içinde de sayılamayacağı gözü açık biridir. Vasfi, Zeynep'in aşkıyla yanıp tutuşurken onun babasının amcasıyla evlenmesi ile yıkılır. İhtiyar adamla evlenmesi Zeynep hakkında servet avcısı ve iffetsiz şeklinde dedikoduları beraberinde getirir. Bunun sonucunda çıkan bir tartışmada kuzenini öldüren Vasfi 12 yıl cezaevinde kalır. Çıktığında annesi ölmüştür, yapayalnız ve işsiz bulur kendini. Sabıkalı olduğu için iş bulamaz ve garlarda, vapur iskelelerinde, postanelerde, sabahçı kahvelerinde aç bilaç yaşar uzun süre. Umutsuzluk içindeyken ihtiyar bir kadının müşfik bir el uzatışı onu yaşama bağlar. Sefalete düşmüş bir çok kişiyi kınarken onların derecesine düştükten sonra çıkış yolunu bulur.
Ceza infaz sistemine, sadece paraya değer veren düzene, toplumsal dayanışmanın eksikliğine eğlen, düşmüş insanların psikolojisini iyi inceleyen bir kitap. Vasfi'ye baktığımda bir Dostoyevski karakteri görür gibi oldum.
Tavsiye edilir.
Not: Suat Derviş sosyalist görüşte bir insan olup, TKP eski merkez komitesi sekreteri Reşat Fuat Baraner'in eşidir. Reşat Fuat da Mustafa Kemal'in yakın akrabasıdır.