Kelly' nin kişiye ve kişilik yapılarına bakışı, 1995
İnsanın düşünme kapasitesi insanı hem özgür hem de azimli kılmaktadır. Bu kişisel yapı sistemi ona hem "karar verme özgürlüğü" hem de "eylem sınırlılığı" sağlamaktadır.
- özgürlük getirir; çünkü olaylar tarafından çaresizce iteklenmek yerine olayların anlamı ile ilgilenme imkanı sunar.
- sınırlar; çünkü kendisi için oluşturduğu alternatifinin dışında bir seçim yapamaz.
Bu yapılarla kendimizi kölelikten kurtardığımızda çevreyi ve hayatı tekrar tekrar yeniden inşa ederek özgürlük kazanabiliriz. Dolayısıyla kendimizi bu şekilde oluşturduğumuz sürece bizler geçmişin ya da şu anki şartların kurbanları değiliz.
Sartre, siyasal içerikli sorunlara giderek daha çok odaklanmaya başlayınca, ırkçılık, cinsiyetçilik, sömürgecilik ve kapitalist sömürü gibi toplumsal yapılarda bireysel bilincin ve özgürlüğün nasıl bir yer tuttuğunu inceledi. Söz konusu yapıların bireysel bilinci ve özgürlüğü tanımadıklarını, bunun yerine insanları nesneleştirdiklerini söyledi.
Sayfa 145Kitabı okudu
Düşünce özgürlüğü olmadan bilim olmaz!..
Diyojen bir kölenin eğer herhangi bir hayat bilgisi yoksa, bu hayatta iyi bildiği bir işi yoksa özgürleşmesini bile manasız bulur.
Bir keresinde özgürlüğü verilen bir köleyi gördüğünde “Sanki bugünden itibaren bu adam bir öğretmen, bir matematikçi yada müzisyen olacakmış gibi sevinmek de neden? Bütün bunlar hakkında hiçbir eğitimi yok. Tek başına birini özgür bırakmak onu bir dalın uzmanı yapmıyorsa, özgür de bırakmıyor" der.
Sayfa 47Kitabı okudu
insanların yaptığı hataların yarısının nedeni, bir şey artık kuşkulu değilse onun hakkında düşünmeyi bırakmalıdır. çağdaş yazarlardan biri, karar verilmiş görüşün derin uykusu derken çok doğru söylüyor.
her çağ, daha sonraki çağlarda yalnızca yanlış değil aynı zamanda saçma olarak değerlendirilen pek çok görüşe sahip olmuştur; şimdi yaygın olan pek çok görüş de gelecekteki çağlar tarafından reddedilecektir, tıpkı bir zamanlar yaygın olanların bugün reddedildiği gibi.
Bir kişi hariç bütün insanlık aynı görüşte olsa, tek bir kişi karşı görüşte olsa, insanlığın o kişiyi susturma hakkı, o kişinin gücü yetse insanlığı susturma hakkından fazla değildir.
bir görüş doğruysa, bir kez, iki kez, hatta pek çok kez susturulabilir, ama çağlar içinde onu yeniden keşfedecek insanlar genellikle çıkacaktır, ta ki baskıdan kurtulup bir daha susturulamayacak kadar ilerleyeceği olumlu koşulların ortaya çıkacağı bir döneme denk gelene kadar.
Davanın yalnızca kendi tarafını bilen, davayı pek az biliyor demektir.
En sağlam inançlarımızın tek dayanağı, onların yanlışlığını kanıtlama konusunda tüm dünyaya yapılmış ve daima geçerli olan bir davettir.
konuyla ilgili bu bakışın daha çok, yeni gerçeklerin bir zamanlar istenir olduğunu, ama artık yeterince yeni gerçeğimiz bulunduğunu düşünen insanlara özgü olduğuna inanıyorum
Susturmaya çalıştığımız görüşün yanlış bir görüş olduğundan hiçbir zaman emin olamayız; olsaydık bile, onu susturmak yine de kötülük olurdu.
her ne kadar herkes kendisinin hata yapabileceğini bilse de, pek az insan buna karşı önlem almanın gerekli olduğunu düşünür ya da çok emin oldukları bir görüşe sahip olmanın, düşebileceklerini bildikleri türden bir hatanın örneklerinden biri olduğunu itiraf edebilir.
Tarih, baskı altında tutulmuş gerçeklerle doludur.
Gerçeğin asıl avantajı şuradadır: Bir görüş doğruysa, bir kez, iki kez, hatta pek çok kez susturulabilir, ama çağlar içinde onu yeniden keşfedecek insanlar genellikle çıkacaktır, ta ki baskıdan kurtulup bir daha susturulamayacak kadar ilerleyeceği olumlu koşulların ortaya çıkacağı bir döneme denk gelene kadar