Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Ziya Selçuk'un bu kitabı özgür ve uzman bir psikolojik danışman olarak kaleme aldığı o kadar belli ki.Okurken bana her saniyesinde, bakanlık yaptığı dönemdeki sıkışmışlığının iç dökmesi gibi hissettirdi.Zira kendisi eğitim konusunda tamamen özgür bırakılmalıydı, son söz ona ait olmalıydı.Eğitim dünyamız için,çok ihtiyacımız olan sıçrama şansımız elden gitti ne yazık ki.Düşünceleri tam da beklediğim gibi.Bakanlık yaptığı dönem Milli Eğitim için çok önemli bir fırsattı.Değerlendirilmedi orası ayrı bir konu.Ancak şu yazdıklarıyla benim sevgimi ve saygımı bir kez daha kazandığı kesin.Bu kitabı tüm eğitimciler,anne babalar okumalı.Neleri yanlış yapıyoruz da "Kırk Kere" söylesek de olmuyor,cevapların bir kısmını sevgili Ziya öğretmen açıklamış.
·
Puan vermedi
"... yeryüzünde konaklamamızı haklı çıkaran mevcudiyetten biri."
.
Hafta sonunu birlikte geçirdik Simone ile; edebiyata , felsefeye gönül verdik , öğretmen olup taşraya atandık, Sartre ile tanıştık , dünyamız renklendi , okuduk yazdık Vatikan'ın kara listesine alındık, Fransa işgalinde hapsolduk Paris 'e , Cezayir 'in bağımsızlığı için gösterilere katıldık, feminist olduk, kadının sesini duyurmaya çalıştık , Sartre ile uzun yolculuklara çıktık . Sonra yillaaar önceki öğrencilerine kulak verdik ,hep yeni ,hep gündemde hep cesur ve öncü olduk...Sartre 'yi birlikte verdik toprağa, üzüldük hem de çok
.
Minicik , hap gibi kitap gençlik idollerimden birine selam vermemi sağladı.
.
Seviyorum bu tarz başlangıç kitaplarını Hem bilgi tazeliyor hem hem eksiklerini hatırlatıyor okuyucuya.
.
Sevgiyle tavsiye ederim ️
.
#simonedebeauvoir #özgürlüğüyazmak
#yapıkredikültürsanat #genelkültürdizisi #sylvielebondebeauvoir #jacquesdeguy
#biyografi #genelkültür #feminizm #öncükadınlar #mandarinler #jeanpaulsartre #paris #fransa
Okuma çemberimizde @kitaplarlayolculukvehuzurr Fatoş’un seçimi #gece ile karşınızdayım.
Ellie Wiesel’in kendi hayatını konu alan bu kitapta 2. Dünya Savaşı dönemine konuk oluyoruz.
Ellie Wiesel 30 Eylül 1928 yılında Romanya’da yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Henüz 16 yaşındayken Nazilerin zulmüne maruz kalır.
Hayatları bir gün
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kitabın kapağına, ismine ve deneme başlıklarına bayıldım. Dili oldukça akıcı, kelimeler yalın seçilmiş. Bu düşündüren deneme kitabını ben çok beğendim. Keyifli okumalar
KANDIRMIŞLAR BİZİ
Gökyüzünün mavi olduğundan bahsettiler gece karanlığa büründüğünü söylemediler
İnsanlar yardımsever dediler çocukların katledildiğini söylemediler aşk dünyanın en güzel olayı olarak bildirdiler hep ama kalbi acıttığını söylemediler gülmek insana iyi gelir mutlu eder dediler ama hiç güldürmediler ağla ağla rahatlarsın dediler bize neden ağlıyorsun demediler yemyeşil dünyamız var diye övündüler bu çiçekler neden soluyor demediler denizler berraktır masmavi içini açar dediler bu maviliği neden kirletiyoruz demediler çocuktuk biz anlatular güzellikleri hiç kötülüğü bilmedik büyüyünce gördük tüm çirkinlikleri gerçi ne kadar büyüdüysek daha çocuksun sen dediler bu kadar acı çekemem normal değil demediler lafı uzatmayacağım azizim anla işte kandırdılar bizi...
Tadı damakta kalan dizelerin olduğu bir şiir kitabı. Yazarın aşk şiirlerinden bir derleme yapılmış. Mutlaka okumanız gereken bir kitap. O akıcılık, o saflık, o muhteşem sevgi, o anlayış, yani anlayacağınız kitapda her bir duyguya giriyorsunuz. Çok akıcı şiirler. Mutlaka okuyun..
ADAM OLMUŞ ÇOCUKLAR
(Barış Manço anısına)
Can bedenden çıktıktan yıllar sonra dahi
Gözlerimizde yaş,
Kalbimizde sızı,
Ve iki küçük kol düğmesi ile tüm cesaretimizi toplayıp
Hislerimizi itiraf edecekken gül pembeye Sokaktan gelen
Domates, biber, patlıcan sesleriyle yıkılıyor ise dünyamız
Kara sevda dedikleri başka ne olabilir ki?
Adam olmuş çocukların unutamadı seni Barış Abi!
Bir kış gecesiydi. Kapı çaldı ama görünürde kimse yoktu. Sadece bir ses vardı. Bebek ağlaması... Sepetin içinde battaniyeye sarılmış bir bebek vardı. Küçük bir kağıtta "Adı Enke" yazıyordu.
İşte Enke 'nin hikâyesi böyle başladı. Bay ve Bayan Uney onu öz çocukları gibi sevdiler ve yetiştirdiler. Enke kendini bildiği bileli burada
398 syf.
9/10 puan verdi
‘ Evreni bizden yana ya da bize karşı diye yorumlamamalıyız. Bize karşı kayıtsız davranıyor.
Hepsi bu. ‘ s. 263
Dünyamız, evrenimiz, kimyamız, tarihimiz,…
(ortaya karışık ;) ) ile ilgili bir kitap tavsiye etmem gerekseydi, sanırım bu nefis kitap olurdu!
İlk on kitabımın arasında artık!
İçeriğinde, zaman ve mekan, içinde
Sanata Felsefeyle Bakmak-ioanna Kuçuradi
.
Bir yazın yapıtının doğru-yani amaca ulaştıran değerlendirilmesi... Üç ana aşamadan geçer. İlk ve onsuz edilemeyecek adım, yapıtı anlamaktır... Değerlendirme etkinliğinin ikinci aşaması, bir yapıtı kendi alanında bir yere oturtmaktır... Başarılı bir yapıtı değerli bir yapıttan ayırabilmek için, değerlendirmede üçüncü bir adım atmak gereklidir.
.
Bu, bir yapıtın önemini: böyle bir yapıtın yaratılmasının insan için, dünyamız içinanlamının ne olduğunu göstermek; bu olanakların etik değerler bakımından anlamının ne olduğunu göstermektedir. Bu adımın atılabilmesi için genellikle değerin, özellikle de etik değerlerin felsefi bilgisi gereklidir: etik değerlerin değerinin bilgisi.
.
Bu kitabı her kendini ben kitap yorumluyorum, bookstagramım, kendimde kitaplara puan verme haddini görüyorum diyenler okumalı. Okumayıp da kitap yorumluyorlarsa vay halimize! Son zamanlarda çok görür oldum. Eline popüler bir kitabı alan 10-15 yaş arası gençler yorumcu olmuşlar. Kitap okumaları, kitap sevdaları takdire şayan ve inanılmaz da mutlu oluyorum bunu görünce fakat; kitap yorumunda kendini Türkiye’nin sayılı yorumcusu sanan, takipçisi çok diye kendine profesörlük adleden, bir de 2 güzel fotoğraf çekip koyunca tadından yenmeyen hesaplar kitapların hakkını ne kadar verebiliyor bunu sorguladınız mı?
.
Kitap yorumlamayın demiyorum, yorumlayın, ama bunun için yazılmış baş yapıtları da okuyup bilgi sahibi olun ki; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olup, kendinizi küçük düşürmeyin.
Kitaba bayıldım… ilk okumaya başladığımda bütün kitap bir martıyı mı konuşacağız yani diye düşündüm ama felsefesi o kadar derin o kadar anlamlı ve gerçek ki… kaç yıl önceden yazarın bu kadar öngörülü olması da takdire şayan. İyi ki okumuşum. Kararlarımı, hayatımı ve amaçlarımı sorgulamama sebep oldu. Son bölümde ki söz tüm kitabın özeti gibi “ Dünyamız güvenli hale getirilmek isteniyor, özgür değil.”
