Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünya ve Ahiret muvâzenesini yitiren çağımız kadını, her nevi başarısızlıkta ya da musibette kendini psikiyatrist desteğine mahkum hissediyor. Çünkü aile ve okul ona sadece dünyayı anlattı ve bu yüzden o da dünyalık bir şey kazandığında sevindi, kaybettiğinde üzüldü. " Amel-i salih"e, bir seminer programından alınan belge kadar önem vermedi. Bir mesleğe giriş sınavını kaybettiğinde hayatın bittiğini düşünecek kadar karamsar oldu. Dengesi bozuldu. Sonra ebeveyni yollara düştü, doktor doktor dolaştı fakat kıymet ölçüsü müstakîm olmadığından çare bulamadı.
"Kur'ân-ı Kerim'de dünyadan el-etek çekme hoş karşılanmamış, dünya-âhiret dengesi vurgulanmıştır; *İnsanın ahirete hazırlanırken dünya nimetlerinden nasip almayı da unutmaması gerektiği* belirtilmiştir".
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
"İlahi! Kuvvetimizin za'fa uğradığını, çaresizliğimi, halk nazarında her görüldüğümü ancak Sana arz ederim! Niyazım ancak Sanadır. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Herkesin hor görüp de dalına bindiği biçarelerin Rabbi Sensin. Allahım! Huysuz ve yüzsüz düşman eline beni düşürmeyecek kadar esirgersin, hayatımın dizginlerini eline verdiğin akrabadan bir dosta bile bırakmayacak kadar beni korursun. Ya Rab! Gazabına uğramıyayım da çektiğim bu mihnetlere, belalara aldırmam. Fakat Senin af ve himayen bana, bunları da göstermeyecek kadar geniştir. Ya Rabbi! Gazabına uğramaktan, rızandan mahrum kalmaktan, Senin, karanlıkları parlatan, dünya ve ahiret işlerinin dengesi olan yüzünün nuruna sığınırım! Senin affını dilerim! Her kuvvet, her kudret Seninle durur."
Hz. Peygamber bağda biraz dinlendi, ellerini göğe açarak Cenab-ı Hakk’a şöyle yalvardı. “İlahi! Kuvvetimizin za’fa uğradığını, çaresizliğimi, halk nazarında hor görüldüğümü ancak Sana arz ederim! Niyazım ancak Sanadır. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Herkesin hor görüp de dalına bindiği biçarelerin Rabbi Sensin. Allahım! Huysuz ve yüzsüz düşman eline beni düşürmeyecek kadar esirgersin, hayatımın dizginlerini eline verdiğin akrabadan bir dosta bile bırakmayacak kadar beni korursun. Ya Rab! Gazabına uğramayayım da çektiğim bu mihnetlere, belalara aldırmam. Fakat Senin af ve himayen bana, bunları da göstermeyecek kadar geniştir. Ya Rabbi! Gazabına uğramaktan, rızandan mahrum kalmaktan, Senin, karanlıkları parlatan, dünya ve ahiret işlerinin dengesi olan yüzünün nuruna sığınırım! Senin affını dilerim! Her kuvvet, her kudret Seninle durur.” ⚘
Sayfa 57 - Diyanet İşleri Başkanlığı YayınlarıKitabı okudu
Dünya-Ahiret Dengesi
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz'in Hanzala isimli bir katibi vardı. Bir gün Hz. Ebu Bekir (r.a) ile karşılaştılar. Hz. Ebu Bekir (ra) ona "Nasılsın?" diye sordu. "Hanzala münafık oldu." karşılığını alınca şaşırdı ve "Sübhanallah! Sen neler söylüyorsun böyle?" dedi. Hanzala (r.a) böyle söylemesinin sebebini açıkladı: "Rasulullah (s.a.v)'in huzurunda olduğumuz anlarda bize cennet ve cehennem anlatılır. Onları sanki gözlerimizle görmüş gibi oluruz. Ancak oradan ayrılıp çoluk-çocuğumuza, bağ-bahçemize dönünce bu ruh hali bizden gidiyor." Hz. Ebu Bekir "Vallahi ben de aynı şeyi hissediyorum." deyince, birlikte Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz'e gidip durumu açtılar. Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: "Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, benim yanımdaki hali dışarıda da devam ettirip koruyabilseniz, melekler sizinle yataklarınızda, yollarda musafaha ederdi. Fakat ey Hanzala, bazen öyle, bazen böyle olmasında şaşılacak bir şey yoktur (bu durum münafıklık değildir)."
Sayfa 245Kitabı okudu
Dünya-Ahiret Dengesi Maalesef ki Şaşmış Durumda...
"Çocuklarımızın ders kitaplarını ellerinden düşürmemeleri için ne kadar gayret sarf ettiğimize, sınıfta kalmamaları için ne büyük fedâkârlıklara katlandığımıza bir bakıverelim. Onların daha yüksek mekteplerde okumaları için maddî imkanlarımızı ne kadar cömertçe harcadığımızı bir düşünelim. İnsafa gelerek biraz da inancımıza karşı ne kadar ilgisiz kaldığımızı düşünelim. Çocuklarımızı, inançlarını tevhîd ilmi çerçevesinde öğrenmeleri için hiç yönlendirdik mi? Onlara dünyevî arzularına ulaşmak için sarf ettikleri gayretleri, tevhîd inancına ulaşmaları için de sarf etmeleri gerektiğini hatırlattık mı? Tevhîd inancından mahrum bir şekilde sahip oldukları ilmin, kendileriyle birlikte bütün insanlık için bir zulüm aracı olduğunu öğrettik mi? Bu şekildeki soruları kendi kendimize daima hatırlatalım. Böylece nefsimizin ve âile yapımızın murakabesini yapalım ki; sonunda pişman olanlardan olmayalım."
Reklam
Sahâbenin de çok zorlandığı bir alan olan dünya - ahiret dengesi ancak Hz. Peygamber'in fiili rehberliği ile çözüme kavuşacak bir durumdur.
Duygu, düşünce insanın üç temel boyutu olan ve eylem dengesini adil bir biçimde kurunuz. Denge, müslümanın tavrı olmalıdır; Korku-ümit dengesi, dünya-ahiret dengesi, zihir-batın dengesi, bölgesellik-evrensellik dengesi, akıl-iman dengesi, bilim-din dengesi, birey-toplum dengesi, sevgi-nefret dengesi bunlardan birkaçı
Muvazene
Dünya ve Âhiret muvâzenesini yitiren çağımız kadını, her nevi başarısızlıkta ya da musibette kendini psikiyatrist desteğine mahkûm hissediyor. Çünkü aile ve okul ona sadece dünyayı anlattı ve bu yüzden o da dünyalık bir şey kazandığında sevindi, kaybettiğinde üzüldü. "Amel-i salih"e, bir seminer programından alınan belge kadar önem vermedi. Bir mesleğe giriş sınavını kaybettiğinde hayatın bittiğini düşünecek kadar karamsar oldu. Dengesi bozuldu. Sonra ebeveyni yollara düştü, doktor doktor dolaştı fakat kıymet ölçüsü müstakîm olmadığından çâre bulamadı.
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.