Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Elif Osmanoğlu

Elif Osmanoğlu
@elif_osmnglu
Okudu, okuyor, okuyacak; bazen de anlattı, anlatıyor, anlatacak.
Elif Osmanoğlu yorumladı.
288 syf.
·
Puan vermedi
Sekiz yaşındaydım sanırım. Annem doğum günümde bana kocaman bir paket verdi hediye olarak. İçinden bu kitap çıktı. Hayatımın en mutlu anlarından biri idi. Pollyanna okuyan herkesin bardağın yarısını dolu görmeyi başaran tarafıdır. Belki bazen böyle olmakta fayda var. Ama her zaman değil. Pollyanna okuduğum için mutluyum. Bu iyimser kızı da çok seviyorum. Ama Pollyanna bu çağda yaşasa idi Prozac bağımlısı olurdu. Koltuk değnekleri bir köşede dursun yine de.
Pollyanna
PollyannaEleanor H. Porter · Ötüken Neşriyat · 20209,2bin okunma
Elif Osmanoğlu okurunun profil resmi
38 yaşındayım ve annem bana hiç doğum günü hediyesi vermedi. Pollyanna’yı da okumadım bu yaşa kadar. Sanırım bu yaştan sonra da okumayacağım.
Holden Caufield okurunun profil resmi
Bence hemen kendine bir Pollyanna hediye et ve geçmişi telafi etmiş ol.
1 sonraki yanıtı göster
Reklam
Elif Osmanoğlu bir yorumu yanıtladı.
47 syf.
8/10 puan verdi
"Ben Bir Korkuyum"
Korkuyorum. Hem de çok korkuyorum. Kitap okumayandan korkuyorum. Okuyandan daha çok korkuyorum. Okumuş gibi yapandan korkuyorum. Okuyacakmış gibi yapandan da korkuyorum. Kitabı yarım bırakandan korkuyorum. Okuyacağım deyip okumayandan korkuyorum. Aynı anda 250 kitap okuyandan korkuyorum. Takip ettiği kişi sayısı okuduğu kitaptan çok olandan
Korkuyorum
KorkuyorumFerit Edgü · Sel Yayıncılık · 2017191 okunma
Elif Osmanoğlu okurunun profil resmi
Ben sizden korkmuyorum.
1 önceki yanıtı göster
Elif Osmanoğlu okurunun profil resmi
N
N
Benden korkmak için bir çok sebebiniz varmış. Benim sadece yazdığınız incelemeyi okumam yeterli sizden korkmamam için.
Elif Osmanoğlu yorumladı.
248 syf.
·
Puan vermedi
Moscarda adında 28 yaşında bir adamın, bir gün aynaya bakarken daha önce fark etmediği, burnunun yamuk olduğu gerçeği karısı tarafından yüzüne vurulur. Bu gerçekle yüzleşen Moscarda, kendine uzaktan bakmaya başlar ve büyük bir iç savaşın içine girer. Bu savaş var oluş sancısını tetikler ve sorgulama başlar. Bu varoluşsal sorgulama, nihilizmin kıyılarında gezinir. Kahramanımız kendini sorgulamakla kalmaz; yakın çevresini, toplumu, ilişkileri, toplumsal değerleri de sorgulamaya başlar. İçimizdeki binlerce “ben”i görünür kılar veya yok eder. Okuru içinden çıkılamaz bir labirentin içine atar. Hatta kimi zaman bir uçurumun kenarına bırakır. Felsefî bir deneme havasında, kurgusal bir metin olan eser; karamsar bir havada yazılmasına rağmen, aynı zaman da müthiş bir kara mizah örneği olarak görülebilir. Aynada kendinize bakmaktan korkmuyorsanız okuyun, korkuyorsanız da okuyun. Kendinizden kaçamazsınız zira “kendiniz” elbet yansıtıcı bir yüzeye çarparak size dönecektir.
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, BinlercesiLuigi Pirandello · İthaki Yayınları · 20214,034 okunma
Elif Osmanoğlu okurunun profil resmi
Ben de çok beğenmiştim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Elif Osmanoğlu bir yorumu yanıtladı.
170 syf.
·
Puan vermedi
Orhan Veli’nin mektuplarını okurken ne yaşadığı aşk, ne yazdığı şiirler (onları bilmekte olduğum için) etkiledi beni. Mektup postalayacak kadar bile parasının olmayışı, Ankara’ya-sevdiği kadının olduğu şehre- gitmek için giyecek bir palto ve ayakkabısının olmayışı ve yaşadığı bu sefalete rağmen şiiri ve edebiyatı hayatının merkezine alabilmesi çok etkileyici. Edebiyatın keyif işi, kalbur üstü insanların uğraşı olduğunu düşünen bir kesim var maalesef. Orhan Veli gibi yaşarken kıymeti bilinmeyen bir çok sanatçı var fakat onun hayatında bir hazin taraf daha var; aramızdan çok erken -Ankara’da belediye çukuruna düşüp beyin kanaması geçirdi ve 4 gün sonra hayatını kaybetti- ayrıldı. Nahit Hanım’ı Sabahattin Ali’nin karşılık bulamadığı büyük aşkı olarak tanımıştım, Orhan Veli ise aşkına karşılık bulmuş fakat çok arzuladığı kavuşma gerçekleşemeden hayatını kaybetmiş. Biraz Kafka’nın Milena’ya yazdığı mektupları hatırlatan bu mahrem sayfaları okurken (işin etik tarafını bir kenara bırakarak) gerçek aşkın kokusunu içime çektim doya doya.
Yalnız Seni Arıyorum
Yalnız Seni ArıyorumOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 20243,475 okunma
Cogito okurunun profil resmi
Ölümünün başka bir hazin tarafı ise beyin kanaması geçirdiği anlaşılamamış ve alkol zehirlenmesi tedavisi uygulanmış.
Elif Osmanoğlu okurunun profil resmi
Evet, yapılan otopside ortaya çıkıyor.
Elif Osmanoğlu bir yorumu yanıtladı.
336 syf.
·
Puan vermedi
2073 yılının Türkiye’sini seçmiş Tahsin Yücel, bu romanda fakat 2007’de yazmış ve zamanın siyasi ve toplumsal eleştirisini distopyanın ardına saklayan bir çok yazarla ortak bir yol izlemiş. Kendini bu ülkede kalan son marksçı avukat, son komünistlerden gören baş kahramanın, İstanbul’u Newyork’a dönüştürmek için durmadan gökdelenler diken Karadenizli müteahhit sayesinde, ülkede hala özelleştirilmemiş olarak duran son kurumlardan olan hukuku özelleştirme çılgınlıkları bile bana imkansız gelmedi. Her şeye alıştığımız ve şaşırma eşliğimizin gittikçe yükseldiği şu devirde distopya yazmak neredeyse komediyle eş değer maalesef.
Peygamberin Son Beş Günü
Peygamberin Son Beş Günü
ve
Vatandaş
Vatandaş
romanlarındaki kadar tatmin edici olmasa da hicvin Türk edebiyatındaki en cesur örneklerinden olduğu için okunmalı.
Gökdelen
GökdelenTahsin Yücel · Can Yayınları · 2018985 okunma
kovulan adam okurunun profil resmi
Vatandaş’ta daha durağan bir anlatım var. Gökdelen’i ise daha akıcı bulmuştum hocam. Peygamberin son beş gününü okumadım ama bana göre vatandaş kadar iyiydi. :)
Elif Osmanoğlu okurunun profil resmi
Bana da aksine çok tekrara düştüğü için akıcı değil sıkıcı geldi:)
1 sonraki yanıtı göster
Reklam
Elif Osmanoğlu yorumladı.
151 syf.
·
Puan vermedi
Sınavlar, pek çok ülke gençliğinin yaşamak zorunda kaldığı en önemli sorunlardan biridir. Özellikle sınavlarda çok yaygın olarak kullanılan çoktan seçmeli sorular… Öğrencilere çözdürdüğümüz bu soruların, onların zihinlerine vurduğumuz birer balyozdan farkı yoktur. Çünkü bu sorular; yazma alışkanlığını yok eder, düşünme yetisini azaltır, sadece tek bir doğrunun olduğu yanılgısını yerleştirir… Alejandro Zambra; hem bu sisteme bir başkaldırı hem de bu sistemi altüst edercesine çoktan seçmeli soru yöntemiyle kurgulamış öykülerini. Yayınevi “anlatı” adı altında yayımlamış olsa da “Soru Kitapçığı”ndaki her bir soru bana göre içinde bir öykü barındırıyor. Soruların birden çok cevabının olduğu, cevabının olmadığı veya tek cevabının olduğu birçok durumla veya an’la baş başa bırakmış bizi. Sorular sormuş ve eğitim, diktatörlük, evlilik, ebeveynler, ekonomi, sosyal yaşam gibi pek çok konuda şıkları sunmuş okura. Eser; çok zekice kurgulandığı, yaşadığımız veya şahit olduğumuz birçok soruna parmak bastığı için okunmaya değer. Aldığımız balyoz darbelerinin etkisini azaltır belki.
Soru Kitapçığı
Soru KitapçığıAlejandro Zambra · Notos Kitap · 201888 okunma
Elif Osmanoğlu yorumladı.
240 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, Victor Goti imzalı müthiş bir “Ön Söz” ve Miguel de Unamuno imzalı -pek karşılaşmadığımız- “Son - Ön Söz”le başlıyor. Victor Goti’nin romanın kahramanlarından biri olduğu ön sözde sezildiği andan itibaren, postmodernist bir anlatıyla karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz. Esere bütünsel olarak baktığımızda, tam anlamıyla postmodern roman
Sis
SisMiguel de Unamuno · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20234,834 okunma
Elif Osmanoğlu okurunun profil resmi
Harika bir inceleme olmuş, teşekkürler.
Cogito okurunun profil resmi
Sağ olun, aslında kitap harika.
Kazuo Ishıguro’nun yeni romanı çevrilmiş, YKY’de yine. “Klara ile Güneş” okumak için sabırsızlanıyorum. Müjde vermek istedim, duyduk duymadık demeyiiiiin!!!!
Elif Osmanoğlu okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Bilmukabele.
81 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.