Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Nerde o eski ramazanlar... "Düşte!"
Eskiye duyulan özlem hoş ama eskiye ve eskide kalana hayıflanmak garip geliyor. Eskiyi yeniye eviren ve yenide eskinin izlerini silen bizleriz. Bir de sanki dünyadan hariç varlıklar gelip bozmuş gibi şikayet ederiz çok şeyden. Eski ramazanlar, eski bayramlar, eski muhabbetlee, eski oturmalar vesaire.
Düşte Kalan, düşte kalanları belki de bir daha kolay kolay yaşamayacak anekdotları, yaşantıları anlatıyor. Bize yabancı olmayan ama bizim yabancılaştığımız kavramları, hayatları, olayları, sözleri, güzellikleri hatırlatıyor.
Geçmiş, geçmiş ve gitmiş. Elbette yeni şeyler söylemek lazım ancak bu neden geçmişin güzelliklerinin gölgesinde olmasın ki? Düşte kalmasın; zihnimizde, kalbimizde ve yaşantımızda kalsın bazı şeyler. Neler mi?
Çocukluğum geldi aklıma, kitabı okurken buram buram köy kokusunu çektim içime, o kadar samimi o kadar güzeldiki her sayfasından zevk aldım.
hani görmüş geçirmiş amcalar olur ya onlardan biri oturdu karşıma başladı anlatmaya, o bahçeyi o köyün her insanını yakından tanıdım sanki, bu günümün her dakikası o köyde geçti, televizyonun olmadığı dönemde geçtiği için hikaye, çocukluğum geçti gözümün önünden, özlem duydum eskiye.
kitabı çok sevdim Mustafa Kutlu'nun yazım dilini sevdim sade, anlaşılır ve samimi, bu tarz kitaplar sevenlere tavsiye ederim.
keyifli okumalar.
Kitabı çok kısa sürede bitirdim diyebilirim. Nedeni herkesin pek tabii bahsettiği o akıcılık.
Pembe dizi izliyormuşsunuz gibi severek okuyacağınız, sonrasında ne olacağını heyecanla bekleyeceğiniz bir kitap.
Kitapta üç ilişki anlatılıyor.
Anna Karenina- Vronsky (Tutku ön planda)
Kiti – Levin (Aşk ve Tolstoy ön planda)
Dolly- Stiva
Gökhan Özcan’ın kalbimdeki yeri o kadar özel ki. Yazarın düşünce tarzını, hayata bakış noktasındaki o inceliği kendimle çok bağdaştırıyorum. Belkide o yüzden bu kadar sevdim kitabı. Kendi hislerimi bir başkasından duymak gibi geldi, anlaşılmış, hissedilmiş, duygulanılmış. Kitap kendi içinde 2 sayfalık ayrı ayrı denemelerden oluşuyor. Her denemede kâh bir rüzgar değip geçiyor tenime, kâh bir deniz kenarına oturtuyor beni, yeri geliyor çocukluğumun güzelliklerine götürüyor o eski güzel sıcak komşuluklara, bazen oturup bana kendimi izlettiriyor. Eskiye benim gibi özlem duyan, göğe bakıp tefekkür etmeyi seven birisiyseniz kitaptan kendinize çıkaracağınız çok mesaj olucağına eminim, keza ya kitabın betimlemesi çok iyiydi ya benim ruhum çoktan anlattığı yerlerde gezindiğinden her söylediği yerdeydim, oturdum, izledim, düşündüm. Benim için bir kitaptan fazlası, bir dost oldu. Umarım okuyacak olanlara da aynı şeyi hissettirir, keyifli okumalar.
Aslen sosyolog olan Meltem Ahıska'nın yayınlanmış ilk şiir kitabı. Üç farklı zamanda yazılmış şiirlerin yeraldığı eserde bu zamanların duyguları da farklılık gösteriyor. Bir yere ait olamama, eskiye özlem ve kıyısından köşesinden geçen ya da geçmiş gibi görünen bir aşk.
Fazla süslü sözler barındırmadan derdini anlatan kısacık bir iç dökme ayini
"Dilimin ucunda bir düğüm.Sanki biraz zorlasam dünyanın bütün dillerini konuşacağım."
.
İkinci kez okumama rağmen hala aynı tadı aldığım,ruhuma dokunabilen hatta öyle bir dokunma ki hikayeyi okudukça çok sık dinlediğim ve sevdiğim bir şarkı olan Müslüm Baba'mızın Dargınım şarkısıyla kitabı özleştirip Mücellâ için ağlayabilecek türden bir
Muhittin Ergüneş
Ahmet Şerif İzgören ile evime birkaç durak mesafede bulunan ve okul gezilerinde öğrencilerimi de götürdüğüm Florya Atatürk Köşkünde Mustafa Kemal Atatürk’le göz göze gelen değerli bir askerin anıları ile birlikteyim. :)
Kitapla tanıştığım Muhittin Ergüneş’in hayatını, anılarını, eski İstanbul’u keyifle okudum. Şahsın hayatta olup olmadığını
Huzur Değerlendirme
Huzur 24 saatlik bir zaman diliminde olup biten bir romandır. Roman dört bölümden oluşmuş ve her bölüm bir karaktere ayrılmış. Kitap Mümtaz’ın bakış açısıyla anlatılmıştır. Geriye dönük olaylara da yer verilmiştir. Mümtaz’ın babası kurtuluş savaşı sırasında bir Rum tarafından öldürülmüş. Daha sonra bulundukları kasabanın işgal edileceğini
Sade ve anLaşıLır anLatımıyLa Erhan Hoca'nın tüm kitapLarını okuyabiLirsiniz, kişiyi hiç yormayan bir anLatımı ve zengin de bir kaynağı vardır :) #KadimCadıLıkÖğretisi #Wicca kitabını objektif ve yorumsuz, aynı zamanda tadımLık yazmış, emeğinize sağLık. Ayrıca AnadoLu Wicca'sı kitabını da merakLa bekLiyorum :)
☆ Önsözde de yazıLdığı gibi; yaşamımız gLobaL kapitaList bir sistemLe çevreLendi ve sürekLi tüketmeye odakLı yaşar haLe döndük. Bu dayatma ve bu döngünün farkında oLanLar günümüz inanç, ideoLoji ve yaşam biçimLerinin ötesinde, eskiye dönüş oLarak 'kadim biLgeLik' oLabiLeceğini düşünmeye başLamıştır. Kısaca modern cadıLık konusu işLenmiş, bu konuya iLgisi ve merakı oLanLar için güzeL bir başLangıç kitabı oLmuş.
Wicca deyince akLımıza hemen cadı, süpürgeLi cadı, sihir, büyü vb konuLar geLiyor. Fakat wicca'nın bunLardan çok farkLı oLduğunu anLaşıLır şekiLde açıkLamış.
Konu ne oLursa oLsun, niyetiniz hep Evrenin ve herkesin hayrına oLmaLı.
Bazı konu başLıkLarını aktarıyorum:
》Süpürgesiz CadıLar
》#Wicca nedir, nereden çıkmıştır?
》#Paganizm ve #KadimBiLgeLik #ezoteriköğretiLer #ritüeLLer
》 Wiccan'ın günLük yaşamı
》 Wicca'nın temeL prensipLeri ve etik anLayışı
》 Wicca'da önemLi günLer; HaLLowen, NoeL-NoeL Baba (Aziz NicoLas), Aziz Brigitte/CandLemas, PaskaLya (Easter) & Nevruz, Mayıs direği (MaypoLe) & HıdıreLLez vb günLer nasıL ortaya çıkmıştır ve şimdiki haLe nasıL dönüşmüştür?
206 syf.
9/10 puan verdi
İstanbul'un kaybolan,değişen, anlamını yitiren kent kültürünü var eden özelliklerini okumak isteyenler içindir bu kitap.
Yaşadığı şehrin elim kolum tuttukça yazmayı düşünüyor,ayrıca yazar sığ yazmıyor aksine anlaşılır şekilde kaleme alıyor. Kendi iç dünyasını iyi şekilde yansıtıyor.
Selim İleriyi araştırayım derken, nasıl bir yazar acaba dedim,azda olsa fikir edindim sonra Istanbul serisine başladım çünkü en iyi kendisinin anlatım tarzını belirleyen kitap,çünkü yaşadığı şehir hakkında düşüncelerini ve geçmişi anlatması beni bu yazara çekti.
Bu kitap Istanbulun, Yazından tut,kışına kadar anlatıyor. Mesela bir şairden şiirini alarak Eylül'ü anlatmış, bir çok yazardan bahsetmiş kendi okuduğu kitaplardan ve Istanbul'u anlatan yazarlardan örnek vermiş.
Edip Cansever
"Her şey dokunaklı ki
Eylülsem istemeden kırılıyorsam bazan
Dağınık,renksiz bir mozayık gibiysem..."
(Sayfa-31)
Kitap bana eski Istanbul'u anlattı yazar hep eskiye özlemini vurguluyor bu kitapta. Yazarın eskiye nasıl özlem duyduğunu hissettim. Hiç İstanbul'u görmedim. Görmediğim halde etkilediyse beni siz görenler size diyorum sizi daha çok etkileyecektir. Bu kitabı tavsiye ederim. Çünkü Hasretim Var! Diyorsanız bir okuyun derim. Keyifli okumalar. :)
Hasretim Ben Sana Eski İstanbul,bu da benden size. ;)
youtu.be/hnn8RbMfqzk
Keyifli dinlemeler. :)
