"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Bolca sürpriz kaçıran vardır!
Kitaplar, özellikle kaliteli kitaplar, denize atılmış bir olta gibi gelir bana bazen. Misinasının ucunda birden farklı yem, hepsi farklı balıkları çekecek şekilde. Her kitap yapmaz/yapamaz bunu ama; bazıları tam da böyle hissettirir. İşte bu kitap da öyle bir kitap. Düşünce denizine atılmış bir olta, ucundaki çeşitli
Eserin özelinde Cemil Meriç Batı edebiyatını ve kültürünü çok iyi bildiğini gösteren bir yazardır. Batı taklitçiliğine karşı oluşunu, sebepleriyle ve kendine özgü kavramlarıyla anlatmıştır. Bu kitapta da kendine ait bir üslubu, kalemi olduğu açıkca görülüyor.
'Bu ülke' bir başlangıç kitabı değildir. Dili pek ağır sayılmasa da bir çok alıntı
Ünlü bir kimsenin yaşamını, bir yazarın, sanatçının yaşamını ve yapıtlarını ya da herhangi bir alanda tek bir konuyu ele alan ve onu özgün bir görüşle inceleyen uzunca inceleme yazısı türünde (monografi) bir Zwing kitabı.
Sebastian CASTELLIO, fanatik dogmacılığı yüzünden, yalnız ve korunmasız bir insanı (Serveto) ve bu insanla birlikte Reform
Peygamberleri yeryüzünde medeniyet inşa eden insanlar olarak gören Sezai Karakoç, “Yitik Cennet” adlı eserinde cennetin sekiz kapısı olarak nitelendirdiği Hz. Âdem, Hz. Nûh, Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. Süleyman, Hz. Yahya, Hz. İsa ve cennetin kendisi olarak nitelendirdiği Hz. Muhammed’in hayat tecrübelerini insan-medeniyet ilişkisi
İçinde bulunduğumuz çağ "inançtan yoksun ama kuşkuculuktan ödü kopan" bir çağ olarak tanımlanmıştır ve insanlar görüşlerinin doğruluğundan değil, onlar olmaksızın ne yapacaklarını bilemediklerinden emindir.
Bu dünyada güzel ya da büyük her şey, sadece insanın düşüncesinden ya da duygularından doğar. Bizi geçmiş kuşaklara ulaştıran ve bugün bizim görebildiğimiz her şey, var olmadan önce, erkeğin kafasındaki basit bir düşünceden ya da kadının kalbindeki basit bir duygudan başka bir şey değildi. İnsanları özgürlüğü ülküselleştirmeye yüreklendirmek için bunca kanın dökülmesine yol açan büyük devrimler, milyonlarca insan arasında bir insanın fikridir! Bunca krallığı ortadan kaldıran yıkıcı savaşları, tek bir kişinin kafasına takılan bir fikir tetikledi. İnsanlık durumunun gidişatını değiştiren yüce öğretiler, dehasıyla çevresinden ayrılan bir insanın kafasından doğdu. Piramitleri dikmek için tek bir fikir, İslam’ın ihtişamını yaratmak için tek bir düşünce yetmiştir. Troya’yı yıkmak için tek bir tutku, İskenderiye kütüphanesini küle çevirmek için tek bir söz yeterli olmuştur.
Evrensel Yalanlar Dünyasında Varoluş Krizleri
❅ ❅ ❅
Var olmak, özgür bir iradenin bilinçlenmesiyle öz benliğini yaşatma serüvenidir. Tarihin uzak geçmişlerinde hâkim güçler içimize korku hissi vermeye çalışarak öz benliğimizi etkilemeye/zarar vermeye çalışırlardı. Modern çağın ilk üç yüzyılına geldiğimizde konforlu bir ortamda
Distopik eserlerin BABAsından merhabalar…! Yevgeni Zamyatin’in BİZ’i, bu türün miladı kabul edilir. O yüzden beklentisi çok olan, bu kadar ünlü olmasına rağmen ülkemizde az bilinen bir eserdir. Bu nadide eseri incelerken her zamanki gibi doğaçlama yolunu seçiyorum. Spoiler içermez ama çok şey içerir....!! ve Sonuna kadar okuyunuz... Lütfen...!