432 syf.
10/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
Çok cimcime bir kitap okudum, bu net. Ama, ama var. Yazarın okuduğum ve okumadığım tüm kitaplarını bir yana koyuyorum ve #gülkuyusu 'nu bir kenara koyuyorum. Çünkü ben bu kitabında çok farklı şeyler gördüm. Bu hikayede bir romandan ziyada aleni mesajlar var. Ana karakter Gülçehre, manga okumayı seviyor ve onları okumak, gerçek dünyadan kaçış, bir nefes alış gibi. Cimcime bir kız, 19 yaşında ama gerçek dünyasında pek mutlu büyüyememiş. Çünkü babasının psikolojik şiddetine maruz kalıyor, üstelik kendisi başarılı bir doktor. Aynı hastanede annesi de başhemsire olunca, babanın sen de tıp okuyacaksin, bizi utandirmayacaksin, büyü artık, çocukluğu bırak vs baskılarına maruz kalıyor. Eh geçmişte fiziksel şiddet de var. Siz bu açıklamada ne görüyorsunuz bilmiyorum, ama ben çocuklara ve gençlere çok fazla baskının kötü sonuclara yol acabilecegini görüyorum. Elbette Gulçehre de intihar sınırında ama yapmıyor. Bahçeyle ilgilenmek, okumak onu iyilestiriyor. İşte bu noktada küçük bir kaza sonucu Evren adindaki bir adamla tanışıyor. Gizemli bir kişilik ve sonradan anlaşılacağı üzere bir ortak noktaları sayesinde babasının gazabından kaçma fırsatı yakalıyor Gülçehre. Sonrasında gizemli, ekşınlı olaylar ve Gülçehre'nin kendi hayalini bulma yolunu okuyoruz. Evet, kendi hayali bile yoktu kızımızın... Yanlış bilmiyorsam seri iki kitaptan oluşacak. İçindeki bazı sahnelerin mangavari görsel detaylarina bayıldım. Hikayeyi pek bir sevdim, devamını merakla bekleyeceğim. Dehşet ve ibretle tavsiye ederim.
Gül Kuyusu 1
Gül Kuyusu 1Binnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 054 okunma
Devlet dediğin kan içerek hayatını sürdürür; şu geleneksel tedavide kullanılan kan emen sülükler gibi. Kanı emer, doyar, şişer. Kanı emilen halkda vücuttaki cerahat azaldığı için biraz rahatlar....... Bak şu darbelerende yayımlanan bildirilere. Hepsinde kargaşadan, kaybolan devlet otoritesinden, düzensizlikten söz edilir. Neden? Devletin kendi varlık sebebini vurgulamak için. Neticede devlet korkutucu bir vanavar olarak hükmünü yürütür, otoritesini pekiştirir..... ............ Evet neyse. Eh işte gördügün gibi bizler gerçek tanrılarız. Ancak bir tanrı, şu Eski Yunanın kranosu gibi kendi evlatlarını yiyerek gücünü sürdürebilir.
Reklam
Ah ah! Ne de çok gerçek vardı açığa çıkarılması gereken! hem de ne gerçekler! Yorulmak nedir bilmeyen! Parıl parıl parıldayan! Hepimizin gözlerini kamaştırıyorlardı! Hah, işte bu! demeye baş- ladı zavallı halk, işte bu! Tam da bu! Hepimiz bunun uğruna ölelim! Halkın tek istediği budur zaten, ölmek! Öyledir işte. "Yaşasın Di- derot!" diye böğürdüler, sonra da "Yaşa Voltaire!" Filozof dediğin böyle olur! Sonra da yaşasın zaferleri pek de iyi örgütleyen Carnot"! Ve yaşasın herkes! İşte, hiç olmazsa zavallı halkı cehalet ve putpe- restlik içinde gebermeye mahkûm etmeyen adam gibi adamlar! Onlar ona Özgürlüğün yolunu gösteriyorlar! Onu kurtarıyorlar! Hem de işi uzatmadan! Önce herkes gazete okumasını öğrensin! Selamet oradadır! Haydi, Tanrı aşkına! Acele edin! Okuma yazma bilmeyen kimse kalmasın! Öylesini istemeyiz! İhtiyacımız olan tek şey asker yurttaşlardır! Oy veren cinsten! Okuyan! Ve savaşan! Ve uygun adım yürüyen! Ve de öpücük yollayan! Zavallı halk işte böyle gaza getirilerek kısa sürede yeterli olgunluğa erişti. Eh, oldu olacak kurtulmuş olmanın coşkusu da bir şeylere yarasın, değil mi?
Sayfa 84 - YKY Çev: Yiğit BenerKitabı okuyor
"Söz veriyorum başka hiçbir şey istemeyeceğim," diyerek altın vuruşu yaptım. Kalıplaşmış bir çocuk cümlesi. İkna gücü, eh işte. Gerçeklik payı sıfır.
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Kitabı çok beğendim. Asıl konu daha çok Hallac diyebiliriz. 'Ene'l hak' diyerek hakka yürüyen birinin hikayesi. Ve şems ile Mevlana nın hikayesini de tamamlıyor diyebiliriz. Kesinlikle okuyun derim. Serinin son kitabı sanırsam. Bilgi yüklü ama tabii ki de anlayana çünkü Hallac ı anlamak her baba yiğidin harcı değil diye düşünüyorum. Ben de eh işte anladım gibi gibi :)
Aşkın Gözyaşları 4 -  Hamuş
Aşkın Gözyaşları 4 -  HamuşSinan Yağmur · Karatay Akademi · 20132,557 okunma
"Sorun şu, dayıcığım: Çok küçükken, içimde şarkı söyleyen bir kuş olduğunu, şarkıyı onun söylediğini sanırdım." "Eh, insanın böyle bir kuşa sahip olması harika bir şey." "Anlamadınız. Artık kuşuma pek inanmıyorum. Ancak içimden konuştuğum ve kendi içimi gördüğüm zaman oldu bu değişiklik." Durumu kavradı ve şaşkınlığıma güldü: "Açıklayayım, Zeze. Bu değişimin ne olduğunu biliyor musun? Büyümektesin demektir. İnsan büyüdü mü böyle olur. Yani bilinçlenir. İçindeki, o konuşan ve gören şeye 'bilinç' denir. Yakında sahip olacağını söylediğim 'o şey' e bir gün insanı götüren de bilincidir." "Olgunluk çağına mı?" "Güzel, iyi aklında tutmuşsun. İşte o geldi mi, olağanüstü bir şey olur. Bilinç büyür, büyür ve başımızı yüreğimizi doldurur. Gözlerimizde ve yaptığımız her şeyde kendini gösterir."
Sayfa 66
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.