Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çocukluğumdan beri en büyük hayalim, kendime ait bir kütüphane kurmaktı.
Hâlihazırda hatırı savılır büyüklükte bir kasabayı doldurmaya ye­tecek kadar insan tanımıştım. Ne kasaba olurdu ama, bir araya gelebilselerdi. Gökdelen isterler miydi? Müze isterler miydi? Kü­tüphane isterler miydi? Onlar da kanalizasyon sistemleri, köprü­ ler, demiryolları ve fabrikalar inşa ederler miydi? Birbirinin aynı, Battery Park'tan Altın Körfeze, sonsuza uzanan bu küçük teneke kornişlerden inşa ederler miydi? Sanmam. Sadece açlığın kırbacı harekete geçirebilirdi onları. Boş mide, gözlerdeki o çılgın bakış, korku, daha da beterinin korkusu - budur onları güdümleyen. Hepsi aynı, hepsi umutsuzluğa teşvik edilmiş; bu güdümlemeden, açlığın kırbacından en görkemli gökdelenler, en çetin savaş gemileri çıkmış; en iyi çeliği, en ince danteli, en narin cam eşya­ları üretmişler.
Reklam
552 syf.
·
Puan vermedi
Fena inceledim. İnce eledim.
Okuduğum ilk Orhan Pamuk kitabı olmasına rağmen, Orhan Pamuk'u Orhan Pamuk yapan çoğu niteliğin bu kitabın satır aralarından süzülebileceğini düşündüm. Bir efsane değil. Ama bir kaç temel noktada,kendi kütüphanemdeki Türk eserleriyle kıyasladığımda ve kendi referanslarımı baz aldığımda standartın bir kaç tık üstünde bir eser. Sırf kendi içinde bir
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,2bin okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Kısacık, ama sizi alıp bambaşka diyarlara götürecek olan bir Stefan Zweig kitabı ile geldim, Sahaf Mendel. Okuduğumdan beri tadı damağımdan gitmeyen bu kitaba gelin birlikte bakalım. Zweig'ın çoğu öyküsünde olduğu gibi bu öyküsünde de Dünya Savaşı havası ağır basmakta. Savaşın hemen öncesinde Viyana'da küçük bir kafede, en az kafe kadar küçük bir masada sahafçılık yapan Mendel çarpıyor gözümüze. Bir nevi yaşayan bir kütüphane olan Mendel, o dönem bulunduğu yerdeki öğrencilerin en büyük kaynakçısı haline gelmiş. Kütüphane dediğime bakmayın, Mendel kitabın anlattıkları ile ilgilenmiyor, sadece basım yılı, yayınevi, fiyatı gibi katalog bilgilerini bir çırpıda sayıp size istediğiniz kaynağı bulmanızı sağlıyor. İşte öyküyü bize anlatan kişi de vakti zamanında Mendel ile böyle tanışmıştır. Araya savaş girer, dünya değişir, insanlar değişir, ama bazı duygular hiç değişmez. Savaş sonrası yaşanan yokluk, yoksunluk, bezmişlik... Hepsi ağır bir bulut gibi günlük hayatın orta yerinde süzülüyordur. Anlatıcımız bir Viyana ziyaretinde bir kafeye girer ve geçmiş bir sel gibi akın akın gelir. Mendel'in başına ne geldiğini merak eder ve hikayesinin peşine düşer. Buradan itibaren de bizi kısacık ama çok sarsıcı bi savaş hikayesi karşılar. Dönem hikayelerini seviyorsanız ve bir oturuşta okumalık bir kitap arıyorsanız, şiddetle tavsiyemdir!
Sahaf Mendel
Sahaf MendelStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20228,3bin okunma
İlk Alfabe
Bilinen en eski alfabe Akdeniz'in kuzeydoğusunda, Suriye'yle Anadolu'nun sınırında yer alan Ras Sharma'da bulundu. Burada küçük bir limana yukarıdan bakan bir tepenin üzerindeki alanda Baal ve Dagon'a adanmış iki tapınağın arasında bir kütüphane bulundu. Kütüphane en yüksek rütbeli rahibe aitti ve sadece 29 işaretten oluşan bir tür çivi yazısı türünde yazılmış tabletlerden oluşuyordu. Dolayısıyla bir alfabe söz konusuydu. Kazıyı yapan akademisyenler kullanılan dilin Kenanca, Fenikece ya da İbraniceyle akraba olduğunu düşündüler ve haklı çıktılar.
Sayfa 129Kitabı okudu
Kitapların Hatırlattıkları
“Eğer bunun denemeye değer bir plan olacağını düşünüyorsan, bunun işe yaracağını bana söylemeni istiyorum.” “Böyle şeyleri garanti edemezsin! Ne de olsa, ihtiyacımız olan bütün kitaplar elimizde olsa bile, en yüksek uçurumu bulup atlamakta ısrar ediyoruz. Fakat bir molaya ihtiyacımız var. Bizim bilgiye ihtiyacımız var. Belki bin yıl içinde atlamak için daha küçük uçurumlar seçeriz. Kitaplar bize ne tür eşekler ve aptallar olduğumuzu hatırlatmak içindir. Kitaplar, tören alayı büyük bir gürültü içinde caddede ilerlerken, Sezar'ın kulağına 'Unutma, Sezar, sen de ölümlüsün', diyen pretoryen mubhafızlarıdır. Çoğumuz dünyayı dolaşıp herkesle tanışamayız, bütün şehirleri göremeyiz. Bunun için zamanımız, paramız ve bu kadar çok arkadaşımız yoktur. Aradığın şeyler, Montag, dünyada, fakat vasat bir insan için onların yüzde doksan dokuzunu görmenin yolu kitaplardan geçer. Garanti isteme. İnsan, makine veya kütüphane gibi herhangi bir şeyde saklanabileceğini sanma. Kendi kırıntılarını kurtar ve eğer boğulursan, en azından sahile doğru yüzerken boğulduğunu bil.”
Sayfa 131
Reklam
Müslüman evinin on özelliği : 1.İçinde namaz kılınması... 2.Kur'an okunması veya Kur'an dinlenmesi... 3.Lüks,israf,şatafattan berî olması... 4.Küfür, nifak, fısk, fücür, günah alet ve cihazlarının bulunmaması... 5.Başta ekmek olmak üzere hiçbir nimetin çöpe atılmaması... 6.Bir Hilye-i şerif levhası ve başka hüsn-i hatlar bulunması... 7.Sokak ayakkabıları ile evin içine basılmaması... 8.İçinde pişen yemek ve tatlıların arada bir komşuya da ikram edilmesi... 9.En azından bir kitap rafı veya dolabı, mümkünse bir kütüphane odası... 10.Küçük de olsa bir bahçe. M. Şevket Eygi
333 syf.
·
Puan vermedi
Lise yıllarımda görevli olduğum kütüphane de rafları düzeltirken elime geçen bir kitap.Nisa..Canım,Nisa kalbi güzel,kendi küçük,yüreği büyük Nisa seninle tanıştığım için çok mutluyum,seni çok sevdim..Umarım hayatının geri kalanın da da bu kadar güçlü olursun ve ikizler'inle birlikte huzurlu bir hayat sürer gidersin..İnan bana güzel Nisa en çok sen hak ediyorsun bunu.. Bu kitabı okuduktan sonra Mukaddes Yakay'a apayrı bir hayranlık beslemeye ve diğer eserlerini de okumaya karar verdim lakin henüz temin edemedim..En yakın zaman da büyük bir mutlulukla büyük bir umutla diğer kitaplarını da okuyacağım.. Bizlere bu kadar akıcı,gerçekçi,hayatın içinden ve muhteşem bir eseri okuma,yaşama fırsatı sunduğun için teşekkür ederim yazarcığım..  Mukaddes Yakay Nisa, genç yaşta eşini kaybeder. Fakat her şeye rağmen akıp giden hayat, Nisa'nın karşısına bu kez de, çalıştığı üniversiteden hocası olan Fuat Beyi çıkartır. Oldukça zor verilen bir kararın sonucunda Nisa, Fuat Bey'le hayatını birleştirir. Fakat bu birliktelik birçok zorluğu da beraberinde getirmiştir. Her şeyden önce, Fuat Bey ile Nisa'nın, hayatı algılayış biçimleri farklıdır... Renkler bile farklı anlamlar ifade eder ikisi için... Bir gün, hayatın kendilerine çizdiği yolda karşılarına çıkan amansız bir hastalık, Nisa-Fuat çiftinin hayatı yeniden sorgulamalarını ve geleceğe yönelik kararlarını gözden geçirmelerini zorunlu kılar... "Bir Vefa Kalmıştı" göz önündekinin uzaklarda aramanın getirdiği sıkıntılara ve elde bulunanın kıymetini bilmeye vurgu yapan etkileyici bir roman..''
Bir Vefa Kalmıştı
Bir Vefa KalmıştıMukaddes Yakay · Kaynak Kültür Yayınları · 200252 okunma
671 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.