Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Doğru Kişi İçin
Psikiyatri Viktor Emil Frankl'a göre "Ruhsal sıkıntıların kaynağında, anlamsız insanlarla anlamlı ilişkiler yaşama isteği ve çabası yatar" Bazen bir insana tutunuruz hayatımızda kalsın diye... Bir iyiliğine tutunur on kötülüğünü görmezden geliriz yada görmek istemeyiz. Bu durum hem kendi benliğimize yaptığımız bir saygısızlık hemde gelecekteki ilişkimize de yapılmış bir haksızlıktır. Bir sonraki ilişkimize baktığımızda, önceki kişinin bizi hak etmediği duygusu ile karşı karşıya kalırız. Burada önemli olan asıl olay kendimizi keşfettikçe başlıyor. Kendi değerimizi belirledikçe, hayatımıza girecek kişiyi de ona uygun seçer ve onun da hayatımıza anlam katacağına emin oluruz. Yoksa öbür türlüsü kocaman bir bataklıktan ibaret, insan bataklığı... Bu bataklıktan çıkmak için: Kendinizi sıfırlayın, dönüşün ve yeniden başlayın.
Aşk
İnsanlar hayatlarının devamlılığını sağlamak maksadıyla birtakım kararlar alırlar ve aldıkları bu kararların doğrultusunda da yaşadıkları dünya, kendileri nazarında bir ehemmiyet kazanır gibi görünür. Dolayısıyla kişilerin kararsızlıklar yaşaması, bu kişileri bir takım ruhsal problemlere sürükler, bu da bir müddet sonra kişilerde bedensel hastalıkların nüksetmesine kadar varır. "En kötü karar kararsızlıktan iyidir", denmesinden maksadın hasıl olduğu bu cemiyetlerin, kararsız bir hayata tahammülleri olmaz. Bu böyledir. Birde böyle olmayan aşıklar vardır! Aşıklar da dünyaları ile alakalı kararlar verirler fakat onlarda durum biraz farklıdır. Aşıklar aldıkları bu kararlar doğrultusunda yaşamları ilerleyişini sürdürmezse, aşığını anarlar. Bu anış ile birlikte kararlarının kendileri nezdinde hiçbir ehemmiyeti kalmaz. Bu sebepledir ki aşıklar; kararsız, maksatsız, gamsız divaneler gibi görürünür bahsi geçen cemiyetlerin nazarında. Gel gelelim ki durum böyle değildir. Aşıklar bir karar almıştır. Aldıkları karar; aşığına vuslat etmek için yamalı bir hırka ile düştükleri yolda gizlidir. Bu karar diğer cemiyetlerin aldığı bütün kararlardan daha faziletli ve üstün olduğu için, sırtlarında onları yollarından alıkoyacak yükleri atarlar, ve ne zaman başkaca bir karar almaya tenezzül edesileri gelse, Aşığını anarlar. Bundan sebep Aşıklar derler ki; "ne zaman anarsam seni, kararım kalmaz Allah'ım!" Muhammet Çılgın✍️
Reklam
Yusuf 70. Sonra onları bütün hazırlıklarıyla donattığı zaman, su kabını kardeşinin yükü içine koydu ve sonra da bir dellal şöyle bağırdı. "Ey kervan. Siz kesinlikle hırsızlık yapmışsınızdır." . Merhum Hamdi Yazır, ortada bir hırsızlık yokken Yusuf (as)ın bu şekilde onları hırsızlık ile itham etmesi iftira değil midir? diye sorar. Durum tespitinin, bu soruya verilecek cevaptan çok daha kolay olduğunu itiraf eder. Ve şu notu düşer: gerçekten dellanın bu seslenişi, su kabı için bir suçlama değil, daha önce Yusuf'u babasından kaçırmış olmalarını bir tür hissettirme ve ona ait bir azarlamadır." . Yusuf 71-72 Bunlara döndüler de dediler: ne arıyorsunuz? Onlar da dediler ki: "Hükümdarın su kabını arıyoruz. Onu bulup getirene bir yük zahire var. Üstelik o tas bana zimmetlidir". . Burada su kabı olarak tercüme edilen kelimenin iki anlamı olduğunu söyler merhum Hamdi Yazır. Su kabı ve ölçek. Ve inanılmaz bir tespit yapar: Eğer kastedilen ölçü kabı ise, Yusuf Mısır devletinin adaletinin ölçüsüdür. "Ne arıyorsunuz?" sorusuna karşı bu anlam ortaya konsa, "Siz bir azizi kuyuya atmıştınız onu arıyoruz" deniverseydi ne müthiş olurdu.
BEYZA ALKOÇ - BUL BENİ
"Baran dergiyi eski sevgilisine devretmek istiyordu. Alt sınıftan bir kız." Musa Erman söylediğime şaşırırken Aziz Ata'nın bakışları da çok farklı değildi. "Sen de bunu istemedin çünkü.." diye söze girdi Musa Hoca, "Onu kıskandın?" "Yemin ederim öyle bir mesele değildi bu.." dedim ve "Bakın durum aslında şöyle..." diyerek açıklamaya çalıştm, "Size söylediğim gibi, Baran bana aşıktı. Ve sanırım kendince benim onu kıskanmam için bir şeyler yapmak istiyordu. Bu sebeple dergiyi bir alt sınıfımızda olan eski kız arkadaşına devretmek istiyordu fakat kızın o dergiyi çekip çevirebilecek bir niteliği yoktu. Beni kıskandırmak için onca yıllık emeğimizi saçma sapan birine devretmek istemesine kızmıştım sadece. Benim istediğim şey dergiyi nitelikli birilerine devretmekti. "İsmi neydi kızın?" diye sordu Musa Hoca bir yandan not alırken. "Rana." dedim, "Rana Günolan."
makine
Dönüşüm
Dönüşüm
sy. 36: "Aslında arta kalan bu paralarla babasının Patron'a olan borcunu hafifletebilirdi ve bu işten kurtulabileceği gün de biraz daha yaklaşmış olurdu; ama şimdi babasının yaptığı şey kuşkusuz daha iyiydi." yani gregor kendini bu iş için feda etmişken, ailesi için, babası görmezden gelerek 'tasarruf' yapıyor ve
.... Psikopat Ve Sosyopat Arasındaki Fark Nedir? | “Sosyopat” terimi halk arasında genel olarak vicdansız bir kişiyi tanımlamak için kullanılırken, “psikopat” terimi ise seri katiller gibi daha tehlikeli olan kişileri tanımlamak için kullanılıyor. Sosyopat ve psikopat, antisosyal kişilik bozukluğunun özelliklerini sergileyen, başkalarının
Reklam
franz kafka,dönüşüm üzerine ve övgüler
Dönüşüm
Dönüşüm
Modern dünya edebiyatında çok tartışılan, çok yorumlanan ve edebiyat akımlarına yerleştirilmesi zor eserler bırakan Franz Kafka, 3 Temmuz 1883'te Almanca konuşan Çek asıllı Yahudi bir tüccar ailenin oğlu olarak Prag'da doğdu. Kafka'nın babası, yoksul koşullardan zengin bir tüccar durumuna yükselmiştir. Annesi ise varlıklı,
Saat 03.35 koca bir ağrı ve davul gibi şiş bir damak. Evde benden başka sadece bir şey olsa çok da yardıma koşmayacak biri var. Bir de kedim o da zaten :) bugün dişcideydim benim için acı ama okuyanlar için aman disci mi abartma denilecek durum için. Stresli bir dönemden mi geçiyorsun dedi. Stres bir dönem ve içinden mi geçiliyor ben onu genel
Kelebeğin Rüyası
İki genç şairin acılı hikayesi... İki genç şair ne kadar acı çekebilir bilinmez ama onlar acılarını kağıda yansıtmaktan başka bir şey yapmazlar. Bu yüzden onca şiir yazılan kağıtların yüzü karaya bağlamıştır ve hepsi birden fazla çizik barındırır. Şairlerin yara çizikleri kağıtların saf güzelliklerine yansır ve kağıtlar kirlenirken şairlerin
Unutmayın, unutturmayın, normalleşmesine izin vermeyin, alışmayın ! Çünkü içinde bulunduğumuz bu durum bu kadar basit bir durum değil. Aylardır her gün *farklı farklı* çocuklar katlediliyor. Ekim ayında katledilen çocuklar için ayaklandığımız kadar bugün katledilen çocuklar için de ayaklanmamız gerekiyor. Zulüm bitmedi! Zalim zulmünü artırarak devam ediyor. Ve Filistin bizden bir duruş bekliyor! Şartlar ne olursa olsun zalimin karşısında dimdik duran bir müslüman duruşu bekliyor!
Reklam
Sosyalleşmek ve popüler kültüre ayak uydurmak için ne çıkarlar karşılığında birbirlerine sevgi satıyorlar ilgi görmek hayatını gösterişe, kıskançlığa ve zenginliğe ulaşmak için kişileri kullanmak ile geçiyor bilmiyorlar ki bu hayatta hiç bir şeyin karşılıksız kalmayacağı ve en kötüsü olan ise bile bile yaptığı şeylerin sonucun kendisinde biteceğini zannetmesidir. Bunlar irade sahibi kişiler değil mi ? Neyin iradesi aldatmacadan başka bir şey değil mi? Bu aldatıcı iradeye sahip kişiler hep isterler ama bedelini kendileri ödemezler. Bedeli ödeyen kişiler hayatından çıkarlar çünkü onunla işi bitmiştir. Bu sürekli böyle devam edeceğini sanmaları safsatadan başka bir şey değildir ve bununla birlikte aklın mahiyetini vera sahibi olmak değilde kendilerini düşünmeleridir. Kendilerini düşünmeyi bıraktıkları zaman istenilen duruma gelebilirler fakat bu durum çok zordur. Bedeli hep kendi haricindekiler ödediği için faturanın kabarıklığını ödemedikleri sürece kendilerinin fahiş fiyattan hayat süreceğini farkına vardıktan sonra kendilerini bu faturanın ağır olduğunu anladıklarında iş işten geçmiş olacaktır ve bu bedeli her zaman başkalarına ödemeye devam edecekler ya da faturanın ağırlığını kabul edip cefasını ödemeye razı olanlar ise başkaları için yaşadıklarını anlayacaklardır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.