Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Sayfa 531
SELİM IŞIK İNTİHAR MEKTUBU Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim
Reklam
Selim'in Günseli'ye Veda Mektubu...
. Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Sayfa: 531 - 537Kitabı okudu
Şuna da dikkat ediniz ki, nöbetçinin yanında koğuş hademeleri uyumaktadırlar; on adım uzakta, öteki mahkûmlar koğuşu önünde başka bir nöbetçiyle yardımcısı, başka hademeler var. Hem de kışın soğuğunda, çorapla, terlikle, hastane sabahlığıyla, takkeyle nereye kaçarsın? Mademki böyle, mademki tehlike bu kadar az (aslında hiç yok) hastaların belki bu
“İnsaf edin Allah aşkına, durun size bir anekdot aktaracağım. Daha önce buna yer vermiştim, Bulgaristan’daki vahşetten sonra Moskova’ya getirilen anasız babasız çocukların yerleştirildiği bir yuvada on yaşlarında hasta bir kız çocuk var, gözleri önünde Türklerin babasını diri diri yüzmelerine tanık olmuş (bu dehşeti unutabilir mi?). Bu barınakta
Yapı Kredi Yayınları
Dışarıyla içeriyi aynı tutmanın mümkün olmadığını ve bunun iyi bir şey olduğunu artık biliyorum. Yine de derimi kalınlaştırmakta zorlanıyorum. Canım hâlâ çok kolay acıyor. Neyi kontrol edip neyi kontrol edemeyeceğimi görmek, durmak, dinlemek işe yarıyor bazen ama yine de umursuyorum işte; insanları ve söylediklerini. Önümdeki en büyük engel bu. Böyle düşünmek hoşuma gidiyor. Ufak tefek sinsi düşmanlardansa tek bir devle muhatap olmak işime geliyor. Eskiden battaniyemin altına saklanıp yokmuş gibi yaptığım devin şimdi gözlerine bakıyorum. Sonuçta onu hâlâ yenemedim ama bu, aradaki farkı önemsiz kılar mı? Sanmıyorum. Dev öyle büyük ki arkasını göremiyorum ama derenin sesini duyuyorum. Onunla savaşırsam çok yara alacağımı da biliyorum yaralarımın eninde sonunda kabuk tutacağını da. İhtiyacım olan tek şey cesaret. Kendim olma cesareti.
Sayfa 32 - 33 / KüsuratKitabı okudu
Reklam
I: Hastane Bayram haftası biter bitmez hastalandım ve askeri hastanemize gönderildim. Hastane, kaleden yarım verst ötede, öbür binalardan ayrı, uzun, tek katlı, sarı boyalı bir yapıydı. Yazları onarılırken dehşetli sarı boya harcanırdı. Hastanenin kocaman avlusunda eklenti binalarla lojmanlar ve diğer hastane pavyonları bulunuyordu. Merkez
54 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.