Kitap mezhepler tarihi'ni değil, Ehli Sünnet itikadında 4 mezhebin (hanefi, şafi, hanbeli, maliki) tarihi gelişimini anlatıyor. Daha geniş kapsamlı bir kitap arayanlar Muhammed Ebu Zehra'nın mezhepler tarihine gözatabilir.
Ehli sünnet bir âlim olan Ebubekir hoca Akâid Fıkıh Hadis Tasavvuf gibi konularda çeşitli sorulara kimi zaman az ve öz kimi zaman uzun uzun ve delillerle cevaplar verdiği eseri mutlaka okumanızı tavsiye ederim. İçinde illaki kafanıza takılan sorulara itminan edici cevaplar bulacaksınız.
Sual: Peygamberimizin ırkı ne idi?
CEVAP
Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Araptır. Arap, güzel demektir. Mesela, lisan-ı Arap, güzel dil demektir. Coğrafyada Arap demek, Arabistan yarımadasında doğup büyüyen ve onların kanından olan kimse demektir. Peygamber efendimizin akrabasını, Arapları sevmek ve saymak ibadettir. Onları her
"el-Akîdetu’t-Tahâviyye, Hanefî mezhebinin büyük Hadis, Fıkıh ve Akaid alimi İmam Ebû Ca’fer et-Tahâvî’nin, mezhebin üç imamı: İmam Ebû Hanîfe, İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.a)’in ortaklaşa benimsediği Ehl-i Sünnet akaid ilkelerini ihtiva eden temel metinlerden biridir. Üzerine tarih boyunca muhtelif dönemlerde şerhler yazılmış olan bu
Fakat şu kadarını söyleyebiliriz ki,
mevcut kaynaklar çerçevesinde bile, Türklerin lslam'a geçiş
sürecinin, milliyetçi muhafazakar tarih tezinin ileri sürdüğü
gibi olmadığı, yani, "Türkler'in Müslüman olmadan önce
de lslam'a çok yakın dini inançlara sahip oldukları, bu
sebeple ona hiç yabancılık çekmeden ve direnmeden kolayca
uyum sağladıkları" şeklindeki fikrin gerçeği yansıtmadığı,
aksine bu sürecin, çok karmaşık siyasi, sosyo-ekonomik
ve kültürel birtakım şartlar dahilinde cereyan ettiği ortaya
çıkmaktadır. O halde Türk Müslümanlığının tarihsel boyutunun,
dört başı mamur, her zaman ve her yerde katıksız
bir Ehli Sünnet kalıplarına uygun mükemmel bir lslamlaşma
varsayımını da beraber getiren bu kolaycı ve problemsiz
tezin gerçeği yansıtmadığını kabul ederek bu tarihsel boyut
meselesine yeniden ve ciddiyede eğilinmesi gerekiyor.
Evliya Çelebi ye göre Ulu Camii nin yanındaki Mesudiye Medresesi, dört ehli sünnet mezhepte eğitim vermek üzere kurulmuştur. Ayrıca aynı cami nin yanında Şafii Medresesi olduğunu da ifade ediyor.