Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
hoşlandığım kişiden beklediğim iltifat:
Evet! O sırma saçlı, elâ gözlü melek, o güneş yüzlü, ahu bakışlı güzel, o şirin sözlü dilber-i nazende hıram, o letafet-i mücesseme (cisimleşmiş güzellik), o zarafet-i müşahhasa (şahıslaşmış zarafet), o ruh-ı revan, o bîçare duhter-i nev-reside... Ah, ne söyleyeyim?
Ela gözlü nazlı dilber Meylini bu yana dönder Evvel benim idin anber Elin mi oldun, elin mi oldun? Pencereye çektin perde Sen uğrattın beni derde Ben gidersem sen bu yerde Kalır mı oldun , kalır mı oldun?
Reklam
Ela gözlü biri olaraktan…
“Ela gözlerini sevdiğim dilber” Gözyaşların sokakları yıkamış Bir gün umuduna çeşme olanlar Celladını çeker darağacına Dile benden ne dilersen, gel gayri Mendil uçurayım sana göklerden Yeter ki bir gül
Sayfa 166 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Ela gözlü nazlı dilber, Meylini bu yana dönder, Evvel benim idin amber Elin mi oldun? Elin mi oldun?
Evet! O sırma saçlı, elâ gözlü melek, o güneş yüzlü, ahu bakışlı güzel, o şirin sözlü dilber-i nazende hıram [nazlı yürüyüşlü güzel], o letafet-i mücesseme [somutlaşmış güzellik], o zarafet-i müşahhasa [kişileşmiş incelik], o ruh-ı revan [akıcı ruh], (...) O yeni açmış sarı gül soldu. O on sekiz baharın revnakı [parlaklığı] taze fidan kurudu. O melâhat [güzellik] burcunun bedr-i tabendesi [parlak ay’ı] ebediyen münhasif oldu [söndü]. O cihan-ara-yı hüsn ü cemal olan peyker-i nur [O güzelliğiyle dünyayı süsleyen parlak yüz], heyetiyle [tamamen] mezara düştü!..
Erzurumlu İbrahim Hakkı efendi şöyle devam ediyordu: Kalın dudaklı insanların zevkine düşkün, ince dudaklara sahip olanlarsa ketumdurlar. Yufka dudaklı kişi iyi ilim tahsil eder. Dudak etli olursa sahibi kızgın ve sakil olur. Saçı kalın olan keskin zekalı olur. Saçı yumuşak olan ebleh ve arsız olur. Sarı saçı olanın işi gücü kibir ve gazaptır. Saçı kara olan da sabır vardır. Öyleleri ile yakınlık kurmaya bak. Saçı kızıl olan ise güzel, huyca eşsizdir. Saçı seyrek olan arif ve zarif bir kişidir. Kulağı büyük ve enli olan cahil ve tembel olur. Kaşı ince olanın işi gücü fitnedir. Kaşı kalın olanın gönlü kırıktır. Kaşı kavisli olan her zaman dilber olur. Kara gözlü olanlar itaatkar olur. Gözün kanlı olması ise yiğitlik alametidir. Gözleri gök olan zekidir. Ela gözlü ise edepli olur. Gözü küçük olan hafif bir kişiliğe gözü büyük olan ise zarif bir kişiliğe sahiptir. Burnunda tepe olan kişi neşeli olur. Burun delikleri geniş olursa kibir bahset alametidir. Kokusu güzel olanın huyu da hoş olur. İnce Çeneli kadın zeki olur. Boynu uzun olan kişi de olgunluk az olur. Gerdanı ince olan cahil olur. Ensesi kalın olan kimse obudur, tıkınır durur. Boynu kısa olanın hilesi çoktur. Bunlar sırlardır, ehli olmayana söylenmez, vesselam.
Reklam
(( Ey elif kaşlı , elâ gözlü dilber Hacıyağları süreyim gerdanına ... ))
Sayfa 17 - İnkılâpKitabı okudu
"Elâ gözlü nazlı dilber, Meylini bu yana dönder. Evvel benim idin anber, Elin mi oldun, elin mi oldun? Evlerinin önü iğde, İğdenin dalları yerde. Atlı tavanlı yüksek evde, Gelin mi oldun, gelin mi oldun?"
Sayfa 20 - KeremKitabı okudu
Gevheri
Elâ gözlü nazlı dilber, Seni kandan sakınırım; Kandan değil hey efendim, Seni candan sakınırım.
Boynu uzun olan, güzel ve sade dilli olur. Kim ki boyu kısadır, onun çok hilesi vardır. Kim ki orta boyludur, akıllı ve hoş huylu olur. Kim ki saçı sert olur, akıllı ve atılgan olur. Kim ki saçı yumuşak olur, ahmak ve arsız olur. Kim ki saçı sarıdır, kibirli ve öfkeli olur. Saçı kara olan, sabırlıdır, onu ara. Saçı kumral ise güzeldir ve sahibi bedelsizdir. Saçı az olan lâtif, bilgili ve nazik olur. Saçı çok olan kadın, onun anlayışı az olur. Başı küçük olanın aklı azdır. Ona sır söyleme. Başı büyük olanın aklı çok olur. Başının tepesi yassı ise, sahibi keder çekmez. Başının derisi parlak olan, hayır yapar, zarar vermez. Kele yaklaşma sakın çok kötü huylu olur. Alnı dar olanın ahlâkı da dar olur. Alnı yumru olan, kötü ve aldatıcı olur. Alnı normal olanın, emin olarak bil. Alnı kırışıksız olan, mutlaka tembel olur. Alnı uzun olan anlayışlı, az ise cömert olur. Kaş arası kırışık olan, her zaman gam yüklüdür. Kulağı uzun ve bol olan, cahil ve tembeldir. Küçük kulaklı olan hırsız; orta olan doğrudur. Kaş ucu ince olanın işi gücü fitnedir. Kaşının kılı çok olan kırık ve kederlidir. Kaşı açık olan doğrudur, çatma olan hırsızdır. İnce kaş güzel olur; uzunu kibre delildir. Kaşı kavisli olan, her zaman dilber olur. Göz çukuru az ise o kibre delil olmuştur. Siyah gözü olan itaatli, kızıl gözü olan cesurdur. Gök gözlü olan zeki, elâ gözlü olan yazar olur.
Reklam
Değerli arkadaşım Hızaloğlu Zihni’ye sevgi ve saygılarımla. Halk türkülerini dinleyiniz; harp türkülerini dinleyiniz, destanları okuyunuz!.. Destanlarda, türkülerde, şiirlerde, bizim olan her şeyde nedendir bilinmez, için için bir ağlayış, yanık yanık bir söyleyiş var!.. Sanki Tanrı, Türk’ü, ağlasın diye yaratmış. Aşk yolunda, dağlar delen
Ela gözlü nazlı dilber  Sen d'olasın benim gibi  Zülfü dökük boynu bükük  Sen d'olasın benim gibi  Bahçende güller bitmesin  Dalında bülbül ötmesin  Kapından cerrah gitmesin  Sen d'olasın benim gibi  Gül yerine diken bitsin  Kuş yerine baykuş ötsün  Gözün yaşı sele gitsin  Sen d'olasın benim gibi  Karac'oğlan der mert gibi  Yanar yüreğim od gibi  Bir ok yemiş bozkurt gibi  Sen d'olasın benim gibi 
AFÎTÂB CEMÂLİM
youtu.be/YuR-ukXgpZw Ey dest-i nazlı dilber, Bilmez misin? Bu can sana meftun olmuş. Sen ki her dem, Kalbi hedef alırsın da ömr-i muhayyeli, Eylersin harabe, viran. Ey ela gözlü, âfitâb cemâlim, Yorgun güne, Işımaz güneşe gem vuran, Kasvetli bir havanın, Yağmurla şenlendirilmesine benzer gözlerin… Bir gülü ver, Bi gülüver de gelsin baharım… Bi gülüver, Bir gülü ver de şenlensin gül-i zarım… 
AFÎTÂB CEMÂLİM
Ey dest-i nazlı dilber, Bilmez misin? Bu can sana meftun olmuş. Sen ki her dem, Kalbi hedef alırsın da ömr-i muhayyeli, Eylersin harabe, viran. Ey ela gözlü, âfitâb cemâlim, Yorgun güne, Işımaz güneşe gem vuran, Kasvetli bir havanın, Yağmurla şenlendirilmesine benzer gözlerin… Bir gülü ver, Bi gülüver de gelsin baharım… Bi gülüver, Bir gülü ver de şenlensin gül-i zarım…
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.