Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gelmesinden başka şifam yoktur. Gelmezse, yeryüzünde hiçbir güzel canlı ve enteresan şeyin beni oyalayamayacağını düşünmenin verdiği bir ümitsizlik dehşeti içinde yerime oturur, gözlerimi buzlu camların yarı karanlık zeminde oynayan kaderin parıltılarına dikerim.
Ayyynen öyle...
"Alın yazısı mı demek istiyorsun?" "Elbette!" "Sana bir şey söyleyeyim mi Nihat? Bütün bu izahlar bana fos gibi geliyor, İslami düşüncenin kaderci mantığıyla bu işin içinden çıkamadım ben!" Nihat güldü. "Ben? Ben çıkabildin mi?" "Alın yazısı varsa, cennet cehenneme, mahkemelere, muhakemelere ne lüzum var? Bir katili yargılayıp hapse sokmak yahut asmak, Zülcelâle isyan olmaz mı?" "Hâkim de kul olduğuna, onun da bir alın yazısı bulunduğuna göre, o da Zülcelâlin levhi ezeldeki emrini yerine getirmiş olacak ki..." "Sen de haklısın!" "Sen?" "Ben de. Allah?" "Allah da, ya katil?" "Katil de. Maktul?" "Maktul de! Şu halde, 'Suç' yok, 'Suçlu' yok..." "Bana kalırsa, izah tarzlarımız yanlış. Bana öyle geliyor ki, ne alın yazısı, ne yazan, ne yazılan, ne de yazılmış şey var. Olmakta olan, boyuna şekil değiştirerek akıp giden, başsız ve sonsuz bir oluş. Bu oluş içinde ferdin sevinci yahut kederi..." "Nisbi ve kişisel diyeceksin..." "Evet!" "Ama bu düşünüş tarzı insanı..." "Biliyorum, biliyorum ama başka izah tarzı bulamıyorum. Ne Rab, ne kullar..."
Sayfa 277 - EverestKitabı okudu
Reklam
396 syf.
10/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Yüzyıllar geçse de çocukların ve kadınların kaderi malesef ki değişmiyordu. Çünkü var olan şiddet alışılmış bir şekilde sürdürülmeye devam ediyordu. Oysa ki kadın toplumun kilit taşıydı. Doğuran, eğiten, öğreten hatta yöneten... Kadınları bu kadar pasifleştiren, erkekleri ise değerli kılan neydi? Normlar, sınıfsal sömürü, toplum kökleri salt
Kilit Taşı
Kilit TaşıSema Soykan · Alfa Yayınları · 2022260 okunma
Ölümden sonraki yaşama, alın yazısına, kadere, şansa ya da pozitif düşüncenin gücüne inanmıyordu. İnsanların hak ettiğini bulduğuna, olan her şeyin bir nedeni olduğuna ( ne gibi bir nedeni olabilirdi ki?) ya da doğaüstü güçlerin insan yaşamındaki her şeyi etkilediğine de inanmıyordu. Bütün bu saçmalıklardan sonra geriye kalan neydi? İçine doğduğumuz koşulların rastlantısallığı, donatıldığımız genlerimiz, kendimize işkence etme ya da kendimizi zorlama konusundaki farklı istek seviyelerimiz ve karşımıza bir fırsat çıktığında bunu anlayacak zeka seviyesinde olmamız. Tabii çıkarsa.
“Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel, Zalim kaderin yumruklarına,oklarına, Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter! demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü! Çünkü o
HAMLET Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel, Zalim kaderin yumruklarına, oklarına, Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter! demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o
Sayfa 72 - Türkiye iş bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel, Zalim kaderin yumruklarına, oklarına, Yoksa diretip bela denizlerine kaşı Dur, yeter! demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o
Ölümden sonraki yaşama, alın yazısına, kadere, şansa ya da pozitif düşüncenin gücüne inanmıyordu. İnsanların hak ettiğini bulduğuna, olan her şeyin bir nedeni olduğuna( ne gibi bir nedeni olabilir ki?) ya da doğaüstü güçlerin insan yaşamındaki her şeyi etkilediğine de inanmıyordu. Bütün bu saçmalıklardan sonra geriye kalan neydi? İçine doğduğumuz koşulların rastlantısallığı, donatıldığımız genlerimiz, kendimize işkence etme ya da kendimizi zorlama konusundaki farklı istek seviyelerimiz ve karşımıza bir fırsat çıktığında bunu anlayacak zeka seviyesinde olmamız.
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Belirsizlik
Bu kitabın karakteri inançsızlık içinde paralel evrenler, zaman göreceliği ve hayatı belirsiz kılan ne varsa yaşamı en uçlarına kadar sorgulayıp, insanların uydurduğu sınır algılarını tamamen yitirmiş biçimde hislerini ve karmaşık düşüncelerini dile getiriyor. Dünyanın geleceğin ve daha nice şeyin belirsizliğini nedensel bir şekilde garipsiyor ve inanç kavramını belirsizlik girdabında eritiyor. Kitap bana kendimizi dinden dünyadan ve varlıklardan kopup var oluşumuzu sorguladığımız sitemkâr his ve düşüncelerimizi anımsattı. İlginç ve tanıdık hislerden oluşan bir kitap. Bu sitemkâr hislerin var olması haklılık barındırıyor. Böyle bir kaderi yaşamış ve böyle engin düşünebilen biri yaşadığı kader yetmez gibi bu his ve düşüncelere sahip olduğu için de acı çekiyor. Kitabın devamında böyle düşünmenin ve hissetmenin nedeni olan can çekişen bir genci, ölümü ve öldürmeye iten olayların hissettirdikleri ile beraber aktarıyor. Var olmanızı ve var olanları sorguluyorsanız, özgürlük kavramına pek inanmıyorsanız ve kendinizi bir dünyada sıkışmış gibi hissediyorsanız size de tanıdık gelebilir.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · İlgi Yayınları · 202028,2bin okunma
Olmak ya da olmamak
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel Zalim kaderin yumruklarına, oklarına Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü. Çünkü, o ölüm
Reklam
Hayat sonsuz bir yazdan başka bir şey değildi. Çocuksu düşüncenin lütfu kaderin alçaklıklarını bilmemektir.
Bir insan kaderin zalimliği veya şartların zorluğu yüzünden Düşkünler evine ya da hapse girmez kirli düşüncelerin ve temelsiz arzuların yolunu izlediği için girer insanı oluşturan koşullar değildir onu açığa çıkaran koşullardır 
"Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel Zalim kaderin yumruklarına, oklarına Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
Takdim
Batıya ilmin, felsefenin, düşüncenin var olduğunu gösteren Endülüs'tür. Ve keza İslam medeniyetinin esas giriş yolu da Endülüs'tür. Denebilir ki Endülüs olmasaydı Rönesans olmazdı. Endülüs medeniyeti, bir hoşgörü medeniyetidir. Bu medeniyet çerçevesinde hakim unsur İslâm ve müslümanlardır. Ancak, yahudiler, hristiyanlar ve mecusiler
1.323 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.