Kitaba başlamadan önce açıkçası aşk acısı çekmiş bir kadının ağzından yazılmış , sıradan bir kitap olduğunu düşündüm . Ancak okumaya başladıktan sonra bu fikrim tamamen değişti. Kitapta yazarımız birinci ağızdan ayrılık sürecini, gelgitlerini, zaman zaman çelişkili duygularını Osman’a mektup yazarak ifade etmiş . Mektuplarında filmlere , kitaplara göndermeler yapmış; anlattığı durumlarla ilgili çeşitli benzetmeler yaparak anlatımı etkileyici bir hale getirmiş . Bir solukta okunabilecek bir kitap.
İncelememi kitaptan alıntılarla sonlandırmak istiyorum.
Bana kalırsa beklemek dünyadaki en acımasız şey. İnsan beklerken asla tam olarak yaşayamıyor.
Ayrılık ya da ölüm ,fark etmez, bir yokluğun üstüne her şeyi yeniden yaşanabilir bir vakte ayarlamak gerekir.
Unutmak da tuhaf mesele. Hayatta kalabilmek için birçok şeyi unutmak zorundayız.
Herhangi bir konuda, her hatırlamada aynı ağrıları çekiyor olsak yaşamak dayanılmaz olurdu.
Ben bu yolun sonunda kendime çıktığım için çok mutluyum.