Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
• Birçok eleştirmen, sanatın temel özelliklerine değil, eserdeki ahlâksızlık oranına dikkat eder. Bunlar genellikle, halkçı görünerek, sanatın temel özellikleri dışına çıkan eserlere, cinsellik içeren çalışmalara, yoksulluk edebiyatlarıyla süslenmiş hikâyelere önem verirler. Eleştirmenler sanata bir şey katamadıkları gibi, sağlıklı bir eleştiri
1. BÖLÜM Bilişsel Bilimler ya da Yanıtlı-Yanıtsız Sorular Demeti
• İnsanlar simgesel mantığa göre mi düşünürler? • Çocukların zihni nasıl gelişiyor? • Benlik nedir? • Zeka nedir?/ Hangi davranışlar zeki sayılabilir? Hangileri sayılamaz? • Hayvanlar akıllı mıdır? • Bilgisayarlar düşünebilir mi? • Para biriminin insanın tutumbilimsel (ekonomik) algısına ne tür bir etkisi vardır? • Türkçe’de miş’li geçmiş zamanın
Reklam
Ötekilerin Felsefe Tarihi: Eskil Çin Düşüncesi Üstüne
Eskil Çin felsefesi, Çin’in 21. yüzyıldaki yükselişine dek, felsefe tarihinde eskil Yunan merkezli felsefe tarihyazımlarına bir ek gibi görülüyordu ve sık sık bu felsefenin ‘Batı’nınki gibi çağdaş, ileri, gelişkin vb. olmadığı satıraralarından sezdiriliyordu. Her tür resmi tarihyazımının marazlarından felsefe tarihyazımı bile muaf değil. Batı,
Popper'in bilimsel yöntem tanımı pek çok bilim insanı ve filozofu derinden etkiledi. Örneğin Nobel Tıp Ödülünü kazanan Peter Medawar, "Bence Karl Popper, dünyaya gelmiş tartışmasız en büyük bilim filozofudur" demiştir. Bilim insanları, yaptıkları şeyin yaratıcı ve hayal gücü gerektiren bir etkinlik olarak tanımlanmasından özellikle hoşlandılar. Popper'in, çalışmalarını nasıl yürüttüklerini anladığını hissettiler. Filozoflar ise Popper'in zorlu Tümevarım Problemini aşma yöntemine bayılmıştı. Ne var ki 1962 yılında Amerikalı bilim tarihçisi ve fizikçi Thomas Kuhn, Bilimsel Devrimlerin Yapısı adlı bir kitap yayımladı. Bu kitap bilimin nasıl ilerlediği hakkında çok farklı bir hikaye anlatıyor ve Popper'in olayları yanlış anladığını öne sürüyordu. Kuhn, Popper'in bilim tarihini yeteri kadar dikkatli incelemediğine inanıyordu. Eğer incelemiş olsaydı, ortaya bir kalıbın çıktığını görmüş olurdu.
Sayfa 319 - Alfa Yayınları