Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

eudaimonia

eudaimonia
@eudaimoniamatters
eudaimonia
Bir kitabı okumaya başladı
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez
7.4/10 · 77,6bin okunma
Reklam
Anıların kırık aynasını ortalığa saçılmış incecik onca parçadan bir araya getirme çabasıyla bu unutulmuş kasabaya geri döndüğümde, yaşlılığının son demlerinde onu bulduğum aynı hamakta yine aynı biçimde yatarken bakıp görmüştü o sabah oğlunu.
Sayfa 13
Santiago Nasar iste o sırada anlatmıştı gördüğü rüyayı ama annesi agaçları hiç önemsememişti. "Kuşlarla ilgili tüm rüyalar hayırlıdır," demişti ona.
Sayfa 13

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her sözün başında mahremiyete saygıdan söz edenler, başkalarının mahremiyetini, üstelik özrü kabahatinden büyük gerekçeyle, din adına pervazsızca ayaklar altna alıyorlardı. Evrensel insanlık ahlakının abecesi açısından gayri meşru olan bir zorbalğı, yani başkalarının dokunulmaz haklarını çiğnemeyi, "Allah'ın dinini yaymak" gibi kabul edilemez bir gerekçenin ardına sığınarak kendileri için bir hak ve sorumluluk haline getiriyorlardı.
Sayfa 83
Bu noktada ciddi bir handikapla karşı karşıyayız. Kuteybelerin uyguladığı yollardan gerçekleştirilen bir hidayetin vicdanını sokağa atmamış bir insanın sindiremeyeceği açık. Hakeza Kuteybe gibilerini "kahramanı" olarak tanımlayan bir dinsel kavrayışın çağdaş insanlık değerleriyle uyum sağlayamayacağı da...
Sayfa 82
Reklam
Bunun üzerine Kuteybe en ustalıkla yaptığı işi bir kez daha yapar, halktan müthiş bir öç alır. "Harzem acımasızca yakılıp yıkılır, halk kılıçtan geçirilir. Kazılardan da anlaşıldığı gibi, eski ve çok parlak bir uygarlık merkezi olan Harzem'in tarihi yıllıkları bile yakılır. Harzem'in büyük Türk bilgini Biruni, Harzem uygarlığının yok edilişini acıyla anlatır: Kuteybe, her çareye başvurarak Harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, geleneklerini koruyanları, bütün bilginleri yok etti. Böylece her şey karanlıklara gömüldü. İslam, Harzemlilerin içine girerken, onların tarihi hakkında bilinenleri artık öğrenme olanağı bırakmadı.
Sayfa 90
Yazıklar olsun, kimsede kudret yok... Âlem güneşle dolu, fakat gözler kör!
Sayfa 5
Attâr, " Mantık al-Tayr " da temsili bir surette "Vahdet-i Vücut" (Varlık Birliği) inanışını anlatmaktadır. Kuşlar, salikler, hakikat yolunun yolcularıdır. Hüthüt de kılavuzları, yani mürşittir. Simurg, Tanrı'nın zuhur ve taayyünüdür ki bu zuhur ve taayyün, kendilerinden ibarettir ve gerçek birliğe ulaşan, halkın Hakk'ın zuhuru, Hakk'ın da halkın butunu olduğunu anlar.
Simurgdan ses geliyor: "Siz buraya otuz kuş geldiniz, otuz kuş göründünüz. Daha fazla, yahut daha eksik gelseydiniz o kadar görünürdünüz. Burası bir aynadir!" HasıI bu makamda hepsi Simurg'da fani oluyorlar, artık ne yol kalıyor, ne yolcu, ne de kılavuz!
136 syf.
·
Puan vermedi
Toplum Sözleşmesi
Toplum SözleşmesiJean-Jacques Rousseau
8/10 · 13,9bin okunma
Reklam
eudaimonia
Bir kitabı okumaya başladı
Nasıl Müslüman Olduk
Nasıl Müslüman OldukErdoğan Aydın
7.5/10 · 317 okunma
Özetle, bilince çıkarılmak istenen soru şuydu: Gelişme. Kültürel alışveriş, kendi doğrularımızı başka toplumlara da kabul ettirme; bütun bunlar iyi hoş da, ne pahasına? Eğer bunlar insanların ve kültürlerin kırımı üzerine yükselen gelişmelerse, onların erdeminden nasıl söz edilebilir? İnsanlık ahlakı nezdinde bunlar nasıl haklı kılınabilir?
Sayfa 16 - Literatür
Sınırların ötesinde kalan uygar bir dünya, şimdi, aydınların boğazlandığı bir tutsaklar ülkesiydi. Bu topraklar üstünde kelepçe vardı, pranga vardı, türlü işkenceler de vardı, ama henüz ölüm kampları, fırınlar, kurşuna dizilişler yoktu.
Sayfa 8
228 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.