Dün elime aldığım gibi bitirdim, kitabı bir okurun sistemin içindeki gençlerin mutlaka okumasını tavsiye etmesi üzerine aldım.
Şili ile ilgili olan yaşanmış ekonomik, politik olayların , hukuki kurulların, tarihinin çok da içinde ve bilgim olmadığı bölümlerini çok da otutturamadım kafamda ,biraz araştırıp tekrar okumam gerekiyor diyerek hızlı geçtim o bölümleri.
Yaşamak istediklerimizin, duygularımızın , özgürlüklerimizin her dönemde bizim seçimimiz olmayan sınavlardaki şıklarla belirlenmiş olması . Bir fikir belirtmek yerine ,kopya çekmek; düşünmek yerine ezberlemek, öğretmek yerine daha çok soru çözmek, soru idmanları ile görmediğin bir sorunun çıkma yüzdesini düşük sayılara indirmek...
Aile yakınlıklarını, evlenmeyi , boşanmayı , diktatörlük altında şekillenen hayatların içine alıyor bizi.
Kitabı açınca, önce bir şaşırdım, bölümlere ayrılmıştı aynı bir sınav gibi. Çoktan seçmeli , boşluk doldurma, cümle sıralama ,hangisi diğerlerinden alakasız ,metin soruları ... Soruları okuyunca anladım ki bir cevap yok. Hemen soru görünce şıklara bakıp doğruyu bulmaya çalıştım , hatta bir doğru olması gerekiyor diye birkaç kez daha sıkları okudum , soruyu okudum .
Cevapların hepsi doğruydu, sana göre , bana göre , ortama göre, hissettiklerine göre...
Bu yaratıcılık kısmı beni çok etkiledi. Sorular , cevaplar da öyle . Sayfa sayfa anlatsaydı bu kadar etkili olmazdı. Şıklı sorulara alışkın olunca , anlamak da daha kolay oldu belki de :)
Bazı sorular da inanılmaz duygulandım, bazı sorular da çok kızdım...
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı , okumaya devam edeceğim.