"Ah, ne kadar kolaydı, diye hiss ettim, başkasına mutluluk vermek ve bununla mutlu olmak"-hikayenin tek cümlelik özeti. Tüm kişisel gelişim kitaplarının anlatmaya çalıştığı ama başarısız olup anlatırken eline yüzüne bulaştırdıkları bir fikri öyle güzel anlatmış ki bu hikaye.
Yaşadığı monoton hayatın etkisiyle tüm duygularını neredeyse
İnsanlar vardır, işleri yolunda gitse de kaygılıdırlar. İlişkilerinde de aşırı duyarlı olan bu kişiler yaşadıkları günlük sorunlar karşısında kendilerini yetersiz bulur, kolayca çöküntüye girerler. Belirsiz kaygılar ve aşırı duyarlık, sürekli sıkıntılı ve gergin olmalarına, umutlarını kolayca yitirmelerine neden olur.
"... popüler psikolojide, ikiniz de mutluysanız, tatmin olmak için samimi ve yoğun bir paylaşımınızın olması gerektiğini söyleyen, doğal veya insani hiçbir yasa yoktur."
"Yansıtıcı dinleme en temelde, başkasını anlamak, özellikle de onun duygularını fark etmektir. Anladığınıza emin olmak için, onun duygularını kişiye geri söylüyorsunuz. Bu kadar."
Dünyanın yaşamından bir an geçer ! O anı gercekligiyle yakalayıp resme geçirmek ,bunu yaparken her şeyi unutmak! O anı yaşamak ,duyarlı bir levha olmak... Zamanımızdan önce olan her şeyi unutarak gördüklerimizin imgesini yansıtmak.
Ama gene de bilinmeyen bir yanı var; duyarlı, hiçbir şeyi unutmayan bir zihin, bütün hayatı ve kendi hayatını gözden geçiriyor durmadan, Beckett’in anlattığı çürüme’yi de duyuyor ve vakit yavaş geçiyor, yani hayat bitmiyor.