"Çok okurum. hep çok okudum Hayır, birbirimizi anlıyor muyuz, bilemiyorum. En sevdiğim şey, yere uzanıp okumaktır, yatakta okumayı da severim, hemen her şeyi bir yere uzanır, öyle öyle okurum, okurum, hayır, kitaplar değil bu işi yaparken önemli olan, her seyden once okuma eyleminin kendisi onemli benim için, beyaz kâğıtta bir seylerin yazılı olması, harfler, heceler, satırlar, insanla ilintisini kuramadığım o saptamalar, göstergeler, belirlemeler, insandan gelen, anlatımların kalıbı içersinde donup kalmış çılgınlık. İnanın bana, bir çılgılıktır anlatım, bizim kendi çılgınlığımızdan kaynaklanan bir çılgınlık. Sonra, sayfaların çevrilmesi de önemli, bir sayfadan ötekine koşmak, kaçmak, çılgınca ve artık pıhtılaşmış bir akıntıyı yaratmış olanlarla suçu paylaşmak; sonra, bir tümcenin bir öteki dizeye atlamasındaki sinsilik. yaşamın tek bir tümceyle güvence altına alınması, buna karşılık tümcelerin de yaşamda güvenceye kavuşmaları, evet, bunlar da söz konusu. Aslnda kötü bir alışkanlıktır okumak, öteki bütün kõtü alışkanlıkların yerini tutabilecek ya da onların yerine herkesi daha bir yoğun biçimde yaşamaya itebilecek bir alışkanlıktır, delicesine bir yaşam biçimidir, insanı yiyip bitiren bir tutkudur. Hayır, uyuşturucu kullanmıyorum, kitapları kullanıyorum..."