Drina Köprüsü
Tek kelimeyle muhteşemdi. 1961 Nobel edebiyat ödüllü bir şaheser karşınızda. Hikaye kitap kapağında ve isminde olduğu gibi bir köprüyü anlatıyor. Evet, sadece bir köprü. Böyle düşününce saçma geliyor olabilir, teknik incelemeler ve mimarisinden başka nasıl anlatılır bir köprü. Öncelikle şunu hatırlatmak isterim, Avrupa şehirleri ve kasabaları kiliseler, Osmanlı şehirleri, kasabaları ve mahalleleri ise camiler etrafında şekillenirdi. Merkez nokta olarak etrafında bayındırlıklar kurulurdu. Bu köprü orta büyüklükte bir kasabaya bu önemi kazandırıyor. Sokullu Mehmet Paşa'nın Drina nehrinden geçerken ne hissettiğini bilemeyebiliriz ancak yaşlılık döneminde bile o geçişin izlerini taşıdığını Drina üzerine yaptırdığı bu köprüyle tescillendi. Osmanlılar, Avusturya, Sırplar, Musevi aileler yönetimler dönen hayatlar ve nicesi. Akımlar, düşünceler hayatların başlangıcı ve bitişi. Bu köprünün şahit oldukları bu ve bu eseri muhteşem kılan şey ise belki Drina dile gelse bile kendini bu kadar iyi anlatamayabilirdi. Ivo Andriç bunu başarmış, 350 yıllık tarihi 349 sayfaya okuyucu sıkmadan bunaltmadan aktarmış. Kesinlikle öneriyorum, iyi okumalar. Drina Köprüsü İvo Andriç