Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün bu yazdıklarımın tatsız bir etki yaratacağına da eminim, zira hepimiz yaşamla bağını az ya da çok kaybetmiş, kör topal idare eden insanlarız. Hatta yaşamdan öylesine kopuğuz ki, gerçek "canlı hayata" karşı adeta tiksinti duyuyor, bize hatırlatılmasına dahi katlanamıyoruz. Öyle bir hale gelmişiz ki, gerçek "canlı hayat"
Biliyorum, belki bu sözlerime kızacak, bağırıp tepinmeye başlayacak, “Böyle konuşacaksanız yalnız kendinizden o sefil yeraltınızdan bahsedin; 'biz, hepimiz' gibi tabirler kullanmaya kalkışmayın!”
Sayfa 138
Reklam
Biliyorum, belki bu sözlerime kızacak, bağırıp tepinmeye başlayacak, “Böyle konuşacaksanız yalnız kendinizden o sefil yeraltınızdan bahsedin; 'biz, hepimiz' gibi tabirler kullanmaya kalkışmayın!”
Sayfa 138
Öyle bir hale gelmişiz ki, gerçek "canlı hayat" bize adeta bir iş, bir ödev gibi görünüyor, onu kitaptan öğrenmeyi yeğliyoruz. Peki neden bazen telaşa kapılır, kimi kaprisler, çılgınlıklar yaparız? İstediğimiz nedir? Bunu kendimiz de bilmeyiz. Kaprislerimiz, isteklerimiz yerine gelse bundan ilk biz zararlı çıkarız. Bize daha fazla serbestlik vermeyi, ellerimizi çözmeyi, hareket alanımızı genişletmeyi, üstümüzdeki vesayeti kaldırmayı deneyin bir... sizi temin ederim, o anda tekrar vesayet altına girmeye can atarız. Biliyorum, belki bu sözlerime kızacak, bağırıp tepinmeye başlayacak, "Böyle konuşacaksanız yalnız kendinizden, o sefil yeraltınızdan bahsedin; ‘biz, hepimiz’ gibi tabirler kullanmaya kalkışmayın!" diyeceksiniz
Sayfa 245 - pdfKitabı okudu
394 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
''Prens''ler Bitmez!
Dostoyevski insanları çok iyi tanır ve her kitabında ''şöyle insanlar vardır, bu tür insanlar şöyle yaparlar'' gibi tabirler kullanır. Bu kitabında da Katya ve Alyoşa gibi çocuksu insanları, (Stepançikovo Köyü'nde Yegor İlyiç de böyleydi) İhmenevler gibi temiz insanları, Nataşa gibi körü körüne âşık olan insanları, Nelli gibi acılarla yoğrulan,
Ezilenler
EzilenlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202218,5bin okunma
Öyle bir hale gelmişiz ki, gerçek "canlı hayat" bize iş, bir ödev gibi görünüyor, onu kitaptan öğrenmeyi yeğliyoruz. Peki neden bazen telaşa kapılır, kimi kaprisler, çılgınlıklar yaparız? İstediğimiz nedir? Bunu kendimiz de bilmeyiz. Kaprislerimiz, isteklerimiz yerine gelse bundan ilk biz zararlı çıkarız. Bize daha fazla serbestlik vermeyi, ellerimizi çözmeyi, hareket alanımızı genişletmeyi, üstümüzdeki vesayeti kaldırmayı deneyin bir... sizi temin ederim, o anda tekrar vesayet altına girmeye can atarız. Biliyorum, belki bu sözlerime kızacak, bağırıp tepinmeye başlayacak, "Böyle konuşacaksanız yalnız kendinizden, o sefil yeraltınızdan bahsedin; 'biz, hepimiz' gibi tabirler kullanmaya kalkışmayın!" diyeceksiniz.
Sayfa 138 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Reklam
"böyle ko­nuşacaksanız yalnız kendinizden, o sefil yeraltınızdan bahse­din; 'biz, hepimiz' gibi tabirler kullanmaya kalkışmayın!·" diyeceksiniz. müsaade buyurun baylar, ben bu hepimizlikle kendimi haklı çıkarmak peşinde değilim. ben kendi hayatım­ da, sizin cesaret edemeyip yarıda bıraktığınız şeyleri sonuna kadar götürdüm, o kadar...
Sayfa 139 - TİBYKitabı okudu
Şimdi bile, üzerinden bunca yıl geçtiği halde bu hatıraları anmakla epey kötü oluyorum. Gerçi nice kötü hatıram var ama... bu "Notlar"a burada mı son vermeli acaba? Sanırım bunları yazmakla hata ettim zaten. Daha doğrusu, bu hikâyeyi yazarken yeterince utandım: Yani bu, edebi bir eserden ziyade günahlarımın kefaretini ödemek oldu. Bir
Sayfa 122Kitabı okudu
Şimdi bile, üzerinden bunca yıl geçtiği halde bu hatıraları anmakla epey kötü oluyorum. Gerçi nice kötü hatıram var ama... bu "Notlar"a burada mı son vermeli acaba? Sanırım bunları yazmakla hata ettim zaten. Daha doğrusu, bu hikâyeyi yazarken yeterince utandım: Yani bu, edebi bir eserden ziyade günahlarımın kefaretini ödemek oldu. Bir
Reklam
Doğru söze ne denir?
Peki neden bazen telaşa kapılır, kimi kaprisler, çılgınlıklar yaparız? İstediğimiz nedir? Bunu kendimiz de bilmeyiz. Kaprislerimiz, isteklerimiz yerine gelse bundan ilk biz zararlı çıkarız. Bize daha fazla serbestlik vermeyi, ellerimizi çözmeyi, hareket alanımızı genişletmeyi, üstümüzdeki vesayeti kaldırmayı deneyin bir... sizi temin ederim, o
Dostoyevski ... tabirler
Küçük Goladkin iki fincan çikolata getirtti. Çapkınca bir göz kırpmayla: - İlik gibi karı, değil mi? dedi.
Sayfa 104Kitabı okudu
Şimdi bile, üzerinden bunca yıl geçtiği halde bu hatıraları anmakla epey kötü oluyorum. Gerçi nice kötü hatıram var ama… bu “Notlar"a burada mı son vermeli acaba? Sanırım bunları yazmakla hata ettim zaten. Daha doğrusu, bu hikâyeyi yazarken yeterince utandım: Yani bu, edebi bir eserden ziyade günahlarımın kefaretini ödemek oldu. Bir köşeye
Sayfa 138 - Türkiye İş Bankası / Kültür Yayınları / Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi / XXI. BasımKitabı okudu
Bir köşeye çekilip ahlak bozukluğumla bütün bir ömrü nasıl heba ettiğimi, kötücül, boş gururum yüzünden yaşayan âlemle her türlü bağı keserek nasıl yeraltına çekildiğimi uzun bir öykü gibi anlatmanın hiçbir ilginç yanı yok elbette; hem romanda bir kahraman olmalıdır, halbuki benimkinde bir kahramanın tersi olan ne kadar özellik varsa kasten bir
Sayfa 138Kitabı okudu
Yalnız kendinizden, o sefil yeraltınızdan bahsedin; "biz, hepimiz" gibi tabirler kullanmaya kalkışmayın!
Sayfa 138Kitabı okudu
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.