Oruç tutarken kanımızda Ghrelin hormonu artıyor. Ghrelin hormonunun en önemli etkisi açlık oluşturmak olsa da bu hormonun beynin öğrenme ve hafızayla ilgili bölümü olan hipokampusla etkileşimi girip onu geliştirdiği bilinmektedir.
Alternatif bir tıp yaklaşımı olan homeopati ilaçları sayesinde fiziksel, zihinsel ve duygusal sorunlarımızın çözüldüğü iddia ediliyor. Oysa bu ilaçlar kimyasal açıdan hiçbir işe yaramaz.
Yaygın kanaatin aksine, pas, tetanos hastalığına yol açmaz. Bu hastalığın nedeni Clostridium tetani bakterisidir. Bu bakteri genelde paslı cisimlerin çok olduğu açık alanlarda olmaktadır.
Yetişkinlerde yeni beyin hücreleri oluşmadığı söylenir. Bu doğru değildir, nörogenez denilen süreçte yetişkin beynin belli bölgelerinde yeni hücreler oluşturulur.
Enis Doko'nun okuduğum ilk kitabı. Kendisini televizyonda çıktığı programlar aracılığıyla ve burada yapılan alıntılarla tanımıştım. Fizik ve felsefe alanlarında derece ile mezun olmuş biri.
Bu eserinde adeta "Bir Başka Newton" diyerek Newton'un baskı ortamında dini görüşlerini yeterince ifade edemeyip ancak belli ki fikrine
Dünya üzerinde İslamiyet'in yayılışını gösteren bir haritayı ve refah seviyesini gösteren bir haritayı yan yana koyarsanız bir zıtlık olduğunu fark edebilirsiniz; maalesef günümüzde Müslümanlar olarak bilim, felsefe, sanat gibi birçok alanda pek iyi durumda olduğumuz söylenemez. Bazıları bu kötü durumun nedeninin İslamiyet olduğunu söylerken bazıları da problem İslamiyet'te olsa Ortaçağ'da dönemin en gelişmiş medeniyeti olamayacağımızı öne sürerek buna karşı çıkıyor. Peki ama hangi taraf haklı? İslamiyet gerçekten de bilimsel gelişime engel mi oluyor?
Bu kitapta Kuran'ın bilime teşvik ettiği anlatılmakla birlikte arada mantık ve felsefeye de girilerek çeşitli tarafların argümanları değerlendiriliyor. Kitabın İslamiyet hakkında tek kaynak olarak Kuran'ı alması hoşuma gitti. Daha önceden okuduğum, aynı yazarın
Bir Müslüman Evrimci Olabilir mi? kitabı da aynı nedenden dolayı hoşuma gitmişti. Çünkü İslamiyet hakkında bir yargıya varılacaksa bu sadece Kuran'a bakılarak yapılmalı diye düşünüyorum. Herhangi bir değeri onun ana kaynağına göre değil de, onun takipçilerine ve takipçilerinin kabul ettiği başka kaynaklara göre değerlendirirsek ortada karşı çıkılmayacak değer kalmaz.
Kitabın dili herkes tarafından anlaşılabilecek olsa da fazla düşünce yazısı okumuyorsanız ve tartışmaları sevmiyorsanız okumanız zor olabilir. Bunun yanı sıra bazı ifadelerin tekrarlanması da sürükleyiciliği baltalıyor. Ama sabredip okursanız sizi şaşırtacak bazı tespitlerle karşılaşacağınızı söyleyebilirim.
"Kuran-bilim ilişkisi" pek çok kişi tarafından merak edilen ve ilgi duyulan bir konu olmuştur. Bu konudaki çalışmalarda genelde modern bilimin bulgularıyla Kuran'ın içeriğinin ne kadar uyumlu olduğu sorgulanmaktadır. Bu husustaki yaklaşımlar da önemli olmakla beraber bu kitabın konusu değildir. Burada, "Kuran-bilim ilişkisi" ile ilgili daha önce ele alınmamış bir konu ele alınıyor ve Kuran'ın inşa ettiği zihinsel yapının bilimsel faaliyette bulunmaya ne kadar elverişli olduğu masaya yatırılıyor.
Farkında olalım veya olmayalım bilimsel faaliyette bulunurken zihnimizde çeşitli ön kabuller vardır ve bunlar bilimi mümkün kılar. Bu kitapta Kuran'ın sunduğu varlık anlayışının ve içeriğinin bu ön kabulleri nasıl desteklediği gösteriliyor. Bu ön kabullerle bilimsel faaliyette bulunan birçok natüralist-ateist de elbette vardır, fakat Kuran'a inananlar için bilimsel faaliyet sürecinde bunları benimsemenin rasyonel bir temeli vardır.