Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Açgözlü iştahlara teslim olmak gitgide daha fazla arzu doğurur, sonuçta da doyumsuz bir özlemin acısını getirir...Sade bir şekilde yaşamak çok daha iyidir. Arzularınız basitse, onları tatmin etmek kolaylaşır ve ilgilendiğiniz şeylerden keyif almak için zamanınız ve enerjiniz olur. Bu Epikuros'un mutluluk tarifidir.
Sayfa 42 - AlfaKitabı okudu
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
#okudumbitti #kitapyorum #epikuros 118 Sayfa . "Felsefe için daha zaman olmadığını ya da onun için ayrılan zamanın geçip gittiğini söyleyen birisi, mutluluk mevsiminin daha gelmediğini ya da bitmedigini söylemek zorunda kalan birisine benzer. Yani felsefe, gençken de yaşlıyken de aynı şekilde izlenmelidir; yaşlılar
Epikuros
EpikurosAlfred Edward Taylor · Fol Kitap · 202060 okunma
Reklam
Epikuros için "olumlu" hazdan çok, haz vardır ve bu haz, acının olmaması durumudur. Acıdan, ıstıraptan, ruhun azaptan kurtulmuş olma hali ise mutluluktur. İnsanın ulaşmayı arzulayabileceği en üst noktadaki ruh halidir. Demek ki mutluluk hazdır, haz ise acısızlık, acılar , ıstıraplar karşısında ki bunlardan kurtulmuş olma hali, "özgürlük " tür.
Sayfa 31
Öte yandan Epikuros tarafından tasvir edildi- ği biçimde tanrıların hayatı, insanlara bu çabalarında yardımcı olabilecek bir özelliğe sahiptir; kendi dünyalarında ve kendi aralarında düşünülmesi mümkün olan en büyük ve sonsuz bir mutluluk içinde yaşayan tanrılar, insanları kendi hayadarını taklit etmeye özendirici bir rol de oynayabilirler.
Belki de Epikuros haklıdır
Gerçekten de, Epikuros'un felsefi sisteminde tanrılar, ezeli ve ebedi yasalar tarafından tümüyle mekanik ve zorunlu bir tarzda cereyan eden, doğal ve insani olaylar dünyasına herhangi bir şekilde müdaheleleri mümkün olmayan, ayrıca sahip oldukları mükemmellik, mutluluk ve kendi kendilerine yeterliliklerinden dolayı böyle bir şeye ihtiyaçları da olmayan, hatta böyle bir müdahelenin doğalarına uygun düşmediği varlıklardır
O zaman yaşamanın en iyi yolu şuydu: Sade bir yaşam tarzı benimsemek, etrafınızdakilere nazik olmak ve dostlarınızın çevrenizde olması. Bu şekilde arzularınızın çoğunu tatmin edebilirdiniz. Elde edemeyeceğiniz bir şeyi de isteyip durmazdınız. Bir konak alacak paranız yoksa, konak sahibi olmak için umutsuz bir dürtü duymanın da yararı yoktur. Bütün hayatınızı, muhtemelen ulaşamayacağınız bir şeyi elde etmeye çalışarak harcamayın. Sade bir şekilde yaşamak çok daha iyidir. Arzularınız basitse, onları tatmin etmek kolaylaşır ve ilgilendiğiniz şeylerden keyif almak için zamanınız ve enerjiniz olur. Bu Epikuros'un mutluluk tarifidir, çok da mantıklıdır.
Reklam
Epikuros'un Mutluluk Tarifi
Epikuros'a göre hayatın anahtarı, hepimizin aradığı şeyin haz olduğunu fark etmektir. Daha da önemlisi, mümkün olduğunca acıdan kaçınmamızdır. Bizi harekete geçiren budur. Yaşamınızdan acıyı çıkarmak ve mutluluğu artırmak yaşamı daha iyiye götürecektir. O zaman yaşamanın en iyi yolu şuydu: Sade bir yaşam tarzı benimsemek, etrafınızdakilere nazik olmak ve dostlarınızın çevrenizde olması. Bu şekilde arzularınızın çoğunu tatmin edebilirdiniz. Elde edemeyeceğiniz bir şeyi de isteyip durmazdınız. Bir konak alacak paranız yoksa, konak sahibi olmak için umutsuz bir dürtü duymanın da yararı yoktur. Bütün hayatınızı, muhtemelen ulaşamayacağınız bir şeyi elde etmeye çalışarak harcamayın. Sade bir şekilde yaşamak çok daha iyidir. Arzularınız basitse, onları tatmin etmek kolaylaşır ve ilgilendiğiniz şeylerden keyif almak için zamanınız ve enerjiniz olur.
Alfa yayıncılık 43.baskıKitabı okudu
Satışa sunulan nesnelerle gereksinimlerimiz arasında bağ olduğunu sanmak
Öyleyse neden, pahalı şeyler bize büyük mutluluk getirmediği halde onlara böylesine düşkünüz? Hata yapıyoruz da ondan. Yaptığımız hata, migren ağrılarına dayanamadığı için kafatasında bir delik açtıran adamınkine benziyor: Pahalı şeyler satın alarak aslında kaynağını bilmediğimiz sorunlarımıza geçici bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Gereksinimlerimiz psikolojik olduğu halde maddi şeylere, nesnelere yöneliyoruz. Kafamızı derleyip toplamamız gerekirken evimiz derli toplu görünsün diye raflar satın alıyoruz. Dost sıcaklığının yerini tutsun diye kaşmir hırkalar giyiyoruz. Bu durumdan bir tek biz sorumlu değiliz. Gerçek gereksinimlerimiz konusunda bu kadar az şey biliyor olmamız biraz da, çevremizdekilerin, Epikuros'un deyişiyle, 'içi boş fikirler'inden kaynaklanıyor. Bu içi boş fikirler, gereksinimlerimizin doğal önceliklerini yansıtmıyor; tersine lüksü ve zenginliği dostluğun, özgürlüğün ve düşüncelerin önüne koyuyor. Bunların oluşumu bir rastlantı değil. Ticari çevrelerin çıkarları doğrultusunda gereksinimlerimiz yeni bir öncelik sırasına sokuluyor. Üretilen malın görüntüsü bize defalarca gösteriliyor; maddi şeyler satılması mümkün olmayan şeylerin yerini tutabilirmiş gibi bir izlenim yaratılıyor. İşte "içi boş fikirler" böyle ortaya çıkıyor. Biz de, satışa sunulan bu yüzeysel nesneler ile gerçek, derinlerde kalmış gereksinimlerimiz arasında bir bağlantı olduğuna inanıyor; kurnazca hazırlanmış bu tuzağa düşüveriyoruz.
Tıpkı Epikuros gibi, Montaigne de dostluk ve beraberinde muhabbetin, erişimimize açık en büyük hazlar olduğu kanısındaydı. Şöyle yazmıştı Fransız düşünür: “Dostun kollarının dünyayı boydan boya kucaklayacak uzunlukta olduğunu biliyorum ben.”
Epikuros’un kendimizi mutluluktan nasıl mahrum ederiz?” listesinin ilk sıralarında kendimizi “ticari dünyanın” kısıtlamalarına mahkum etmemiz yer alır. Epikuros, ticaret dünyasının bizlere hiç de ihtiyacımız olmayan şeyleri aldırtma ve hep daha yenilerini arzulatma becerisine sahip olduğunu da tespit etmiş görünüyor. Şu çılgın alışveriş dünyasında –ihtiyacımız olmayan şeyleri alırken– Epikuros’un son derece önem verdiği sakin zevk ilkesini görmek mümkün değildir. Benim Epikuros’un en beğendiğim aforizmalarından biri de bu konudadır: “Yeterlinin az geldiği insana hiçbir şey yetmez.”
250 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.