Arthur Schopenhauer'ın bu sözüyle başlamak istedim incelememe.
Zira eserin ana fikrini bir cümle ile anlatmak isteseydim daha iyi bir cümle kuramazdım diye düşünüyorum.
Bir şeyi fark ettiniz mi?
Birine kıymet verdiğinizi hissettirdiğiniz anda onun gözünde giderek basitleşmeye başlıyorsunuz. Çantada keklik olma durumu gibi sanki... Bu sevgi sıradan bir
Bedri Rahmi Eyüboğlu – Sitem
“Yar yar!.. Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım.
Yar yar
Canımın çekirdeğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var”
Attila İlhan – Ölmek Yasak
“Olur mu gecemi yeşile çalmak
yıldız çivilemek parmakuçlarıma
ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak
hiç doğmamayı isterdim ama
bir kere doğmuşum ölmek yasak”
Nilgün Marmara – Kuş Koysunlar Yoluna
“Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum,
kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer. Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına
aynalarla kaplattım, ölü benim kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden! Paniğini kukla yapmış
hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
“Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna” bir çocuk demiş.”
"Etrafıma her defasında bakıp bu kadar yıkım ve üzüntü gördüğümde bir şeyler bana sesleniyor ve hayatı hissedebilme yetimizi artık kaybettiğimizi söylüyor."
"Arı Kovanının Ruhu"2004 film
Zira Cenab-ı Hakk'ın rızası fakir ve yetimlerin rızasında saklıydı.Allah aç ve fakirlerin karnını doyuran kişilerin mizan kefesini sevap ve ecirle dolduracaktı.
Bazen Cenab-ı Hak çok ekstradan lütuflarda bulunabilir.Bütün eksik ve kusurlarınıza rağmen sizi alır ve birinci basamaktan onuncu basamağa sıçratır.Şartları ve zemini yapacağınız işlere müsait hâle getirir.Gönülleri size yönlendirir.Minnacik gayretlerinize karşılık çok büyük muvaffakiyetler ihsan eder.Evet bütün bunlar, Allah'ın merhametinin eseri,O'nun bir lütfu olarak gerçekleşebilir ama biz plan ve projelerimizi böyle ekstradan teveccühlere bina edemeyiz.Çünkü sebebler dairesinde yaşıyoruz,onlara riayet etmekte mükellefiz.Efendimiz(sa) Allah'ın kendisini koruma vaadi olmasına rağmen rehberliğinin bir gereği olarak Uhud'a giderken miğferini takıyor, üst üste iki zırh birden giyiyordu.
"Haberiniz olsun! İnsanoğlu çok çeşitli tabakalar halinde yaratılmıştır: Kimisi vardır, mümin olarak doğarken, mümin olarak yaşar, kâfir olarak ölür.Kimisi de vardır, kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, mümin olarak ölür."Demekki hiç kimse akıbetinden emin olmamalıdır.
Hayatta inandigin bütün degerlerini altüst eden
birisine ask siirleri
yazabildin mi?
Onu içinde kurmanin seni yok etmek oldugu zamanlara
feda oldun mu hiç?
İçinde aglayan çocuga umut sarkilari söyleyemedigin,
özlemini,
susuzlugunu,
açligini gideremedigin zamanlar oldu mu hiç?
Kanayan yarasini gördügün
ama merhem olamadigin zamanlar.
Gücünün,
hani o tanrisal gücünün
bir çocugun aglamasini susturamayacak kadar oldugunu
gördügün zamanlar
oldu mu hiç?
Hiiiiiiiç....
Güzel bir kafe keşfettiğinde, güzel bir film seyrettiginde, güzel bir şarkı dinlediğinde güzellikleri oranında eksik kaldıklarını hissettin mi, paylaşamadigin için onunla?