Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mustafa Kemal Paşanın cephede okuduğu şiir "KİN"
Şair ruhlu Emin Bülent Serdaroğlu Galatasaray futbol takımının ilk Türk kaptanıdır. Balkan savaşına gönüllü olarak gider. Birinci Dünya Savaşı'nda da, yedek süvari subayı sıfatıyla Suriye ve Çanakkale cephelerinde bulunur. Balkan savaşı yıllarında yazdığı ''Kin'' adlı şiiri Genç Kalemler dergisini çıkaran Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Ali Canip ve arkadaşlarınca takdir edilir. Bu münasebetle Genç Kalemler, Emin Bülent'e "Genç Kalemlerden Kin Şâirine" yazılı bir saat ve kordon hediye eder. Garbın cebin-i zalimi affetmedim seni , TÜRK'üm ve düşmanın sana kalsam da bir kişi..! Ben şurezar-ı kalbimi kinimle süslerim , Kalbimde bir silah ile ferdayı beklerim . Kabrinde müsterih uyu ey namdar atam ! Evladının bugünkü adı sade intikam..! Aynı şiirin yukarıdaki iki mısrasını Atatürk, Çanakkale'ye saldıranlara karşı koyarken bağıra bağıra okuduğunu hatırlar ve Millî Mücadele'den sonra şâiri görüp tanımak ister. 1932 Eylül ayında ilk dil kurultayının toplandığı sıralarda Atatürk, Ruşen Eşref kanalıyle Emin Bülent'i Dolmabahçe Sarayı'na yemeğe davet eder; hem bu şiirle ilgili hatırasını anlatır ve hem de şâirinden Kin şiirini dinler. EminBülentSerdaroğlu
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Akif Makale
Mehmet Akif, 1908’de II. Meşrutiyet’in İlanı’nın ardından yazdığı ve II. Abdülhamit için “Ne mel’unsun ki rahmetler okuttun rûh-i İblîs’e!” dediği “İstibdad” şiirini “Kardeşim Midhat Cemal’e” diyerek yakın dostu Mithat Cemal’e ithaf etmişti. Bu ithaf sadece bir şairin yakın dostuna yaptığı bir jest değildi. Mahkeme üyeliğinin ardından noterlik
Reklam
Atatürk'e Kırşehir öğretmenleri bir şikayet mektubu yollamışlar, bir kaç aydan beri aylıklarını alamadıklarını bildirmişlerdi. Atatürk'ün akşam yemeğine misafirleri vardı. Eğitim Bakanı Hikmet Bey'i çağırdı. Kar yağıyordu. Bakanın arabası Çankaya yokuşunu oldukça zor tırmandı. Atatürk yemeğin sonuna doğru öğretmenlerin şikayetini açtı. Hikmet Bey durumu idare etmeye yöneldi, sanki bir kaç aydan beri kar varmış gibi, ''Havalar kış, belki de onun için postalar işlememiştir'' diyerek aylıkları geciktirenleri korumak gafletinde bulundu. Atatürk dehşetli içerledi: ''Yaa, demek kışın kuşatması altındayız. Demek onun için öğretmenler bir kaç aydır aylık alamıyor, sonunda bana başvurmak zorunda kalıyorlar. O halde şimdi kalkar gider hem yolu açarız, hem Kırşehir'de öğretmenlerin derdini yakından dinleriz''. Yavere ''Yola çıkıyoruz'' dedi. 31 Ocak 1934 gece yarısı otomobillerle yola çıkıldı. Misafirlerden bazılarını ve Genel Sekreter Ruşen Eşref Ünaydın'ı da birlikte götürdü. Bir ara sis yüzünden yolu kaybettiler. Bir köy kahvesine sığınarak sobayı yaktırıp ısındılar. Tekrar yola çıktılar. Bütün otomobiller yolda iki kez kara saplandı. Ancak saat 17.00'de Kırşehir'e gelebildiler. Atatürk bütün öğretmenleri çağırdı. Hepsini dinledi. Tabii hepsinin aylıkları tıkır tıkır ödenmişti. Kusurluları unutmayacakları biçiminde azarladıktan sonra dedi ki: ''Herkesten ve herşeyden önce öğretmenlerin aylıkları verilecek. Öğretmenlerin değerini, önemini anlamayanın aramızda yeri yoktur''.
Fi tarihi: Oldukça eski bir zamanda, bir zamanlar. "Sen enayiliğine doyma! Ta fi tarihinde söyledimdi sana." - N. Hikmet (Eşref Saat)
95 öğeden 76 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.