Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
288 syf.
·
Puan vermedi
Malumunuz 12 Eylül darbesi, ülkemizi ve demokrasimizi ciddi boyutta sekteye uğratan en şiddetli müdahale olarak tarihimizde bir utanç sayfası olarak yer alıyor. Bu elim olayın amaçlarını, işleyiş sürecini, sonuçlarını ise hemen hemen hepimiz ezbere biliyoruz artık. İnsanları işkence kapsamına almak, gözaltlarında tutmak, yargılamak ya da
Uzun zamandır, son ana kadar heyecanımı kaybetmeden okuduğum ender kitaplar içinde yer aldı Alamut.Hep merakla ertesi okumayı, yeni hedefi bekledim.
Bir tarihi roman olması ve gerçek bir karakter konu edinmesi sebebiyle -belki de- ilgimi hep çekmişti. Öyle ki dokuz sene olmuş kitabı alalı . Demek her şeyin bir zamanı var deyip neden şimdiye kadar okumadım diye hayıflanmıyorum.
Vladimir Bartol ‘a kesinlikle hayran kaldım. Tamamen farklı bir coğrafyada hüküm süren ve bambaşka kültüre ait bir karakter üzerinden bu kadar ayrıntıya sahip enfes bir eser ortaya çıkarmış . HASAN SABBAH ise ..... Her zaman söylerim ; zeki ,donanımlı, hitabeti güçlü insana ayrı bir saygım var . Evet yanlış şekilde bu zekayı kullanması kesinlikle tartışılır ama keşke ona körü körüne inanıp yanında olanlar azıcık Seyduna kadar akıllarını kullanıp sorgulasalardı diyemeden de edemiyorum.Hükümranlık sağlamak adına çok zekice ,ilmek ilmek , sabırla yıllarını vermiş bu uğurda.
Kurgu o kadar doyurucu ki birlikte gidiyorsunuz kitapla o yerlerde .Konu hem ilginç hem de çok güncel ,anlatım çok sürükleyici, işleyiş etkileyici . Kesinlikle beğenerek okudum ama bir kaç eleştirim yok değil . En sevdiğim alıntı ile bitiriyorum.
.
.
.
.
“Bilinç seviyesi ne kadar düşerse, fanatiklik de o ölçüde artar.”
İyi ki kitaplar var...
Tutunamayanlar
Okumayı çok istediğim kitaplar arasında başrol.
Oguz Atay ' da en sevdiğim yazarlarda başroldür.
Oguz Atay'ın Bir Bilim Adamının Romanını okudum çok güzeldi umarım buda güzeldir
Melody'nin Masum Dünyası
Konuşmak, hareket etmek, yazmak... Aslında bizler için temel ihtiyaç niteliğindeymiş. Su neyse, barınacak ev neyse, yemek yemek neyse bu fiiller de öyle. Kitapta Melody adında bir kızın hikayesi anlatılıyor bu kitapta. Kitap gerçekten geneli çok duygusal bir kitaptı. Ayrıca benim için ayrı bir yeri vardı. Kitap en sevdiğim kitaplar listesine girmeyi kesinlikle hak ediyor. Muhteşemdi. Herkese en yüksek derecede öneriyorum. Bence hemen Melody'nin beyninde yerinizi almalısınız. Şimdiden okuyacaklara iyi okumalar dilerim.
Bᴜʜᴀʀᴀʟɪ Dᴇʀᴠɪş EMİR SULTAN~Mᴀʜᴍᴜᴛ ᴜʟᴜ
Emir Sultan..Peygamber Efendimizin torunu Hz Hüseyin’in soyundan gelen bir Seyyid. Buhara’dan Bursa’ya uzanan bir hayat hikayesi onunki. Çok severim biyografi tarzında kitapları okumayı hele ki bir Allah dostunun. Ben çok sevdim Emir Sultan’ın arayış hikayesini. Bursa’ya geldikten sonra Yıldırım Bayezıt’ın damadı olur ve orada ona çok sevdiğim iki isim daha katılır... Somuncu Baba ve Hacı Bayram Veli. Ankara’da en çok sevdiğim mekanlardan biri olmasından sanırım daha bir dikkat kesildim. Ulu Caminin inşasından tutunda Ankara savaşının sonuçlarına kadar bir çok olaya da yer vermiş yazar. Hem tarih hem tasavvuf ikisi bir arada olmuş. İçinde öyle güzel hüzünlü yüreğimize dokunan kıssalar ve nasihatler var ki hepimiz nasiplenmeliyiz. Çünkü böyle kitaplar ruhumuzun ve kalbimizin mayasıdır bizi besler..
Bu kitabı en doğru zamanda ve yaşımda okuduğumu düşünüyorum. İçerik olarak yarattığı farkındalık ağır gelse bile okurken hiç elimden bırakamadım ve bir an önce sona gelmek olup biteni öğrenmek istedim. Yazar çok başarılı bir şekilde insan hayatının, varoluşunun her şeyini bize yansıtmayı başardı. Ben çok etkilendim çünkü kitabın 2 ana karakterinde de kendimden büyük parçalar gördüm. Bruer ve Nietzche konuşurken yada düşünürken hep onları kendi içimdeki 2 insanın yansıması, çatışması, anlaşması olarak gördüm. Bu kitap bendim eminim ki bu kitap sensin de. Kesinlikle tavsiye ediyorum çok akıcı, büyüleyici ve insanı içsel hesaplaşmasında zorlayacak bi kitap. En çok etkilendiğim şeylerden biri Nietzche 'hakikatin ne kadarını kaldırabilirsin?' diyordu Bruer'e ve bende sürekli kendime bu soruyu soruyorum. iyi ki okumuşum en sevdiğim kitaplar arasında ilk 5'e çok rahat girecek bir kitap.
Momo, eeen sevdiğim kitaplar arasında. Dış görünüşü garip karşılanan, kimsesiz, yaşı herkesin görüşüne göre farklılık gösteren minik bir kız çocuğu Momo. Çoğu kitabın aksine Momo'ya sahip çıkılıyor bu yerde. En büyük özelliği ise çok iyi bir dinleyici olması. Herkesin derdini hiç bıkmadan dinler. Momo'nun kendisine çok yakın hissettiği dostları Beppo ve Gigi'yi de unutmamak gerek.
Her şey güllük gülistanlık iken ortaya Duman Adamlar çıkıyor. Ve artık maceramız başlıyor. Zamandan tasarruf nedir? Duman Adamlar herkesin zamandan tasarruf etmesini istiyor ve sevdiklerinizle geçirdiğiniz vakitler birden yok oluyor. En sonunda ne mi oluyor? Tabi ki insanların birbirlerine bile ayıracak vakti kalmıyor. Oldukça samimiyetsiz bir ortam şekilleniyor.
Zamanımızı nasıl değerli kılabiliriz? Bu çaba içine girince nelerle karşılaşırız? Herkeste farkındalık oluşturabilecek mükemmel bir eser.
Momo'yu her hatırladığımda diyorum ki: "Momo, sen ne güzel bir kitapsın be!"
Just my opinions
Ben henüz 5.'sini okumadığım için ve spoiler vermek gibi olacağı için 4.'ye kadar olandan,4. kitaba yazmak istedim.
Okumadıysanız bakmamanızı öneririm.
Ne kadar Ender'e sövsekte bence çok güzeldi tüm kitaplar. O Ender bir ölemedi ama Zeynep'in onun çocuğu çıkması da çok garipti bence. Ama olsun. Hikayenin tadı hiç eksilmiyor garip entrikalar sayesinde. Benim en sevdiğim serilerden biri. Sonunda Zeynep ve Onur'un çocuğu olması çok tatlıydı... Onur başta ondan hoşlanmadığını iddia etse de 4. kitapta onunla bir kızı oluyor XD. Her karakter ayrı bir özeldi. Zeynep'in ailesi olsun,Onur'un gerçek babası ve annesi olsun,Onur, Zeynep, kızları, arkadaşları olsun... Hepsi ayrı özel benim için. Bana böyle hissettiren kitaplar çok olmuyor. Ama tabii ki çoğu da Beyza Alkoç'un kitaplarından. Ben bu dört kitabı meraktan 2 günde bitirdim... Elime alınca hâlâ bir heyecan geliyor. Sanki ilk kez okuyorum gibi. Böyle güzel kitaplar çok olmaz yani,Beyza abla sağolsun. Çok güzel bir seriydi. Eline sağlık onun ❥︎
Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi/Dördüncü PerdeBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 201912,2bin okunma
Dickens'la birlikte uzun ve doyum olmaz bir serüvendi. Kendimi hikayeye bu kadar kaptırdığım, duygularını bu kadar yoğun yaşadığım ender kitaplardan. Daha fazla okunmuş olmasını isterdim.
Kitapta kişisel hırsların, para hırsının, çıkarcı ilişkilerin, politikanın bütün bu aşırılıkların insanı nasıl değiştirdiği, nereden nereye getirdiği oldukça net bir şekilde göz önüne serilmiş.
Kitapta çok fazla karakter var ve başlarda bunları tanımakta biraz zorluk yaşanabiliyor fakat tanıdıkça bazılarıyla kendinizi bağdaştırabilir, bazılarına derinden saygı duyabilir, bazılarına da biraz fazlaca sinir olabilirsiniz. Birbirlerinden çok farklı mevkilerde ve ayrı yaşam tarzlarında olan bütün bu karakterlerin yolları bir şekilde kesişiyor ve böylece hikaye çok daha anlamlı hale geliyor.
En sevdiğim yazarlardan olan Dickens'ın bu kitabı da en sevdiğim kitaplar arasında yerini almış bulunmakta. Ayrıca kitabın mini de bir dizisi varmış en kısa zamanda onu da izlemek istiyorum. Daha fazla okucuyla buluşması dileğiyle. Keyifli okumalar.
Bir Jane Austen klasiği daha. Bu romanı yayımlanmak üzere tamamladığı ilk romanıymış ancak 'Yazar Hanım'ın vefatından sonra yayımlanmış. Kendisi de uyarıyor yazdıktan sonra geçen yıllar içinde pek çok şeyin değiştiğini, ki bu da hissediliyor. O döneme çok aşina olmasam da diğer kitaplarındaki sosyal hayatla karşılaştırıldığında bazı farklılıklar
Dino Buzzati'yi Tatar Çölü romanı ile tanımıştım. En en sevdiğim romanlardan birisidir Tatar Çölü...
Yazarın bu kitabını da görünce hemen almalıyım dedim tabi roman zannediyordum, içeriğine bakınca öykü kitabı olduğunu gördüm.
Öykü kitapları bana açıkçası biraz sıkıcı gelir ama bu kitabın içinde bazı öyküler vardı ki çok hoşuma gittiler.
İçerisinde 22 adet öykü var.
En güzeli tabiki (bana göre) "Tanrı'yı Gören Köpek" öyküsü
Diger sevdiğim öyküleri ise Büyük Baskın, Pelerin, C ile başlayan bir şey, Yedi Kat, Dünya'nın Sonu, Fareler, Uçan Daire, Büyük Otelin Koridoru ..
Öykülerin çoğu fantastik, masalsı, dinî havada.
Okuduğum için mutlu olduğum kitaplar arasına girdi
Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplar listesine girdi "Cehenneme Övgü". En çok okumayı sevdiğim türdür felsefi düşünce, sosyoloji ve yeraltı edebiyatı. Cehenneme Övgü her ne kadar Yeraltı Edebiyatı kategorisinde listelenmesede, felsefi oldugu kadar Yerlaltı Edebiyatı okuruna da hitap ediyor. Konusulamayan, görülemeyen, söylenemeyen, sorulamayan, yapılamayan her şeye değinmiş Vassaf, eleştirmiş korkusuzca. Deyim yerindeyse yeraltından çekip çıkarmış tüm gerçekleri, yüzümüze vurmuş. Korkusuzca yazan ve eleştiren yazarlara hayranım. Yazma yeteneğim olsa yazardım, gerçekleri eleştirip yazanı da ömür boyu okuyacağım. Benim için hayranı olduğum Hakan Günday 1. Gündüz Vassaf 2 artık. Tüm kitaplarını heyecanla ve ivedi ile okumak için sabırsızlanıyorum.
Tanıştığımıza memnun oldum Gündüz Vassaf.
