"Şiir okurken duydun mu sen hiç?"
"Duydum. O okurken insanın yüzü dalga dalga olur! Hem biliyor musun, ağlayan bir çocuğu kucağına alsa, çocuk susuverirmiş!"
"Şiiri okurken duydun mu sen hiç?"
"Duydum. O okurken insanın yüzü dalga dalga olur! Hem biliyor musun, ağlayan bir çocuğu kucağına alsa, çocuk susuverirmiş!"
Yediveren bahçe güllerinden elde edilen ve sürekli çiçek veren bir bitkidir. Tıpkı 7 öyküyle bir araya gelip Yediveren 'i ortaya koyan edebiyat öğretmenleri gibi. Her biri sıcacık, içten anlatımlarıyla Anadolu temalı yedi öyküde tanıdık çok unsura rastlayacaksınız.
Anadolu'nun Ayak İzleri öyküsü sevgili Birgül Yangın Aslanoglu'na ait. Daha önce
Duydun mu Alberto, Nâzım deli olup olmadığını soruyor?”
“Hayır,” dedi Alberto. O da gülüyordu. “İspanya’da yaşamayı sürdürüyorum sadece.”
“Görüyorsun işte, Miró, Salvador Dali, Picasso gibi yaşamaya Paris’e gitmedi. Oysa çağdaş İspanyol heykel sanatının kurucusu, halkının övüncüdür. Bu arada, bildiğin gibi Picasso cimridir biraz. Buna rağmen, yakınlığının ve dostluğunun göstergesi olarak bayram pastasının yarısını bile Alberto’ya gönderdi. Her şeyi bölüşmek isterdi onunla! Onun için esas olan Alberto’nun görüşüdür. Yeni tablolarının, kitaplarının kopyalarını ona gönderir ve Alberto’nun ne diyeceğini heyecanla beklerdi.”
Pablo fısıltıyla sana bunları anlatırken Klara şampanya kadehlerini peçeteyle silmiş, Alberto ise gece yarısı sergisini hazırlamıştı.
Alberto’nun bir yerlerden çıkarıp getirdiği çalışmalarına, sindire sindire hiç acele etmeden bakıyorduk. Her heykelde hayranlığımız biraz daha artıyordu. Küçük, dar odayı İspanya’nın, devrimin, Rusya’nın imgeleri dolduruvermişti. Değişik boyutlarda İber boğaları, Kastilyalı kadınlar, Rus dilberleri daha neler yoktu ki...