Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Umutsuzlukta haklı çıkacağımıza, umutta yanılalım." "Bu özdeyiş sana mı ait?" "Bu bir yaşam kuralı değil, sadece bir dürüstlük şartı. ..."
… dürüstlük en doğru yoldu zira yalanlar geri dönüp sahibini muhakkak kovalardı.
Reklam
Sevdiğimiz her şeyi sevgiyle parçalayıp, o parçalardan duvarlar yapıyoruz. Vatan sevgiyle parçalanıyor, kadınlar sevgiyle öldürülüyor, namus sevgiyle saldırganlığa dönüştürülüyor, dürüstlük sevgiyle bir sahtekârlık haline getiriliyor.
Zira sadakat, dürüstlük, fedakarlık, yakınlık, güven, duygusallık, sabır gibi nitelikleri ancak bir ilişki yaşayarak öğrenebilir ve daha sonra bunlar üzerine bir şeyler inşa edebiliriz. Oldukça çelişkili bir durum. Birçok vasıftan yoksun olduğumuz için bir ilişkimiz yok, ama yoksun olduğumuz bu vasıflan geliştirmek için bir ilişkiye ihtiyacımız var.
Aksi takdirde birçok şey isteyebilirsin ama bu taleplerinin karşılığını veremeyebilirsin. Eğer kayıtsız şartsız sadakat ve dürüstlük bekliyorsan, kendin de kayıtsız şartsız sadık ve dürüst olmalısın. Bu özellikler sende belirgin bir şekilde bulunmalı.
❝ Dürüstlük pusula mıdır insaniyet yolunda? Öyleyse kanla sulanan savaş alanında Yahut bir katilin kılıcının ucunda Uzanan şey sığar mı adalete, insafa? ❞
Sayfa 84
Reklam
Sözün kısası
“Güven, dürüstlük ağacının meyvesidir!”
Sayfa 139 - Doğan CüceloğluKitabı okuyor
Ya hem dürüst hem zekiyse?
"Yalan zekâ işidir, dürüstlük ise cesaret. Eğer zekân yetmiyorsa yalan söylemeye; cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene."
Güvenmenin koşulu dürüstlükdür, mutlak bir dürüstlük.
Reklam
“ Dürüstlük pusula mıdır insaniyet yolunda? Öyleyse kanla sulanan savaş alanında Yahut bir katilin kılıcının ucunda Uzanan şey sığar mı adalete, insafa? “
Sayfa 84 - İthaki YayıncılıkKitabı okudu
"Demek töre buydu. Dürüstlük sökmüyordu. Bir kere yıkıldın mı, sonun geldi demekti. Öyleyse, hiç yıkılmamaya bakacaktı."
Sayfa 23 - Can Yayınları
Ortaçağın benimsediği yiğitlik,nezaket ve dürüstlük diye adlandırılan manevi değerleri uygarlığın bütün alanlarında ilk olarak İslam tanımlamıştı ve bu ahlaksal kurallara daha dokuzuncu yüzyılda uyuluyordu. Hristiyan düşüncesi de 12. ve 13. yüzyılda gerçekleştirdiği başarıları, Arap tanrı bilimcilerin ve filozofların soyut düşüncelerine dayanmasına borçluydu. Biz batılılar, aritmetik, cebir, tıbbın temelleri, mekanik bilimi, kimya ve gökbilim gibi ticaret tekniğimizi de İslam uygarlığına borçluyuz. Uyanan Batı, alabileceği her şeyi İspanya, Sicilya ve İtalya’nın büyük limanları aracılığıyla bu görkemli sanat ve bilim kaynağından almıştı.
“Acımasız adaletin damgasını yedi mi, en iyi adam bile dürüstlük duygusunu yitirir. “
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.