— Merhaba.
— Merhaba
— Nasıl gidiyor işler ?
— Olmayan bir şey, gitmek gibi bir eylem sergilemez abi !
— Ne diyorsun olum sen ya !
— Hâlâ bir iş bulamadım diyorum.
— Niye ilanlarda yok mu bir şeyler ?
— Var !
Bu kitap beni ikilemde bıraktı. Kurgu süper meraklandırıcı. Acaba ne görüyor bu insanlar diye çeviriyorsunuz sayfaları. Ve sonuna geliyorsunuz çabucak.
(Bundan sonra az biraz spoiler)
Eeee noldu şimdi ne gördü bu insanlar. Ben oraya takıldım. Kafa karışık. Bize mi bırakıldı tahmin. Sanki devam edecek gibi yani etse iyi olur o zaman tamamlanır. Böyle bitiş olmamalı... Sanki biraz da siyasi bir mesaj içeriyor. Biseyler görürsen ölürsün...
Zeytinin teri
Arabamız su kaynatmasa durmayacaktık, o sıcak yaz günü Balıkesir’in Savaştepe ilçesinde. Yola çıkmadan önce arabaya bakım yaptırmış, hararet sorunu olduğunu söylememe rağmen arıza bulamamışlardı. Dağda su kaynattıktan sonra motorun soğumasını bekleyip ancak Savaştepe’ye kadar gidebilmiştik. Birlikte yolculuk ettiğim eşim ve kızımın
ADAM : Sevgilim, bugünlerde çıkabilecek miyiz? Hayır hazırlanman birkaç yıl daha sürecekse bu kıyafetlerle çıkmayalım.
KADIN : Neden?
ADAM : Moda değişecek hayatım. Ya da en azından mevsim değişecek, yazlık kıyafetlerle üşümeyelim diyorum.
KADIN : Abartma.
ADAM : Sen de abartma. Bir buçuk saattir portmantonun aynasında kendimi seyrediyorum
Metin, kalemi aradı, bulamadı. Yine her zamanki gibi kurşunkalemini kaybetmişti. Annem kızdı,
-Bu çocuk, hiç tutumlu değil, sana kurşunkalem almaktan artık bıktım diye bağırdı.
Büyükbabam da her zamanki öğütlerine başladı:
-Bir olmadan bin olmaz! Ne olmazmış?