Elif Osmanoğlu
@elif_osmnglu
Okudu, okuyor, okuyacak; bazen de anlattı, anlatıyor, anlatacak.
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni
Yüksek Lisans
İstanbul
1260 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Dostoyevski 9 Şubat 1881’de öldüğünde henüz 59 yaşındaydı. Ben ise 9 Şubat 2024’te 39’uma bastım.
Aşk
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun, git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar, gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin 
Cemal Süreya
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar 
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Okur Takip Önerileri
Teşekkürler
İnsan yaşlandıkça bunları aklında tutmakta zorlanıyor. Bazen bir kitabı okuyup okumadığımı kontrol etmek için 
1000Kitap ‘a bakıyorum. O yüzden bu teşekkür ona…
IL POSTINO (Uyarlandığı eser: Ateşli Sabır)
Replik: “Bir erkek kelimeleriyle sana dokunmaya başladığında elleri uzakta değildir.”
Roberto Benigni / La Tigre e la neve.
“Neden savaşlar oluyor biliyor musun?
Çünkü dünya insansız başladı ve de onsuz bitecek.”
Gençlik Skazları
Folklorik özellikler barındıran, sıradan insanların gündelik hayatlarını yansıtan, konuşma akıcılığında ve klasik edebiyatın katı kurallarına aldırmayan bir edebiyat türü olarak betimleniyordu Skaz. Bugün ise, konuşma dilinde birinci tekil şahıs anlatılar için sarf edilen bir deyim oldu. Edebiyat tarihçisi ve yazar David Lodge, İngiliz ve Amerikan edebiyatında ‘teenage skaz’ (Türkçe gençlik skaz’ları denilebilir) olarak adlandırdığı bir türden bahseder, Mark Twain’in ‘Huckleberry Finn’, Salinger’in ‘Çavdar Tarlasında Çocuklar’ romanlarını bunlara örnek gösterir. 
Kurgu Sanatı
Amerikan romancılar için skaz’ın , İngiltere ve Avrupa’ya miras kalmış edebî geleneklerden kendini kurtarmanın açık bir yolu olduğunu söyler. Ayrıca bütün modern Amerikan edebiyatının, 
Mark Twain in 
Huckleberry Finn'in Maceraları adlı eserinden geldiğini de… Kendime not: Bu kitabı tekrar okumalıyım.
Rüyalarımın hep önemli olduğunu hissettim.
Bana öğretmeyi amaçladıklarının ne olduğunu anlamaya çalıştım. Belki de anlamama gerek yoktu, insan anlamdan da öğrenebilir.
Rüyalar sayesinde, burada yazı yazabildiğim ve adına gerçek yaşam dediğimiz evrendeki tecrübemin kat kat fazlasını deneyimledim. Üstelik onları deneyimleyen “ben” miyim emin değilim . O çok daha cesur, çok daha çılgın, çok daha özgüvenli, çok daha…
Peki ya bunları yazan “ben” miyim?
Yoksa hepimiz bir bilincin farklı rüyalarında mıyız?