" Her ne olursa olsun, biz doğru bildiğimiz yoldan ilerledikçe Allah yolumuzu aydınlatacaktır. Unutma, gidilen tüm iyi yollar insanı Allah'a götürür! "
Kitaplarını büyük bir zevkle okuduğum, çok beğenerek takip ettiğim bir yazardır Zülfü Livaneli. Fakat bu kitabı beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Büyük bir beklenti ve merakla elime aldığım kitabım sonunu getiremeyeceğimi düşünmüştüm. Okuyucunun heyecanını dinç tutmak için sürekli merak duygusu vermeye çalışmış ama olmamış aksine sıktı. Gerek başkarekterin kediye karşı tutumu cinayetten onu suçlarcasına davranması ve kedinin canına kastetmesi, "gazeteci kız" adındaki karekterin üslup ve davranışları, yazarın hikayeden sıkılmış da hemen sonunu bağlayayım diye uğraşmış gibi görünmesi beni çok rahatsız etti. Evet sonunda Arzu Kahraman cinayetinin çözülmesi ve karakterin aslında çift kişilikli olması hoşuma gitti. Ama çok ilgi çekici olan Mehmet'in hikayesinin sonunu oldu bittiye getirmiş olması tuhaftı. Tam merakla Mehmet'in hikayesini öğrenmeye çalışırken, karaktere onca acı yükleyip okuma zevkimizi doruğa çıkardığında ve sonrasında Olga'yla olan ilişkisinin sonu o zirveden tepe taklak düşürdü. Elbette bi kavuşma olmasını hayal etmemiştim ama asıl hikayenin sonunu ne yazıkki komik buldum. Tabii ki okunabilir bir kitap. Belki de benim kitaptan beklentim yüksek olduğu için ve diğer Livaneli kitaplarıyla kıyasladığım için beklentimi karşılamamış olabilir. Kitabı kesinlikle zaman kaybı olarak görmüyorum yine de okumaya değer tabii.
" İnsanlar memeli hayvan türüne giriyor ama kendilerini başka bir şey yapmaya çalışıyorlar. Oysa hiçbir hayvan biyolojik kurallarının dışında yaşayamaz. Eşek eşek gibi yaşamalı, kaplan kaplan gibi, yılan yılan gibi, insan da insan gibi. Ama insanoğlu kendisinde başka güçler vehmediyor. Değişmeye, başka bir şey olmaya, doğasını zorlamaya çalışıyor, işte mutsuzluğun ve savaşların kaynağı bu. Kısacası azizim, insan insan olarak yaşamalı, eşek eşek olarak. "