Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
HER LANETİN BİR NEDENİ VARDIR
Lanetlerin ve bereketlerin yaşamımızda rasgele ve gelişigüzel bir işlevleri yoktur. Tam tersine bunların her ikisi de sonsuz, değişmeyen yasalara göre işlev görürler. Bu yasaları doğru bir şekilde anlayabilmek için yine Kutsal Kitap'a bakmamız gereklidir. Süleyman'ın Özdeyişleri 26:2'de Kral Süleyman lanetlerle ilgili bir ilkeyi
Sayfa 47 - Yeni Yaşam YayınlarıKitabı okudu
Aralık 1941'de, Churchill'in itirazına rağmen Savaş Hükümeti, hapisteki bütün milletvekillerinin serbest bırakılması emrini vermişti. Nehru, beyhude yere, İngilizlerin kendisine, Hindistan'ı Müttefik Devlet yanında yer almasını sağlaması için fırsat vermesini bekliyordu. Fakat, daha sonra hürriyet aziz ilan edilmesi tamamen abesle
Reklam
Çağımızın en iyi dinleyicilerinden biri de Sigmund Freud'dur. Freud ile tanışan biri onun dinleme tarzını anlatıyor: "Beni o kadar çok etkiledi ki onu asla unutamayacağım. Hiç kimsede rastlamadığım niteliklere sahipti. Hiç böylesine yoğunlaşmış bir dikkat görmemiştim. Ruhun derinliklerine inmek gibi bir derdi yoktu. Gözleri ılımlı ve güleçti. Sesi alçak ve nazikti. Çok az hareket yapıyordu. Fakat bana gösterdiği ilgi, söylediğim her şeyi kötü ifade edilmiş bile olsa takdir etmesi, olağanüstüydü. Böyle bir ilgiyle dinlenmenin ne demek olduğunu tahmin bile edemezsiniz."
Kıskançlık
Erkeklerini, hiçbir fırsat kaçırmayarak, güzel görmekten, aşktan, sevişmekten mahrum bırakan bu kadınlar, aynı zulmü kendi cinslerine de yaparlar. Tanıdıkları bir kadının başından kazara bir macera geçer, mesela bir 'mektubu' yakalanır, yahut da kocasından boşanıp diğer birine varırsa hepsi birden ona darılırlar ve dehşetle afaroz ederler. Aradan uzun seneler geçer, o kadını sokakta gördüler mi; yollarını değiştirirler, bazıları yüzüne tükürmeye kalkar, en insaflıları biraz acır, 'Ah, zavallı kötü oldu, alnının yazısı imiş' der. Semtimizde, 'Bir kadının en birinci görevi güzel olmaktır' sözünün nasıl tehlikeli bir yalan olduğunu pek iyi bilen anneler, kızlarını, ellerinden geldiği kadar güzellikten, şuhluktan, süsten, serbestlikten alıkoyarlar. Bu annelerin sokağa çıkarken kızlarının kulaklarına fısıldadıkları öğüdün değişmez modeli budur: 'Kızım! Peçeni indir. Ellerini çarşafın içine sok. Başını öyle yukarı kaldırma, aşifte diyecekler. Önüne bak. Fransız karıları gibi zıp zıp yürüme. Yavaş, yavaş. Göğsünü ileri çıkarma, arkamıza takılacaklar. Sana azgın diyecekler. Adın çıkacak. Evde kalacaksın, vs. vs...' Sonra, tanışan, görüşen her aile, sanki birbirlerinin doğal müfettişleridir. Sakın bir aile içinde küçük bir aşk macerası geçmesin. Rezalet, dedikodu birden göklere çıkar, kahramanlarını tefe korlar. Oğullarının ve kızlarının gizlice görüşmelerine, mektuplaşmalarına aldırmayan; göz yuman annelere bütün tanıdıkları, yine birden darılır; 'Ah, ayol kadın bu yaştan sonra boynuz dikiyor...' diye ondan iğrenirler.
34 öğeden 31 ile 34 arasındakiler gösteriliyor.