-Damlaya damlaya göl olur. Ne olurmuş?
Ben, Metin’den önce davranıp,
-Göl olmaz! dedim.
-Nasıl, dedi, göl olmaz mı?
-Olmaz, büyükbaba.
Çatık kaşla,
-Ya ne olur? dedi.
-Damlaların düştüğü yer çukursa göl olur. Ama çukur değilse… Damlar, damlar, damlar…
-Eeee? Sonra?
-Sel olur akar gider…
-Damlaya damlaya göl olur. Ne olurmuş? Ben Metin'den önce davranıp,
- Göl olmaz! dedim.
Büyükbabam,
-Nasıl, dedi, göl olmaz mı?
-Olmaz büyükbaba.
Çatık kaşla,
-Ya ne olur? dedi.
- Damlaların düştüğü yer çukursa göl olur. Ama çukur değilse... Damlar, damlar, damlar...
- Eeee? Sonra?
-Sel olur, akar gider...
Bazıları ağlayacak ki, başkaları daha gevrek kahkahalar atabilsin.
"Peki, Bay Blank, hadi şunun bir tartışmasını yapalım. Toplumu temsil eden siz, bana ayda dört yüz frank ödemek hakkına sahipsiniz. Benim piyasa değerim bu kadar, çünkü ben toplumun beceriksiz bir üyesiyim, kavrama hızım düşük, kendime güvenim yok, arbedede biraz hasar görmüşüm, evet, inkar edecek değilim. Dolayısıyla, bana ayda dört yüz frank ödemeye, beni küçük, karanlık bir odada oturtmaya, kılıksız gezdirmeye. türlü tasalar ve tekdüzelık ve gerçekleşmeyen özlemlerle beni iyice bunaltıp bir bakış karşısında kıpkırmızı kesilecek, bir söz karşısında hüngür hüngür ağlayacak hale getirmeye hakkınız var. Hepimiz mutlu olamayız, hepimiz zengin, hepimiz şanslı olamayız -zaten, olabilseydik yaşam hu kadar eğlenceli olmazdı. Öyle değil mi. Bay Blank? Geri planda karanlık olacak ki, öndeki parlak renkler gözüksün.. Bazıları ağlayacak ki, başkaları daha gevrek kahkahalar atabilsin. Eeee, fedakarlık gerek..."
Sayfa 29Kitabı okudu
Eeee, ölüm en büyük gerçek. Kim kurtulmuş ki ondan?
Sayfa 28Kitabı okudu
"aaaaa a aaaa a aaa aa a
eeeee e eeee e eeee ee e
ooooo o ooo o oooo oo o
Hela vela velvela"
Tıvorlu İsmail