Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çağımızın en iyi dinleyicilerinden biri de Sigmund Freud'dur. Freud ile tanışan biri onun dinleme tarzını anlatıyor: "Beni o kadar çok etkiledi ki onu asla unutamayacağım. Hiç kimsede rastlamadığım niteliklere sahipti. Hiç böylesine yoğunlaşmış bir dikkat görmemiştim. Ruhun derinliklerine bu inmek gibi bir derdi yoktu. Gözleri ılımlı ve güleçti. Sesi alçak ve nazikti. Çok az hareket yapıyordu. Fakat bana gösterdiği ilgi, söylediğim her şeyi kötü ifade edilmiş bile olsa takdir etmesi, olağanüstüydü. Böyle bir ilgiyle dinlenmenin ne demek olduğunu tahmin bile edemezsiniz."
Sayfa 126Kitabı okudu
Eğer altında Tanrı'nın ya da insanın imzasını görürsem, o kanun benim için yok hükmündedir! Düşün; Tanrı'nın iyiliği ve kötülüğü senden gelir. Sen ne kadar iyiysen Tanrı'n da o kadar iyi. Senin üstüne çıkamayan bir Tanrın ne kadar kudret doludur? Düşün; acı çekmeyi bilmeyen bir Tanrı, merhameti öğütle yemez. Tanrın, düşmanının
Sayfa 32 - Panama
Reklam
Çağımızın en iyi dinleyicilerinden biri de Sigmund Freud'dur. Freud ile tanışan biri onun dinleme tarzını anlatıyor: "Beni o kadar çok etkiledi ki onu asla unutamayacağım. Hiç kimsede rastlamadığım niteliklere sahipti. Hiç böylesine yoğunlaşmış bir dikkat görmemiştim. Ruhun derinliklerine inmek gibi bir derdi yoktu. Gözleri ılımlı ve güleçti. Sesi alçak ve nazikti. Çok az hareket yapıyordu. Fakat bana gösterdiği ilgi, söylediğim her şeyi kötü ifade edilmiş bile olsa takdir etmesi, olağanüstüydü. Böyle bir ilgiyle dinlenmenin ne demek olduğunu tahmin bile edemezsiniz."
Jane Austen'la ilk kez tanışan okurların düşünceleri genellikle yazanın oldukça sınırlı bir konu -ölüm veya cinsellik, açlık veya savaş, suçluluk veya Tanrı gibi meselelen herhalde hiç önemsememiş toprak sahibi küçük bir İngiliz zümresinin davranışlanını konu edinmiştir-benimsediği, bu yüzden modern kaygılara hitap etmeyeceği yönünde olur Austen romanlarını ele almayı zorlaştıran bu unsur göz ardı edilmemelidir, Austen'in eserlerindeki nitelikli dayanıklılık ve inceliğe ancak bu şekilde yaklaşabiliriz. Gelmiş geçmiş en büyük romanlar, teknik yenilikçiliğin yanı sıra muazzam bir kapsama da sahiptirler, insan tecrübesini Jane Austen'in hiçbir zaman başaramadığı kadar geniş ve derin bir şekilde incelemişlerdir Yine de bir Austen romanından iddiası olmayan şeyleri -mesela en büyük romanlardaki manevi derin liği- beklemek haksızlık olur Gelgelelim aradığımız sınırlı malzeme lerden yaratılmış sanatsal bir ustalık ise, hayal kırıklığına uğramayacağımız kesindir
‘Kişisel öykülerimizi anlatma şeklimizin ruh sağlığının bir göstergesi ve habercisi olduğuna ikna oldum. Sık sık kurban oldukları, ama nadiren kötü sonuçların sorumluluğunu üstlendikleri hikayeler anlatan insanlar rahatsızlıklarını sürdürür. İyileşmek yerine başkalarını suçlamayı yeğlerler. Sorumluluklarını doğru bir şekilde tasvir eden
Kim salıyor caddeye bu kadar arabayı / Bak yüksele yüksele şehri yutacak asfalt. Asfalt güya medeniyeti getirir; bir yeri başka bir yere bağlar. Bu sayede insandan portakala kadar her şey daha hızlı yolculuk eder. Asfalt beraberinde sadece arabaları yolcuları getirmez şunları da getirir; çirkinlik abidesi olan sanayi siteleri, kaçak dökülen molozlar ve çöpler, oto lastikler, poşetler, pet şişeler, mazot ve benzin artıkları, izmaritler, gres yağlar, trafik canavarlarına destek sağlayan benzin istasyonları... Asfaltın namusu yoktur. Fuhuş sektörünün yol kenarlarında yoğunlaşması, travestilerin en işlek yolları mesken tutması, otostopçu kadınların hızla artması bunun en kuvvetli delilidir. Asfaltın bereketi yoktur. Dikkat edin, şehirler arası nakliyat yapan mal taşıyan kamyon şöförleri ve kamyon sahipleri sürekli yakınır, geçinemediklerini söyler, hükümetten yardım isterler. Asfaltın siyahtan başka bir renge tahammülü yoktur. Yol kenarları neredeyse her yıl ağaçlandırılmasına rağmen oralarda kendini kurtarmış bir ağaca rastlamak zordur. Asfalt aslında yakınlaştırmaz uzaklaştırır mesela eskiden yol yokken akraba ziyaretleri daha sık yapılırdı. En ücra kasabalara giden yollar asfaltlandıktan mesafeler kısaldıktan sonra akraba ziyaretleri artması gerekirken tam tersi oldu. Bir çok yeri gezmiş Karadeniz sahil yolunun çalışmalarını bizzat yerinde görmüş biri olarak rahatlıkla şunu söyleyebilirim: O güzelim kasabalar yüzyıllardır orjinalliğinden bir şey kaybetmemiş şehirler asfaltla tanışır tanışmaz başka bir yer olup çıkıyorlar. Tıpkı kötü insanla tanışan biri gibi. Özetlersek: asfalt insanoğlunun harama uzanan eli gibidir.
Reklam
Kıskançlık
Erkeklerini, hiçbir fırsat kaçırmayarak, güzel görmekten, aşktan, sevişmekten mahrum bırakan bu kadınlar, aynı zulmü kendi cinslerine de yaparlar. Tanıdıkları bir kadının başından kazara bir macera geçer, mesela bir 'mektubu' yakalanır, yahut da kocasından boşanıp diğer birine varırsa hepsi birden ona darılırlar ve dehşetle afaroz ederler. Aradan uzun seneler geçer, o kadını sokakta gördüler mi; yollarını değiştirirler, bazıları yüzüne tükürmeye kalkar, en insaflıları biraz acır, 'Ah, zavallı kötü oldu, alnının yazısı imiş' der. Semtimizde, 'Bir kadının en birinci görevi güzel olmaktır' sözünün nasıl tehlikeli bir yalan olduğunu pek iyi bilen anneler, kızlarını, ellerinden geldiği kadar güzellikten, şuhluktan, süsten, serbestlikten alıkoyarlar. Bu annelerin sokağa çıkarken kızlarının kulaklarına fısıldadıkları öğüdün değişmez modeli budur: 'Kızım! Peçeni indir. Ellerini çarşafın içine sok. Başını öyle yukarı kaldırma, aşifte diyecekler. Önüne bak. Fransız karıları gibi zıp zıp yürüme. Yavaş, yavaş. Göğsünü ileri çıkarma, arkamıza takılacaklar. Sana azgın diyecekler. Adın çıkacak. Evde kalacaksın, vs. vs...' Sonra, tanışan, görüşen her aile, sanki birbirlerinin doğal müfettişleridir. Sakın bir aile içinde küçük bir aşk macerası geçmesin. Rezalet, dedikodu birden göklere çıkar, kahramanlarını tefe korlar. Oğullarının ve kızlarının gizlice görüşmelerine, mektuplaşmalarına aldırmayan; göz yuman annelere bütün tanıdıkları, yine birden darılır; 'Ah, ayol kadın bu yaştan sonra boynuz dikiyor...' diye ondan iğrenirler.
Tüm meslek hayatı boyunca gördüğü en kötü kekemelik vakasıydı. Danışan, hayatı boyunca tek bir an haricinde hep konuşma zorluğu yaşamıştı. Bu istisna, o on iki yaşındayken bir tramvaya asıldığında gerçekleşmişti. Kondüktör tarafından yakalandığında sıvışmanın tek yolunun kendini axındırmak olduğunu düşünmüş ve zavallı kekeme bir çocuk olduğunu göstermeye çalışmıştı ama kekelemeye çalıştığı o anda bunu yapamamıştı. Böyle bir niyeti olmadan ve terapötik amaçlar olmaksızın tezat niyeti uygulamıştı.
Sayfa 130Kitabı okudu
Tıp tarihine baktığımız zaman, bu şifalı maddenin 3000 yıldan beri kullanıldığını anlarız. Endüstri devrimi ve toplumsal devrimlerle birlikte, ilimde de devrim oldu ve araştırmaları yoğunlaştı. O andan başlayarak insan doğadan kopmaya başladı ve kendisini bilinmeyen bir akıntıya bıraktı. Böylece doğa ile insanın yüzyıllarca sürdürdükleri uyum,
Yıllar önce Afrika’da yaşarken, iki Liberyalıyla tanışmıştım. İkisi de firar etmiş askerdi. Biri subay, diğeri er. Sahip oldukları tek şey silahları ve kirli kıyafetleriydi. Benden yardım istediler. Ama önce anlattılar her şeyi... ABD Liberya’daki resmî orduya yılda dört yüz milyon dolar yardım yapıyordu. Bu parayla Liberyalılar, ABD’den silah
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Yan evde oturan başka küçük bir kız aynı koşullarda büyümüş olabilir ama bir nedenden ötürü karşılık verir. Pes etmez ve ona yönelik kötü muamelelere ve acıya katlanır. Onu boş yere suçlayan yetişkinlere ve başka insanlara hatalarını söyler. O da acı çekmiştir ama biraz farklı yetişmiştir. Dünyanın adil olmadığını, insanların kötücüllüğünü görmüştür ama bunu umursamamıştır. Hayatta ayakta duracak ve bir savaşçı olacaktır. Bu kadınla tanışan insanlar onun dominant, kalın derili ve uğraşması zor biri olduğunu düşünürler. Sertleşmiş bir kabuğu vardır ve en alakasız durumlarda kendini şiddetle savunur. Kendinin yönettiği ve etrafındakilerden hiç olumsuz tepkiler almadığı ilişkilerle ilgilenir. Anlaşması güç, ‘diş bileyen’, sinirli genç bir kadın olabilir.
Aralık 1941'de, Churchill'in itirazına rağmen Savaş Hükümeti, hapisteki bütün milletvekillerinin serbest bırakılması emrini vermişti. Nehru, beyhude yere, İngilizlerin kendisine, Hindistan'ı Müttefik Devlet yanında yer almasını sağlaması için fırsat vermesini bekliyordu. Fakat, daha sonra hürriyet aziz ilan edilmesi tamamen abesle
EY OĞUL! Sana sekiz öğüdüm var. Yarın kıyamet günü ilminin senden davacı olmaması için bunları kabul et. Bunlardan dördüyle amel et, dördünü de terket. 1-) Terketmen gereken dört şeyden ilki: Gücün yettiği kadar, kimseyle herhangi bir mevzuda münakaşa yapmaktan sakın. Münakaşa; riya, haset, kibir, kin, düşmanlık, böbürlenmek gibi bütün kötü
Astroloji Ve Burç Yorumları
Astroloji, yıldız ve gezegenlerin diziliş ve hareketlerinden yola çıkarak yaşamı yorumlayan ve geleceği tahmin eden bir batıl inançtır. Astrolojinin çıkışı hakkındaki bir teori, Nuh tufanından sonra Babil'e dayanır. Babil Kulesi hakkında, hayatın gizemlerini ve insanların kaderini açıklamaya adanmış bir tapınak olarak bir tanımlama yapılmaktadır.
Sayfa 10 - GDKKitabı okudu
Kur'an ve Tevrat'ta balaam peygamber
Kur’ân-ı Kerîm’de ismi zikredilmeksizin, “Onlara şu adamın kıssasını anlat: Ona âyetlerimiz hakkında bilgiler verdik ve o -bunlara önce uyduğu halde- daha sonra bunlardan tamamen sıyrılıp uzaklaştı; şeytan onu peşine taktı ve bu suretle azgınlardan biri haline geldi. Biz dileseydik o kişiyi âyetlerimizle yüceltirdik; fakat o dünyaya sımsıkı
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.