BUNUN BİR İSMİ OLMALI
Seni rüyamda elini tutarken gördüm, Sıcağı sıcağına hissettim. Başta düşündüm ki ben neyleyim? Galiba ben seni çok istiyorum. Görmemişim ne kanadını nede rüzgârını, Nereden aklıma salındı hiç bir fikrim yok. Vesvesedir deyip geçtim, Vesvese bu kadar canıma okumadı. Senin ellerine sarılırken gördüm rüyalarımı, Gerçektir diye uyanıp kendimi
94 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Bu kitabı ilk okuduğumda 13 - 14 yaşlarındaydım, çok sevmiştim nedenini bilmediğim bir sebepten... İkinci kez okuduğumda ise 20 yaşındaydım, neden bu kadar çok sevdiğimi hatırlamaya çalışırcasına okumuştum. Şimdi 24 yaşındayım, işe giderken yanımda kitap almayı unuttum, kafedeki kitaplıktan bir şeyler alıp okumak istedim. Bakınırken yine bu güzel eser çıktı karşıma ve tekrar okumaya karar verdim. Sadece birkaç gün süren dev bir aşka mı, koca bir ömrün küçük bir an, birkaç kelimelik söz için yaşanmış olmasına mı yoksa her iki karakterde de bütünüyle kendimi bulmama mı hayret edeceğim, bilemedim doğrusu. Hayatını etrafı sonsuz duvarlarla çevrili hayal dünyasının içinde yaşayan genç bir erkek... Yalnızlığını ancak kırlarda yaptığı soluksuz gezilerle bastırabilen, şehrin her bir köşesinde anılar biriktiren genç... Hayalperest gencin en büyük korkusu ise hayallerine kavuşmak. Öyle ya eğer hayalleri gerçek olursa hayal edecek bir şeyi, içinde yaşayacak bir dünyası olmayacaktı. Onu bu korkusuna meydan okumaya cesaretlendiren şey ise gece vakti denk geldiği zarif hanımefendi Nastenka olmuştu. Ah o gülden daha narin, dalından daha dikenli güzel Nastenka... Aşkının peşinden usanmadan bekleyen, sadık, düşüncede bile ihanet etmeyen âşık... Hiç beklenmedik sonla biten, her okunuşunda bambaşka detaylarıyla ruhumuzda tatminler yaşatan, birkaç sene sonra tekrar okumak isteyeceğim bir kitap. Okunup kenara bırakılmamalı, 2 - 3 ve hatta 4 kez okunmalı...
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · İtalik Kitaplar · 201075,6bin okunma
Reklam
126 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Paul Auster’ın yazarlık hayatının başında, daha tanınmadan ve kitapları yayınlanmadan önceki sıkıntılı dönemini anlatan otobiyografik bir roman “Cebi Delik”. 1997 yılında, üne kavuştuktan sonra yazdığı bu hatıralarında, geriye dönüp parasızlıkla geçen o acılı gençlik yıllarına bir kısa bir bakış atıyor Auster. Orta halli bir ailenin çocuğu Paul
Cebi Delik
Cebi DelikPaul Auster · Can Yayınları · 2019407 okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
“Bir varmış bir yokmuş hâlâ içindeki masala kulak veren küçük bir kadın varmış…” Yazarın diğer okuduğum kitaplarından farklı olarak konunun kardeşlik olması beni çok mutlu etti. Birçok ders barındıran, üzen bir hikaye ama yine de kapağı kapatırken yüzümde bir tebessüm ile kapattım. Olan olaylar ve yaşananlar karşısında ağlamamak pek mümkün olmuyor. Klasik Sarah Jio zaten alıştım yanımda hep bir peçete bulundurmakta fayda var diye düşünüyorum. Bu hikaye de o kadar çok kitaplardan, kitabevlerinden bahsediliyor ki okurken çok keyif veriyor. Ama kitaplara eskisi kadar değer verilmediği, kitabevlerinin artık rağbet görmemesinden yakınılıyor. Bunun sebebi internet. Ellerimizdeki bu cihazlar, bizi kitaplardan uzaklaştırıyor. Okurken acaba böyle kitabevleri olsaydı, çevremizde bize kitap okuma alışkanlığını daha erken kazanmamıza sebep olacak insanlar olsaydı ne güzel olurdu diye düşünmeden edemedim. Kendi adıma çok daha güzel olurdu her şey. Kitabın yarılarına geldiğimde aaa dedim Haziran!!! Ana karakterimizin adı June. Kitabı çevirirken bir hata mı oldu ya da yazar kendisi bir ay adı olarak mı koydu bu adı bilemedim. Bu kitabında geçmiş gelecek şeklinde ilerlemese de yazar eski mektupların aralara serpiştirilmesi bu havayı veriyordu. (Bu tarz kitaplara bayılırım.) Sarah Jio ne yazsa okurum. O kadar çok seviyorum ki konuları işleyiş şeklini. Bu kitapta da kardeşlik, ihanet, affetme, veda gibi konuları çok güzel içimize içimize işletti. Önerimdir. :)
Elveda Haziran
Elveda HaziranSarah Jio · Arkadya Yayınları · 20199,5bin okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN 1940’larda bir aşk hikayesi... Macide ve Ömer yirmili yaşlarda iki genç. Bir vapurda Ömer Macideyi görür ve o anda ona aşık olur ve hikaye akmaya başlar. Macide daha iyi bir müzik eğitimi için İstanbul’da Emine teyzesinin yanında yaşayan bir genç kızdır. Ömer ise 1940ların aydın insanı. Ömer aslında özünde iyidir ama çevresi kötü. Böyle olunca da iyi bir son bekmez Ömer’i. Dönemin şartları maddi imkanlar imkansızlıklar insanı farklı yönlere itebilir. Sizce de içimizde bir şeytan var mıdır? Yoksa biz arzularımızı, isteklerimizi, hırslarımızı ifade etmek, dile getirmek bir şeylerin arkasına sığınmak için mi kullanırız bu şeytanı. Ne yazsam ne anlatsam bilemedim bu kitapla ilgili. İçinde aşk, aile, arkadaşlık, dostluk, ihanet gibi olumlu olumsuz konuların olduğu ve çokça başarılı bir şekilde kaleme alınmış bir eser. Dönemin koşullarını, ahlaki yapısını, insan ilişkilerini o kadar gerçekçi yansıtmış ki sadece bir aşk kitabı okumuyorsunuz. O dönemi o anı o karakterleri hissediyorsunuz. Ve böylece eğer varsa içinizdeki o şeytanla (kendinizle) yüzleşiyorsunuz. Bazı kitaplar sizin istediğiniz sonla bitmez ya bu da öyle bir kitaptı. Kürk Mantolu Madonna da olduğu gibi... Çok güzel bir kitap okudum ve siz de hala okumadıysanız hemen okumanızı tavsiye ederim.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173,6bin okunma
320 syf.
5/10 puan verdi
Âh! Milena... Âh! Kafka...
"Yanımda yürüyordun Milena, düşün, sen benim yanımda yürüdün." cümlesiyle akıllara kazınan ve birçok insanın Franz Kafka'nın aşkına hayran olmasını sağlayan eser: Milena'ya Mektuplar. Daha farklı beklentilerle aldığım bu kitap, beni bir miktar hayâl kırıklığına uğrattı açıkçası. Aşk edebiyatını çok sevmediğimden midir yoksa Milena'nın evli bir kadın, Kafka'nın nişanlı bir adam olmasından mıdır, bilemedim. Belki de "Her şeyimi yak!" demesine rağmen özelini tüm insanlığa seren Max Brod'un, dost(!)unu sırtından bıçaklamasındandır. Evli bir kadına beslenen bu denli büyük bir aşk(!)ı çok tasvip etmediğim gibi; Kafka'nın karamsarlığı da beni bir miktar üzdü açıkçası. Birkaç güzel cümle için okunabilir mi? -Size kalmış. Başlarda hızlıca akıp giderken yarısında kal geldi ve aylar içinde parça parça okuyarak sonuna ulaştım. Aşk edebiyatı ve melankoli seviyorsanız okuyabilirsiniz. Not: Sizi dost bilenlere ihanet etmeyiniz!
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · İndigo Yayınları · 201855,3bin okunma
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.