Kötü insanı yapacağı kötülükten, bencil insanı yapacağı bencillikten bir anlığına caydırabilirsiniz ama bu insanların içindeki kötülüğü ve bencilliği söküp atamazsınız.
Gerçekte vahşi ve korkunç bir hayvandan başka bir şey değildir insan. Biz, onu evcilleştirilmiş ve dizginlenmiş haliyle tanıyoruz ki uygarlık dediğimiz şey de budur. Bu yüzden de arada bir gerçek tabiatı ortaya çıkarsa dehşete kapılıyoruz.
(Arthur Schopenhauer)
... kişi dünyayı anlamaya başladıkça, dünyaya kazık çakacakmış gibi yaşama hali dönüşür, peşinden koştuğu, kendisine güvenlik ve güç sağlayacağına inandığı her şey buhar olup uçmaya başlar.
... hem arkeolog hem de psikanalist yıkıntılardan saçılan parçaları birleştirip onların yeniden boyut bulması için çabalar; ancak, arkeolojiden farklı olarak psikanaliz, halen canlılığını devam ettiren insana eğilir.
Gerçekte vahşi ve korkunç bir hayvandan başka bir şey değildir insan. Biz, onu evcilleştirilmiş ve dizginlenmiş haliyle tanıyoruz ki uygarlık dediğimiz şey de budur. Bu yüzden de arada bir gerçek tabiatı ortaya çıkarsa dehşete kapılıyoruz.
Bardağın boş tarafından bakmaları, onların keyfi kararı değildir. Onları bardağın boş tarafından bakmaları, içinde yaşadıkları çevrenin zihniyeti ile de ilgilidir.
“Kadın doğulmaz, kadın olunur.” Bu çarpıcı söylem modern dünyanın ve onun kızgın maşasını çıplak elleriyle tutan eril iktidarın göz kamaştırıcı illüzyonunu açığa çıkaran haklı ve yerinde bir tespittir.
Tahrir, "hür olma" anlmının yanında "yazı" demektir... Dolayısıyla, yazı ve hür oluş arasında bir bağlantının olması güzel bir tesadüftür... İngilizcedeki "library" (kütüphane) ve "liberty" (hürriyet) kelimeleri aynı kökten gelmektedir.