- Şu merdiven başında pazarlık yapan kadın bir fahişe mi ?
+ Hayır.
- Peki ya o sokağın başında bacaklarını gösteren.
+ Hayır.
- Peki ya şu kadın baksana nasıl da şehvetle bakıyor.
+ Hayır o da değil.
- Burada hiç fahişe yok mu baksana şu kadınlara nasıl da giyinmişler.
+ Fahişe nedir bay Burton ?
- Tenini parayla satan aşağılıklardır bay Vencanze.
+ Hayır bay Burton Fahişelik bu değildir..
- Hah neymiş peki fahişelik ?
+ Fahişelik insanların hayatını bilmeden onları aşağılamak ve yargılamaktır. Sokağın sonunda bir berber var bay Burton lütfen aynaya bakınız. Orada var olan en büyük fahişeyi göreceksiniz. ...
Yaşamı Cennet’e uzanan kaldırımlarda yürüyor gibi yaşamak… Hakikatte bu engebeli yaşam yolu, her gün daha azimle, daha gayretle meseleye ancak böyle bakılınca yürünebilir. Bu öyle bir yürüyüştür ki yolun sonu önce Cennet’e ve ardından Allah’ın huzuruna varır. Bu yalnızca bir zorluk yürüyüşü değildir, aynı zamanda bir zafer yürüyüşüdür de...
İnanan bir insan için dünya yaşamı, Cennet’in koridorlarından geçmektir, evet... Bunda hiç şüphe yok. Fakat bu koridor yer yer daralır, yer yer karanlıklaşır, yer yer zorlaşır; bazı yerlerinde tümsekler, bazı yerlerinde de dikenler vardır. Değil mi ki Cennet’in koridorudur, bu kısa yolculuğun en zor aşamalarında bile insanı mutlu eden pek çok taraf bulunabilir.
Konuyu bu açıdan kavramış bir insan, başına gelen her şeyi hoş karşılar, her zorluğa sabreder ve imtihanların hepsini başarıyla geçer. Zorlu yaşam tecrübelerini, ona ahiret mutluluğunu kazandırmak üzere, ilahi takdir tarafından özel seçilmiş, kendisine en büyük ahiret başarısını kazandıracak şekilde tertiplenmiş olduklarını keşfeder. Ne de olsa bir gün bütün zorluklar bitecek ve ebedi hayat başlayacak düşüncesi, şimdiki acılar karşısında insanın elindeki en güçlü ve en hakiki kozdur.
“Yaşama Yeniden Tutunmak”, ağır ve sarsıcı yaşam tecrübelerinin üzerimizdeki büyük etkilerini azaltmak niyetiyle kaleme alınan, zor zamanların bir başucu kitabı…
Bu bataklığın suyu da çamuru da;
-Delikanlılıkla elikanlılığı bir tutan.-
-Her şeye hakkı/m var koca zihniyeti ile
-Namus etiketini sadece kadınların alnına yapıştıran, namusu apış arasına sıkıştıran,
-Ve bunca kötülük dururken, öpüşmeyi ayıba, sevişmeyi ahlaksızlığa yakıştıran zihniyetten gelir.
-Bazılarının gözünde, kadının çörek otu kadar
-Sarılmak sevme sanatıdır.-
Sarılmanın hası, bilekçe değil yürekçedir.
Sarılacaksanız yürekçe sarılın…!
.
İlk ve son defa görüyormuş gibi
Sık sık, sıkı sıkı sarılın sevdiklerinize.
Sarılmak ayakları yerden kesmek,
nefesi nefese vurmaktır.
Gönlü fethetmek, sağ yana da bir kalp koymaktır.
Sarılmak, yarayı sarmak, hasreti orta yerinden
Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Sayfa 88 - Yapı Kredi Yayınları, 83. baskıKitabı okudu
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak