Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nes

Nes
@eskimolardankimkaldi
Biraz garip biraz buruk
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları
İzmir
18 Mart
93 kütüphaneci puanı
1096 okur puanı
Haziran 2013 tarihinde katıldı
152 syf.
1/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
KAPALI KADIN PROPAGANDASI (SPOİLER VAR)
Edebiyatı din propagandasına alet etmiş yazarın bu kitabında Nilüfer isimli genç ve güzel bir kız manken olmuş, "manken olduğu için" de kötü yola düşmüştür. Çünkü yazara göre, güzellik insana tonla felaket getiriyor. Nilüfer de güzel ve alımlı bir kız olduğu için "namussuz ve iffetsiz" bir kadın haline geldi. Onu bu kötü yola
Kendini Arayan Kadın
Kendini Arayan KadınHalit Ertuğrul · Nesil Yayınları · 20192,094 okunma
Reklam
225 syf.
10/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Muhteşem!
Edgar Allan Poe, okuduğum ilk eseri olan "şiirleri"yle hayatıma öyle bir girdi ki, çıktıktan sonra asla unutamayacağım dizeler bıraktı zihnimde. Her ne kadar bazı şiirlerinde konu olarak umut etmeyi, güçlü olmayı söylese de, Edgar Allan Poe kesinlikle "karamsar"lığın elçisi. Şiirlerindeki bu yoğun karamsar hava ruhunuzu yakıyor âdeta. İthaki Yayınları'nı da ayrıca övmek gerek; kitapta şiirlerin İngilizce (orijinal) versiyonuna da yer verilmiş, kapak tasarımı, kitap içi dizaynı muazzam olmuş. Okurken orijinalini de mutlaka okuyun, şiirlerdeki kâfiyeyi daha iyi göreceksiniz, çeviriden aynı tadı alamayabilirsiniz. Zaten bu gayet doğal, ana dilinde yazılmış hiçbir şiir, çevrildiği dilde aynı etkiyi bırakamaz, çok zordur. Hele ki, Edgar Allan Poe'nun şiirleri ise tercümesi daha zor olmuştur, eminim. Genel olarak şiirler mükemmeldi! 19. yüzyılda yazılmışlar, ancak zaman mekanizmasını delip geçmiş bu şiirler, hoş gelmişler.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriEdgar Allan Poe · İthaki Yayınları · 20181,325 okunma
256 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Umut
Harap olmuş bir maden ocağının çevresinde "ölüm oyunu" olarak adlandırdıkları oyunu oynayan bir grup çocuğun kırılganlıkları, dürtüleri, arzuları ve korkuları anlatılmış bu romanda. Okuduğum incelemelerde gördüğüm kadarıyla çoğu kişi kitapta "ölüm"ün işlendiğini savunmuş. Hayır, kitapta "ölüm" işlenmemiş. Yaşam ve
Dünya Büyülü Bir Yer
Dünya Büyülü Bir YerDavid Almond · Günışığı Kitaplığı · 2009394 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
214 syf.
5/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Mısır Mitolojisine dair güzel bir başlangıç kitabı, olaylar derinlemesine ayrıntıya girilmeden okuyucuya aktarılmış. Bu tarz tarihi-mitolojik kitapları okurken yazarlarını araştırırım. Ama bu kitabın yazarına dair hiçbir bilgiye ulaşmadım. Giriş kısmında verilen bilgiyi yetersiz buldum. Mısır Mitolojisine dair öğrenmek istediğiniz temel bilgiler verilmiş bu kitapta, görsellerle de süslenmiş sayfalar, fakat bu görseller öyle sık ve boyut olarak büyük konulmuş ki zamanla kitabın akışını bozmaya başlıyor, konsantrasyonunuz bozuluyor. Kitabın ilk yarısında Antik Mısır tarihini bölümlerine bölerek sınıflandırılmış, bu bölüm tarihi olaylar hakkında bilgilendiriyor sizi, ikinci yarısında Tanrılar ve firavunlara yer verilmiş, diğer yarısı ise mitolojiye ayrılmış. Mitoloji bölümü beni pek tatmin etmedi, kitabın isminden de anlaşılacağı üzere en fazla sayfaya yer verilmesi gereken kısım bu kısım olmalıydı. Ayrıca kitabın sonlarına doğru (mitoloji bölümünde) verilen bilgiler tekrarlamaya başlıyor, can sıkıcı bir durum hâline geliyor bu. Mısır Mitolojisi öylesine hayran kalınacak bir konu ki, nasıl ve neden tekrara gidilmiş, anlamadım. Yer yer yapılan yazım (imlâ) kuralları, cümle bozuklukları mevcut. Ancak bunlar beni okurken rahatsız etmedi. Yine de bu sorunların olmaması gerekir elbette. Genel olarak, kitap yapı ve dizayn açısından kötü ancak içinde barındırdığı bilgiler açısından iyi denilebilir.
Mısır Mitolojisi
Mısır MitolojisiAlbert A. Renner · Mitoloji Tarihi Yayınları · 2016136 okunma
80 syf.
3/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Aynur Özdelibaş'ın okuduğum ikinci kitabı. Bu kitapta da eşinin ölümünün verdiği acıyı işlemiş şiirlerinde, farklı konulara da değinmiş. Çocukları, arkadaşları, ailesi ve İzmir hakkında da şiirler yazmış. Şiirlerinde kullandığı üslubun çok sade olması, dilde güzellik yaratmamış açıkçası. Verilmek istenen duygu bir türlü geçmedi bana.
Neme Lâzım
Neme LâzımAynur Özdelibaş · Etki Matbaacılık · 20012 okunma
Reklam
80 syf.
5/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Aynur Özdelibaş, "Bir Kadının Günlüğü"nde, 30 Ocak 1991'de trafik kazasında kaybettiği eşine ithafen şiirler yazmış. Aslında okuduğumuzda bunların şiir değil, ölüm acısıyla kaleme alınmış yazılar olduğunu görürüz. Ânın getirdiği heyecanla yazılmış, salt duygular kaleme alınmış gibidir sanki. Bu şiirlerin muhatabı eşidir, şiirlerde eşiyle konuşmuştur, onunla dertleşmiştir. Kaleme alınan bu kitabı subjektif bir bakış açısıyla değerlendirmek gerekirse, estetik bir yanı olmadığını söylemek gerek. Okurken şairin acısını onunla paylaştım, daha ötesi yok.
Bir Kadının Günlüğü
Bir Kadının GünlüğüAynur Özdelibaş · Etki Matbaacılık · 20011 okunma
80 syf.
4/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Olmamış
Nedime Köşgeroğlu'nun bu kitabı on iki öyküden oluşmakta olup her biri ülkemizdeki kadınların bakış açısından anlatılmış. Benim için okuduğum en zor kitaplardan birisi oldu. Olaylarda çevre ve karakter betimlemeleri, hiç denecek kadar az. Popüler kültürün etkisinden mi bilmiyorum ama şiirsel bir dil kullanmış. Bu dildeki şiirsellik estetik olmaktan çok, kötü bir hava katmış öykülere. Akıcı veya çarpıcı diyebileceğim hiçbir öykü ya da akılda kalıcı bir başkarakter barındırmıyor içerisinde. Yazım kuralları açısından birçok yanlış var, en basit kelimeler dahi yanlış yazılmış. Eğer kitap konusunda seçici bir okursanız hiç tavsiye etmiyorum. Kötü bir deneyimdi.
Hiç Kimseden Sevgilerle
Hiç Kimseden SevgilerleNedime Köşgeroğlu · Alter Yayınları · 20102 okunma
80 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Danimarkalı yazar Dorthe Nors'un bu kitabı, pek çok dile çevrilmiş ve kendisine uluslararası bir ün kazandırmış. On beş kısa öyküden oluşan kitapta farklı insanların hayatlarından bazı kesitler bize anlatılmış. Bu tarz kısa kitapları açmamla bitirmem bir olurdu fakat bu kitabın anlatım tarzı insanı bayıyor. Bu öykülerin hiçbirinde bir konu bütünlüğü yok. Sıradan bir anlatım tarzı, basit olaylar... İçerisinde ilgimi çeken tek öykü "Budist" oldu. Gerisi hayal kırıklığı...
Karate Vuruşu
Karate VuruşuDorthe Nors · Yapı Kredi Yayınları · 201765 okunma
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Değeri Bilinmeyenler
Hacı Zeynelabidin Tagiyev, eğitimi olmayan bir Azerbaycan Türkü idi. Satın aldığı topraklardan petrol çıkması Tagiyev'in hayatının dönüm noktasıydı, bu sayede Bakü'nün en zenginlerinden birisi oldu. Özellikle kız çocukları için eğitim konusunda, kültür sanat ve basım yayın alanında okullar ve cemiyetler kurmuş, birçok hayır işi düzenlemiştir. O, Azerbaycan halkının gelişmesi için her konuda destek olmuş, hiçbir harcamadan kaçınmamıştır. Fakat sonraları Tagiyev'in hayatı ibret verici olaylara sahne olur. "O çok fakir olarak başladığı hayata milyoner olarak devam etmesine rağmen yine fakir olarak vefat etti." - Okan Yeşilot
Hacı Zeynelabidin Tagiyev
Hacı Zeynelabidin TagiyevOkan Yeşilot · Yeditepe Yayınevi · 200510 okunma
656 syf.
4/10 puan verdi
·
122 günde okudu
Başlamışken Bitireyim
Prensip meselesi olarak başlamışken bitireyim dediğim kitaptır. Okumaya zorladım kendimi, direndim, pes etmedim fakat yıprandım, ben mahvoldum, eridim, bittim, yok oldum. Yok, okunmuyor. okunsa da anlaşılmıyor. Aşırı sıkıcı. Okurken hiç zevk almadım.
Devlet Ana
Devlet AnaKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20136,9bin okunma
Reklam
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Pek çok kez niyetlenip de okumaya yeltenemediğim bir kitap olmasına karşılık bir o kadar da merak ettiğim romandı kendileri. Kitap başlar başlamaz karakterler ve konu sizi olayların içine çekiyor. Yanlış batılılaşma konusu Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinin ruhunu yansıtacak biçimde işlenmiş. Felatun Bey zengin, züppe bir tiplemedir. Yanlış batılılaşmayı temsil ediyor. Polini adındaki Fransız kadınına servetini harcıyor ve her şeyini kaybediyor. Rakım Efendi ise tam bir Osmanlı beyefendisi. O dönem aydınının ideal tipidir. Felatun Bey’in zıttına, doğru kararlar alarak zenginleşiyor ve aşkta da kazanıyor. İyi ile kötünün çarpışması sentezlenmiş, batılılaşmayı yanlış anlayanlar alaya alınmış. Notre Dame’ın Kamburu eserinde Victor Hugo’nun yaptığı gibi Ahmet Mithat Efendi de sürekli araya girip konunun akışını bozmuş. Üstkurmacalık denilen bu olay, okuyucuyu konudan uzaklaştırır, romanın doğallığını bozar. Olayların bir kurgu olduğunu okuyucuya hissettirmek onu rahatsız eder. Üstkurmaca kulağa hoş gelmez. Yine Notre Dame’ın Kamburu kitabında Quasimodo’ya (kambur) fazla yer verilmemesi gibi bu kitapta da Felatun Bey’e fazla yer verilmemiş. Halbuki Ahmet Mithat Efendi, romanın bir bölümünde, “Hikâyemizin yarısına ortak olan bir kişi.” demiş Felatun Bey için. Bu noktada kitabın ismi farklı olabilirdi diye düşünüyorum ya da: “Adam bırak şu zevk ve eğlence düşkününü be! O şımarığı bu hikâyeye hiç katmamalıydın bile.”
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Felatun Bey ile Rakım EfendiAhmet Mithat Efendi · Dergah Yayınları · 201422,7bin okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Cemal Süreya, İlhan Berk, Edip Cansever, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Ece Ayhan, Tevfik Akdağ, Ülkü Tamer İkinci Yeni şiirinin bellibaşlı adlarıdır. Oktay Rifat da şairliğinin ilerleyen dönemlerinde bu akıma bağlı olduğunu göstermiştir. İkinci Yeni akımının önde gelen ve kuramcılarından sayılan şairi Cemal Süreya, seçme denemelerinin toplandığı bu
Türkçe Bilenin İşi Rast Gider
Türkçe Bilenin İşi Rast GiderCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 2018389 okunma
170 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Batılı yazarların mensubu ya da fikir babası olduğu edebî akımlar ve eserlerinde sergiledikleri İncil’in mistik dünyasına kaçış, bütün insanlıktan kaçış, kaderci anlayış gibi bu acı ve ruh sıkışmalarını tam olarak anlamadan batı düşüncesini ve edebiyatını anlamamız çok zordur. Çünkü ilgisi olmadığını sandığımız konu ve davranışların içine dönemin siyasî ve içtimaî olayları sıkışmıştır. Kitapta Uzak Doğu’dan Çin ve Hindistan, Yakın Doğu’dan Ön Asya, Filistin ve Mısır; Antik Çağ’da Yunanistan, Batı’nın üç ayağından biri olan Roma estetiksel ve eleştirel bir biçimde ele alınmış. Uygarlıkların çöküşleri ve çöküş nedenleri, ırkçılık, savaş, teknoloji, felsefe, sosyoloji, tarih gibi konular edebiyatla olan alâkası çerçevesinde başarıyla işlenmiş. “Biz 21. yüzyılda beynimizi ve düşüncelerimizi biraz daha zorlamalıyız. Geçmişin karanlık koridorlarına ruhumuzu ve bilincimizi tutsak etmemeliyiz. Geçmişin düşüncelerinin uygulandığı zaman insana ne kazandırdığını, neleri kaybettirdiğini biliyoruz. O hâlde geçmişi aynen tekrarlamanın bir anlamı var mı? Bu kitabın amacı bunun bir anlamı olmadığını ortaya koymaktır.”
Çağdaş İnsan ve Edebiyat
Çağdaş İnsan ve EdebiyatAlemdar Yalçın · Akçağ Yayınları · 200262 okunma
145 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Doğduğu yer gibi öldüğü yer de belli olmayan Karacaoğlan halkımızın benimsediği, varlığında eridiği ozanlardandır. Saz şairlerinin edebiyatı sözlü bir edebiyattır. Şiirlerini ellerine kâğıt kalem alıp yazmazlar. Ozan o an içinde doğan duyguları, düşünceleri söyler. Karacaoğlan da bir saz şairidir. Şiirlerini irticalen söylemiştir. Karacaoğlan’ın dili onun 17. yüzyılda yaşadığına dair kanıtlar göstermiştir. Çünkü daha önceki yüzyıllarda yaşamış ozanların kullandığı sözcükler onun şiirlerinde yok. Aruzu hiç kullanmamış ve şiirlerinin bulunduğu cönklerin hiçbiri 17. yüzyıldan eskiye de gitmemiştir. Bir ara Karacaoğlan’ın 16. yüzyılda yaşadığı öne sürülmüş ama sonra 16. yüzyılda yaşamış başka bir Karacaoğlan’ın varlığı ortaya çıkmıştır. Karacaoğlan şiirlerinde yaşadığı toplumu yansıtmamış. Bir ozan olarak o korkunç çağdan etkilenmemiş. Anadolu halkının çektiklerinden söz etmemiş. En ilginç yanı da ahlâk anlayışıdır. Şiirleri açık saçık sözlerle doludur. “Bir sofra isterim kimse sevmedik Bir yayla isterim kimse konmadık Bir güzel isterim yad el değmedik Ellenmiş de bellenmişi n’ideyim” Kitap, her şiirin sözlüğünü yanına koymuş. Bu yüzden kimi sözcükler kitap boyunca tekrar tekrar açıklanıyor. Bunu, okurları şiirden uzaklaştırmamak, kitaptan yararlanmayı kolaylaştırmak için yapıldığı belirtilmiş. Benim de takdir ettiğim bir fikir. youtu.be/2e61blBVNc8
Karacaoğlan
KaracaoğlanMemet Fuat · Yapı Kredi Yayınları · 199511 okunma
64 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Okuduktan sonra Yapı Kredi Yayınları’nın da kitaba başlamadan önce belirttiği gibi “Keşke genç yaşta kaybetmeseydik de, o güzel şiirler gibi bu güzel hikâyelerden de daha çok yazsaydı.” dedirten öykü kitabı. Kitap, 6-7 sayfalık, kısa olmasına rağmen derinlik taşıyan, tekrar ve tekrar okunması gereken hikâyelerden oluşuyor. Kitabın sonunda Orhan Veli’nin edebiyat hakkında küçük ama ilginç bir konuşmasına da yer verilmiş. Türk Dil Kurumunu “dili, kelimelere karşılık bulmaktan ibaret sayan müessese” olarak tanımlamış, “dilin zenginleşmesini müesseselerden değil, sanat adamlarından beklemeliyiz.” demiş Orhan Veli. TDK selfie’ye karşılık buladursun, Türkçeyi doğru kullanmada önderlik yapamayan kurum olarak görüyorum bu kurumu. Hele ki Twitter sayfasında son dönemlerde yaptığı saçmasapan tanımlar ve özenilmemiş noktalama işaretleri ile zıvanadan çıkmış kurumdur. imgim.com/ecb08963-edc4-4... Türkçe için var olduklarını söylüyorlar lâkin daha cümle kuramıyorlar. Facebook’taki çakma kültür bekçilerine maaş bağlanmış, TDK elemanı olarak işe alınmış sanırsam. İyi ki varsın TDK, ya da yoksun. Bunun dışında 21. ve 22. sayfalarda realizme değinmiş Oktay Veli. “Bir esere, dünyanın en çirkin realitelerini doldurmakla realist olunmaz, dünyayı hep kara gözlükle görmek, romantizmin ta kendisidir.” demiş. Bu görüşe ben de katılıyorum. Sefaletleri, ıstırapları, sınıf tezatlarını en keskin hatlarıyla canlandırmak isteyen çok kere mübalağaya düşer. Orhan Veli, nâm-ı diğer Garipçi, bu kitapla gönlümü kazandı.
Hoşgör Köftecisi
Hoşgör KöftecisiOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 20133,024 okunma
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.