"Öylesine anlamsız ki varlığım, en azından onu doyurmak, ona bakmak bir amaç veriyor bir an sonrası için bana. Bir yön değilse de, bir yöncük bulabiliyorum yaşamda."
Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi
Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
Çöpcülerin elleriyle okşardım seni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece Sevgi Duvarını aştık
Düştüğüm yer öyle açık seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Vah! İnsanın artık yıldız doğurmayacağı zaman geliyor. Vah! Artık kendini hor göremeyen en hor görülesi insanın zamanı geliyor.
Görün! Size son insanı gösteriyorum.
'Sevgi nedir? Yaratılış nedir?
Hasret nedir? Yıldız nedir? - böyle soruyor son insan ve göz kırpıştırıyor