Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

evren

88 syf.
7/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Lev Tolstoy
Sevgili Tolstoy, bu kitabınızla yollarımız iyi ki depresif hissettiğim zamanlarda kesişmemiş. Bilinen en büyük yazarlardan biri, kendini ifade ediş biçimine hiçbir kötü yorumum yok, yalnızca hayran kaldım diyebilirim. Az kalsın beni de karamsarlığın içine çekecekti. Kitap boyunca yaşama amacını sorguluyor sevgili Tolstoy. Kendini hayattan bir koparıp bir bağlıyor. İntiharı düşlüyor, hatta planlar yapıyor. Ama bir türlü buna cesaret edemiyor. Ve yaşadığı sürece hayatını sorgulamaya, bunların cevaplarını bulmaya çalışmaya devam ediyor. Tolstoy, bolluk ve lüks içinde yaşamak istememiş. O da köylüler gibi daha mütevazı bir hayatı olmasını istemiş, kendi hayatı ona sahte geliyormuş fakat eşi onunla aynı fikirde değilmiş. Tolstoy eşine çok bağlı olduğundan başlarda evi terk edememiş ama yaşlandığında -eşiyle de kavgaları arttığında- bu durum canına tak etmiş ve evi terk etmiş. Eşi bunun üzerine birçok kez intihar girişiminde bulunmuş ama kurtarılmış. Açıkçası Tolstoy’un intihar edebileceğini hiç düşünmedim, buna cesareti olmadığını kendisi de söylüyor ve araştırdığımda bir kış günü evini terk ettikten sonra hastalandığını, Astapovo'da bir tren istasyonunda zatürreden öldüğünü öğrendim. Hastalığa direnmeyi bırakmış anlaşılan. Umuyorum ki aradığı rahatlığa kavuşmuştur.
İtiraflarım
İtiraflarımLev Tolstoy · Halk Kitabevi Yayınları · 202123bin okunma
Reklam
252 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Denemeler
Montaigne aklına gelen her konu hakkında görüşlerini belirtmiş. Aralara minik hikayeler tıkıştırmış, alıntılar serpiştirmiş. Okurken güzel bir sohbete dalmış gibi dinliyor, onunla birlikle sorguluyorsunuz. Katıldığınız düşünceler çıkıyor karşınıza, o bunları güzelce derleyip toplamış. Sayesinde sizin karmakarışık düşünceleriniz de toparlanıyor, aklınızda daha tertipli yer ediyor artık. Kafanıza yatmayan yerlerde dırdır edip söylenseniz de o devam ediyor, başka konuya geçiyor, hiç gücenmiyor size. Bilinen bir eser, bense okumak için geç kaldığımı düşünsem de iyi ki okumuşum diyorum. Keşke bazı yerlerde bu kadar sert çıkışmasaymış. Pat küt tek paragrafta başlığı bitirmiş. Yine de tüm bunları kendi deneyimleri doğrultusunda yazdığından bir şey demek bana düşmez. Buraları okuması da güzeldi. Geceleri düşüncelerimle baş başa kaldığımda bana bir süre rehber olan bu kitaba teşekkür ederim. .
Denemeler
DenemelerMontaigne · Evrensel İletişim Yayınları · 201054,7bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Daha önce bir filmin kitabının yazıldığını görmemiştim, bu benim için ilk oldu. Kitap beni duygulandırdı çünkü ben de geleceği ailesi tarafından belirlenen Welton Akademisi öğrencilerinden çok da farklı hissetmiyor-dum. Kısaca, bu Welton Akademisinde idealist ailelerin çocukları üstün bir eğitim görmekteler. İdealist öğrenciler diyemiyorum çünkü söylediğim gibi aileleri yönlendirmiş çocukları. Farklı hayalleri olan çocukları. Peki ailelerin yaptığı bu “yol gösterme” iyi bir şey mi? Eminim ebeveynleri oğullarının güzel bir geleceği olmasını istiyordur, aynısı benim ailem için de geçerliydi. Onları anlayabiliyorum. Ama bu robotumsu çocuklar gelecekte ailelerinin sandığı gibi mutlu olabiliyorlar mı? Bunun cevabını kitapta bulabiliriz diye düşünüyorum. Aslında içeriğinden çok bahsetmek istemiyorum ama bir gün bu akademiye oradan mezun olmuş J. Keating adlı bir edebiyat öğretmeni geliyor. Diğer öğretmenlerin aksine müfredata uymuyor, monoton dersler işlemiyor ve kısaca çocuklara “Anı yaşayın!” diyor. Hayallerinizin peşinden gidin. Sonrasında bu oğlanlar “Ölü Ozanlar Derneği”ni keşfediyorlar… sanırım bu kadarı yeterli olacaktır. Kitaptan kendini bu baskıdan kurtarmış bir arkadaşım bahsetmişti. Kendisi Ölü Ozanlar Derneğine benzer bir kulüp kurmak istemişti ama becerememişti. Benim de aylaaardır aklımdaydı kitabı okumak. Sonunda okuyabildim. Önceden okumuş olmayı -ya da filmini izlemiş olmayı- çok isterdim. Belki şu an hayatım çok daha farklı olurdu! Kısacık olmasına rağmen hayatınızı değiştirebilecek kapasitede bir kitap. Okumanızı öneririm. .
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
%36 (53/144)
4/10 puan verdi
Kitabı yarım bırakıp bırakmamakta kararsız kaldım. Beni çok sıktı. Fantastik kitaplar bana göre değil ama yine de kendimi zorlayıp okumak istemiştim. Sonra neden canımı sıkıyorum ki diyip yarım bıraktım. Okuduğum kadarıyla yazar gereksiz yerlerde uzatmalar, betimlemeler yapmıştı. Kitaptaki önemli sayılacak olaylar ise geçiştirilmiş ve hemencecik anlatılıp bitirilmişti. Okuduğumda “Amanın ne oluyoruz ya :o” dedim birkaç kez. Kitabı bitirdiğimde elde edeceğim tek şey “Eh şey evet okumuştum o kitabı” demek olacaktı. Bana katacağı başka bir şey olduğunu düşünmüyorum. Her neyse. Kitap bana çok sığ geldi. Üslubu beğenmedim, konu da sarmadı.
Sürgün Gezegeni
Sürgün GezegeniUrsula K. Le Guin · İthaki Yayınları · 20163,878 okunma
65 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitap hakkında iyi şeyler duymadıysam da bu Schopenhauer’un okuduğum ilk kitabı oldu. Bu duyduklarımdan bağımsız yazacağım. Aşka inanmayı çok isterdim! Ama hiçbirimiz yürüyen hormonlardan fazlası değiliz. Aşk, cinsel dürtüyü ve üremeyi katlanılır kılıyor yalnızca. Yegane amacı olan “türün devamı”nı maskeliyor, süslüyor püslüyor. Ve bir şekilde insanların dilinden düşmüyor. Kitabın ana konusu olan “cinsel aşk” itkisine anlaşılır ve akıcı bir dille değinmiş sevgili Schopenhauer. Aşk hikayelerinin amacı -aşıklar bunun bilincinde olmasa da- belirli bir varlığın dünya­ya getirilip türün devamının sağlanmasıdır. Bu amaca ulaşmak için kullanılan yöntemler ve amaca nasıl ulaşıldığı ikincil derece­de önem taşır. Yani cinsel aşk bir yanılsamadır ve tür için yararlıdır. Ama arzu tatmin edildiğinde aşk tükenir ve kişinin mükemmel olarak gördüğü ve uğruna her şeyi yaptığı aşkı katlanılmaz bir hale gelebilir. Bu nedenle aşkla yapılan evlilikler -genelde- mutlu yürümez. Çünkü aşıkların fiziksel olduğu kadar zihinsel olarak da uyumlu olmaları gerekir, ki bu nadir görülen bir durumdur. Aşk bittiğinde dostluk başlamalıdır. Kitap kısaydı ve yer yer tekrar etmeler vardı. Yine de konu hakkında fikir sahibi olmamı sağladı. Mesela bir insanı neden çekici buluruz sorusunun yüzeysel olarak cevabı fiziksel özelliklerimizin karşıtına sahip insanların bize çekici gelmesidir. (Sarışın bireyin esmer bireyden hoşlanması gibi.) Çabucak biten bir kitap, gün içerisinde okuyabilirsiniz!
Cinsel Aşkın Metafiziği
Cinsel Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Oda Yayınları · 201013,3bin okunma
Reklam
643 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Korkutucu bir distopyada geçen hikaye okumaya başladığınız ilk andan itibaren sizi içine çekmeyi başarıyor. Hikayeyi bir ana karakterin gözünden görüyoruz, çoğu şeyi kitap ilerledikçe öğreniyoruz. Bu yapısı sürekli bir merak duymanızı ve bir adım öteyi merak etmenizi sağlıyor. Bazen size öyle bir umut veriyor ki birkaç sayfa o umudun peşinden
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2018166bin okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kitap bir kişisel gelişim kitabı değil, felsefik bir kitap. Size “nasıl sevilir”den çok sevginin ne olduğundan bahsediyor. Sevgiyi nasıl bir sanat olarak gördüğünden ve bu sanatın -tıpkı diğer sanat dalları gibi- öğrenilebileceğinden bahsediyor. Fromm, Freud’un bazı kuramlarını dar ve mekanik olarak eleştirmiş. Freud’un içgüdüye dayanarak
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Say Yayınları · 202018,6bin okunma
311 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitap adından da anlaşılacağı üzere günlük yaşamda karşılaştığımız bazı olayların (özel isimlerin unutulması, dil sürçmeleri, okuma-yazma hataları, sakarlık vb.) nasıl oluştuğu ile açıklamalar ve örnekler içeriyor. Sembolik bir davranış nasıl bir alışkanlığa dönüşür, deja vu nedir, bir kelime aklımıza neden takılıp kalır, paranoyaklar neden ayrıntılara dikkat ederler gibi soruların cevapları da kitapta bulunuyor. Biz aslında hiç önemsemesek de unutmaların ardında bastırılmış bir istek vardır. Bastırılmış istek ve dikkati dağıtan düşünce arasında bağlantı kurmak amacıyla bir çatışma çıkar. Bastırma sonucu çıkan bu içsel çatışma ile de düşünceler bozulur. Adların unutulması sırasında bilinçdışı düşünceler, adın unutulmasında bir engel oluşturur. Söz konusu ad ile rahatsızlık veren kompleks (bu ailevi ya da işle ilgili olabilir) arasında ya önceden oluşmuş bir ilişki vardır ya da dış çağrışımlar ile sonradan bunlar arasında yapay bir bağ kurulur. Yani kısaca unutulan bir ad, ya rahatsızlık veren bir şeyle bağlantılıdır ya da adla aynı etkiyi gösteren başka adlar arasında çoklu bağlantılar vardır. Rahatsızlık veren bir duyguyu uyandırması muhtemel bir şeyin hatırlanmasında duyulan isteksizlik sonucu unutkanlık doğar diyebiliriz. Açıklama kısımları biraz anlaşılmaz da olsa anlatılan örnekleri de hesaba kattığımızda genel olarak rahat okunan bir kitap. Freud’un diğer kitapları gibi birkaç terime denk gelip onları araştırdıktan sonra kitap akıcılaşıyor. Verilmiş örnekler ilgi çekici, bazıları eğlenceli ve konuyu daha iyi kavramaya yardımcı oluyor. Okumanızı öneririm!!
Günlük Yaşamın Psikopatolojisi
Günlük Yaşamın PsikopatolojisiSigmund Freud · İkilem Yayınları · 20202,210 okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Okurken çok verim aldığım bir kitaptı. Halüsinasyonlar hakkında bildiğimi sandığım çoğu şeyin yanlış ve eksik olduğunu öğrendim. Öncelikle halüsinasyon görüyor olmanız bir çeşit psikolojik-nörolojik hastalığa sahip olduğunuz anlamına gelmez. Örneğin normal insanlar da “gaipten sesler” duyabilir. Her ses duyan şizofreni değildir ama her şizofreni hastası ses duyar denilebilir. Şizofreni hastaları tarafından duyulan sesler genellikle suçlayıcı, tehditkâr, alaycı ya da eziyet vericidir. Normal insanlar ise çoğu zaman önemsiz sesler duyarlar. Oliver Sacks, kitapta ilk ve temel olarak “Charles Bonnet Sendromu”ndan bahsediyor. Charles Bonnet Sendromu, kör ya da görüş bozukluğuna sahip insanların halüsinasyon görmesidir. Hastanın gördüğü halüsinasyonlar ise beynin görüş kaybına verdiği bir tepkidir. Halüsinasyonlar sadece görsel olmaz. İşitsel, kokusal hatta dokunsal bile olabilir. Örneğin fantom organ, kişinin uzuvlarının bedeninden ayrılmasından sonra ona hâlâ sahip olduğunu hissetmesidir. Bazı insanlar var olmayan uzuvlarının kendilerine rahatsızlık verdiğini (en basitinden kaşındığını, uyuştuğunuya da felç olduğunu) söylemişlerdir. Kitabı okumam ve sindirmem uzun sürdü. İçinde bir sürü terim var bu da akıcılığı engelliyor. Yine de birçok şey öğrendim ve kitap bana çok şey kattı.
Halüsinasyonlar
HalüsinasyonlarOliver Sacks · Yapı Kredi Yayınları · 2015178 okunma
109 syf.
2/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Kısa bir kitap olmasına rağmen çok sıkıldım. Bir an önce okuyup bitsin istedim. Kitabın başı biraz ilgi çekiciydi. Küçük bir çocuk bilye alabilmek için kasadan sekiz kuruş çalıyor ve bunu öğrenen babası ceza olarak onun akşam yemeği yemesini yasaklıyor. Akşam yemeğinde ise mantar var. Mantar zehirli ve yemekten sonra ailenin on bir üyesi de zehirlenerek ölüyor. Geriye yalnızca bu küçük çocuk kalıyor ve insanlar neden onun hâlâ hayatta olduğunu sorduklarında, bunun nedeninin hırsızlık yapmış olduğunu öğreniyorlar. Bundan sonra yanında kaldığı insanlar ona güvenemiyor. Bu durumdan sıkılan çocuk da bir otele çalışmaya gidiyor ve zamanla gelen misafirleri gözlemleyerek kumara ilgi duymaya başlıyor. Ailesini kaybettiği zaman anlatıcının söylediği söz hoşuma gitti: “Annen, baban ya da kardeşin için ağlayabilirsin ama on bir kişi için kim, nasıl ağlayabilir ki? İnsan kimin için acı çekeceğini şaşırır. Seçim konusundaki sıkıntımdan söz etmek istemiyorum ama yine de olup biten bu doğrultudaydı. Ne yana yöneleceğini şaşıran kederim kendini avutacak, oyalayacak birçok şey buluyordu.” Kumar taktikleri ve sıkıcı Paris sokakları betimlemeleri okumak isterseniz okuyabilirsiniz, çok zamanınızı alacağını sanmam.
Bir Üçkağıtçının Anıları
Bir Üçkağıtçının AnılarıSacha Guitry · Simavi Yayınları · 200146 okunma
Reklam
144 syf.
7/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Kitapta Dora adında bir kızın histeri atakları nedeniyle babası tarafından Freud’a götürülmesi ile başlayan psikanaliz süreci anlatılıyor. Kız tedaviyi yarım bırakmak istese de bu süreç kızın sinirsel astım, öksürük atakları, gastrit gibi bazı rahatsızlıklarının çözümü oluyor çünkü bunların hepsinin psikolojik bir nedeni var. Kitapta iki rüya analizi bulunuyor. Bunları okurken Freud’un düşünce yapısını ve olaylar arasında kurduğu bağlantıları görmek çok zevkli. Ayrıca kızın takıntısal olarak yaptığı bazı hareketlere de bir açıklama getirmiş. Sevdiğim bir diğer ayrıntı ise Freud’un kitabı revize ettiği sırada kendi yanlışlarını, eksikliklerini ya da fikir değişikliklerini dipnot kısmında belirtmesiydi. Kitabı bir günde bitirdim, yer yer bir roman havasında yazıldığı için akıcı ve -çoğu zaman- anlaşılırdı. Hatta Freud’un okuduğum diğer kitaplarına nazaran okuması çok, çok daha kolaydı.
Bir Histeri Vakası Analizi
Bir Histeri Vakası AnaliziSigmund Freud · İkilem Yayınevi · 2020208 okunma
88 syf.
7/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Freud bu kitabında temel olarak bir yanılsama olarak gördüğü dinin nasıl oluştuğunu anlatıyor. Tanrı düşüncesinin nasıl geliştiği, dinsel düşüncenin psikolojik anlamı, uygarlık ve din ilişkisi konularına değiniyor. Uygarlığın ve bilimin gelişmeden önce oluşan inanç sistemlerinin gerekçelerini ve bunların devamlılık arz etmesindeki nedenleri, bütün bu yanılsamalara insanın neden ihtiyaç duyduğunu açıklıyor. İnsanlara küçük yaşta dini doktrinlerın aşılanmamasını ve uygarlığın devamlılığının bütünüyle akılcı temellere oturtularak sağlanabileceğini savunuyor. Bunu söylerken kendinin de bir yanılsama içerisinde olabileceğinin altını çizerken bunun din gibi histerik olamayacağını söylüyor. Kitapta ara ara karşıt görüşlere de yer verip çeliştiğini düşündüğünüz kısımlarda bu savların hepsini cevaplıyor. Bu sayede konuyu daha geniş bir açıdan değerlendirebiliyorsunuz. Kitap kısa ama içi dolu dolu ve akıcı ilerliyor. Freud’un analizleri ve tespitleri çok iyi. Onun akli ve entelektüel yapısının anlaşılmasında önemli bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Bir Yanılsamanın Geleceği
Bir Yanılsamanın GeleceğiSigmund Freud · İkilem Yayınevi · 20201,658 okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Her ne kadar Freud’un diğer kitapları gibi akademik bir dille yazılmış da olsa anlaşılması -okuduğum diğer kitaplarına kıyasla- çok daha kolaydı. Kitabı okurken her sayfada zevk aldım diyebilirim. Fakat okumadan önce biraz ön bilgi gerektiriyor. Kitapta bir grubu bir arada tutan bağların neler olduğuna değiniliyor. Bireyin, bulunduğu gruba kendisini adamasının altında yatan psikolojiyi, gruptakilerin bir liderde aradığı temel özelliklerin neler olduğunu, grup içinde oluşan itaat ve panik durumlarının psikolojisini açıklıyor. Döngüsel depresyon ve melankolinin oluşum mekanizmasına, aşk ve hipnoza da değiniyor. Kitapta McDougall ve Le Bon’un görüşlerinden alıntılar da bulunmakta. Kısacası okumanızı tavsiye ediyorum. Freud ve teorileri hakkında biraz bile bilginiz varsa kitabı okumak çok kolaylaşacaktır.
Grup Psikolojisi ve Ego Analizi
Grup Psikolojisi ve Ego AnaliziSigmund Freud · İkilem Yayınevi · 20201,781 okunma
144 syf.
6/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Freud’un otobiyografisi ile teorilerinin ortaya çıkış süreçlerini öğrenip zihninin “yüzeyinde” kalabildiğiniz bir kitap. Kitabı okumak için birkaç terimin anlamını bilmek dışında gereken hiçbir şey yoktu, okuması kolaydı. Otobiyografi bittikten sonra tahminimce çevirmenin kendi oluşturduğu kısa başlıklar altında kitabın bir özeti var. Bu kısımda çevirmenin rüyalara kısa değinmelerini beğendim, Freud’un “Rüyaların Yorumu” adlı kitabını okumadan önce kaba bir giriş niteliğindeydi benim için. Kısaca kitap Freud hakkında az az bilgilere değinmiş, bunlar hakkında kabataslak bilgiye sahip olup sonrasında derinlere inmek için başlangıçta okunabilir.
Bilinçaltını Keşfetmek
Bilinçaltını KeşfetmekSigmund Freud · İkilem · 2020133 okunma
80 syf.
6/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Okuması genel olarak benim için güç olan bir kitaptı. Fakat sonlara doğru ilgimi çekmeyi başardı. Kitaba odaklanmak o kadar zordu ki, ilgimi biraz çeken bir şey okumaya başladığımda bu merakı fiziksel olarak hissettim bile diyebilirim. Bu kadar yerinmekten sonra kitaptan bahsedeyim. Freud, kitabında ruhsal bir eylemin ne gibi aşamalardan geçtiğinden bahsediyor. Bilinçdışı, bilinç ve önbilince dair kısmen tatmin edici bilgilere sahip oluyorsunuz. Bastırılmış ruhsal eylemlerin “sansür” testinden geçemediğinde bilinçdışında kaldığını anlatıyor. Bilinçdışının özellikleri ve bilinç-bilinçdışı arasındaki iletişim hakkında da birçok şey öğreniyorsunuz. Ve bence kitabın en ilgi çekici kısmı olan şizofrenide yüzeysel de olsa işler nasıl yürüyor fikir sahibi oluyorsunuz. Okuması biraz zor da olsa size bir şeyler katacağından eminim.
Bilinçdışı
BilinçdışıSigmund Freud · İkilem Yayınevi · 2020349 okunma
136 syf.
7/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Freud’un okuduğum ilk kitabı. Psikanalize girişte insanların kafalarındaki soruların bazılarını cevaplayan, bir iki gün içinde bitebilecek bir kitap. Fakat psikanalizin nasıl yapıldığını detaylıca anlatmıyor, psikanalizin tıp eğitimi alınmadan öğrenilip öğrenilemeyeceğini bir söyleşi havasında tartışıyor. İletilen soruların bazıları absürt bazıları da yararlı. Bilgi açısından -her ne kadar kitap kısa da olsa- tatmin oldum. Freud kitapta amatörlerin (amatörleri hekim olmayanlar olarak tanımlamış) sadece psikanaliz eğitimi alarak psikanaliz yapabileceğini savunuyor. Psikanalist olmak için tıp eğitimini yararlı ve pratik bulmuyor, bunu bir vakit kaybı olarak görüyor. Psikanalizi tıpın bir dalı olarak bile görmüyor. Nevrozun nasıl oluştuğundan ve psikanalitik tedavi basamakları ile nasıl tedavi edilebileceğinden bahsediyor. İleride nöroloji ile ilgilenmek istediğimden kitabı okumak benim için çok verimliydi. Ama Freud’un dediği gibi, psikanaliz ile ilgilenmek için tıp okumaya gerek yok. Okumanızı öneririm :)
Amatör Psikanalizi
Amatör PsikanaliziSigmund Freud · Say Yayınları · 2015919 okunma
Reklam
224 syf.
7/10 puan verdi
Kitap temel olarak Amerika'dan yola çıkarak televizyonu eleştiriyor. Televizyonun bizleri nasıl aptallaştırdığını, programların amacının aslında ne olduğunu anlatıyor. Bana göre tek sıkıntısı teorilerini Amerika üzerinden örneklediğinden bunların havada kalmasıydı. Kitapta bahsedilen “show”ları ve şahısları ara sıra araştırmak zorunda kaldım. Kitap bu açıdan beni tamamıyla tatmin etmedi. Ayrıca Aldous Huxley ve George Orwell okuduysanız yazar ilk olarak bu ikisini karşılaştırıp şimdiki dünyamız ile ilişkilerini inceliyor. Bu kısımları okumak çok zevkli. Kitap şimdilerde yazılsaydı, yazar sosyal medya için ne düşünürdü diye merak ediyorum. Son olarak okunması çok kolay bir kitap değil, dili biraz ağır ama gerçekten odaklanarak okunduğunda zorlanılmaz diye düşünüyorum.
Televizyon Öldüren Eğlence
Televizyon Öldüren EğlenceNeil Postman · Ayrıntı Yayınları · 2020598 okunma